Yağla beslenmek sağlığa giden yol olabilir mi?

Günümüzde beslenme trendleri hızla değişiyor. Bir dönem “yağsız beslenme” sağlığın anahtarı olarak görülürken, bugün yağın merkezde olduğu ketojenik diyet, hem tıp dünyasında hem de bireysel tercihlerde adından sıkça söz ettiriyor.

Ketojenik diyetin temel mantığı basit: Vücuda karbonhidrat yerine yağ ağırlıklı besinler veriliyor. Günlük karbonhidrat alımı 50 gramın altına düştüğünde, vücut enerji ihtiyacını şekerden değil yağlardan karşılamaya başlıyor. Ortaya çıkan keton cisimcikleri, adeta beynin ve kasların yeni yakıtı oluyor.

Elbette bu diyetin kökleri yalnızca kilo vermek değil. Özellikle epilepsili çocuklarda nöbetlerin azalmasına yardımcı olduğuna dair bilimsel veriler mevcut. Bunun yanında insülin direncini kırmada, kan şekerini düzenlemede de umut verici sonuçlar ortaya çıkıyor. Yani ketojenik beslenme sadece bir moda akımı değil, aynı zamanda tıbbi bir yöntem.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Her diyetin herkese uygun olmaması. Yüksek yağ oranı, özellikle kalp-damar hastalığı riski taşıyan bireylerde olumsuz sonuçlar doğurabilir. Ayrıca bu beslenme düzeni, sabır ve disiplin gerektiriyor. Bir dilim ekmeğe, bir tabak makarnaya “hayır” diyebilmek herkesin harcı değil.

Öte yandan ketojenik diyet, modern yaşamın hızlı karbonhidrat tuzaklarına karşı güçlü bir duruş niteliğinde. İnsanlara, “enerjiyi şekerden değil, yağdan da alabilirsiniz” diyerek ezberleri bozuyor. Belki de bu yüzden son yıllarda popülaritesi giderek artıyor.

Benim kanaatim şu: Ketojenik diyet, tıpkı hayatın birçok alanında olduğu gibi, doğru ellerde uygulandığında faydalı olabilir. Ancak bilinçsizce başlanırsa yarardan çok zarar getirebilir. Bu nedenle “komşum yaptı, ben de yapayım” diyerek değil, mutlaka uzman kontrolünde uygulanmalı.

Kısacası, yağla beslenmek belki de sandığımız kadar korkutucu değil. Belki de sağlığa giden yol, bir parça tereyağının içinde gizlidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rabia Bahadır Arşivi
SON YAZILAR