MEVLİD KANDİLİ VE PEYGAMBER ŞAHSİYETİ
Müslümanların özel gecelerinden biri olan Mevlid Kandili, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in dünyaya teşriflerinin yıldönümüdür. Bu gece; yalnızca bir doğum günü kutlaması değil aynı zamanda insanlığın kurtuluşu için gönderilen son Peygamberin hayatını, şahsiyetini, ahlâkını ve mesajını yeniden hatırlama vesilesidir. Çünkü o; karanlıklar içinde yolunu kaybetmiş insanlığa ışık olmuş, cehaletle kuşatılmış bir dünyaya ilim ve hikmet getirmiştir.
Peygamberimizin doğduğu çağda insanlık büyük bir buhran içindeydi. Arap Yarımadası’nda putperestlik yaygın, zulüm sıradan, kadın ve çocukların değersiz görüldüğü, güçlülerin zayıfları ezdiği bir hayat hüküm sürüyordu. İşte böyle bir zamanda doğan Efendimiz (s.a.v.), âlemlere rahmet olarak gönderildi. O’nun gelişi, mazlumlar için güven, yetimler için şefkat, kadınlar için izzet, toplum için adalet ve insanlık için hidayet demekti.
Kur’an-ı Kerîm’de Allah Teâlâ, Peygamberimizi şöyle tanıtmaktadır: “Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ, 107) Bu ayet, Mevlid Kandili’nin anlamını da özetlemektedir. O’nun doğumu, rahmetin doğuşu, nurun yeryüzüne inişi ve insanlığın yeni bir ufka açılışıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), sadece bir peygamber değil; aynı zamanda örnek bir eş, merhametli bir baba, adaletli bir devlet adamı ve güvenilir bir dosttu. Onun şahsiyetinin en belirgin özelliği eminlik idi. Daha peygamberlik görevi kendisine verilmeden önce bile Mekke halkı onu “Muhammedü’l-Emin” olarak tanıyordu.
O’nun hayatında tevazu zirvedeydi. Kendi elleriyle tamir yapan, yemeğini paylaşan, köle ve hür arasında ayrım yapmayan, çocuklara selam veren, zayıfların hakkını koruyan bir insandı. Asla kibirlenmedi, asla kimseyi küçümsemedi. Ahlakının yüceliğini Allah Resûlü’nün yakın dostu Hz. Âişe validemiz şu sözlerle dile getirmiştir; “Onun ahlâkı Kur’an’dı.” Yani Peygamberimizin şahsiyetini anlamak, Kur’an’ı yaşamakla eşdeğerdir.
Mevlid Kandili; sadece geçmişi anmak için değil, bugünü anlamlandırmak için de bir fırsattır. Zira Peygamberimiz (s.a.v.), “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur. Toplumsal sorunların, bireysel bunalımların ve insanî krizlerin yaşandığı çağımızda, Efendimizin örnek şahsiyeti insanlık için bir kurtuluş reçetesidir. Eğer dürüstlük ticarete, merhamet aile hayatına, adalet toplumsal ilişkilere taşınırsa; Mevlid Kandili’nin ruhu yaşanmış olur.
Mevlid Kandili, duaların gökyüzüne yükseldiği, rahmet kapılarının ardına kadar açıldığı bir gecedir. Bu geceyi sadece ibadetle değil, Peygamberimizin örnek hayatını öğrenmek, O’nun sünnetini yaşamak ve insanlar arasındaki sevgi bağlarını güçlendirmek için değerlendirilmelidir.
Kandiller yalnızca takvimdeki bir tarih değildir. Kandiller, kalpleri aydınlatan manevi çağrılardır. Mevlid Kandili de Müslümana; “Peygamberini tanı, O’nun yolunda yürü, hayatına rahmet kat” mesajını verir. Her dönemde ihtiyaç olan bu Peygamber’i mesaja bugünün dünyasının her zamandan fazla ihtiyacı vardır.
Zalimlerin dünyayı kasıp-kavurduğu, mazlumların tek başlarına kaldığı, güçlünün ezdiği masumun ezildiği günümüz dünyasının tek çıkış yolu; Mevlid kandilini anlamaktan geçecektir. Mevlid Kandili; sıradan bir beşerin doğum tarihi değil, dünyanın ve insanlığın dönüm tarihidir. Dönüşe ve dirilişe vesile olan Hz. Muhammed s.a.v.in doğumunu bir başka beşerin doğumuyla eşdeğer görüp sıradanlaştırmak; dünyayı kana ve kavgaya bulayan anlayışa hizmettir.
Geceyi ihya şekli ve geceden beklenen; zikir çekerek sevap kazanmak değil; Peygamber’in anlayışını hayata hâkim kılmayı öğrenmektir. Gecenin bu anlayışla ihyası; Peygamber şahsiyetinin anlaşılmasıdır. Bu anlayışla; tüm Müslümanların Kandilini kutlar, hayırlara vesile olmasını Yüce Allah'tan niyâz ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.