KAZANILAN SEÇİMİN SAHİBİ ÇOKTUR

Seçimlerin üzerinden bir aydan fazla bir zaman geçti. Başkanlar hala daha yoğun bir biçimde hayırlı olsun ziyaretine gelen misafirleriyle meşgul olmaktalar. Geçtiğimiz hafta Lâdik’teki iş yerimize gittim ve gitmişken de başkana uğrayıp hayırlı olsun dileklerimi ilettim. Onun dışında şu an kadar hiçbir başkana gitmedim. Neden gitmedin derseniz; adamlar ziyaretlerden iş yapmaya zaman bulamıyorlar, bir de biz gidip meşgul etmeyelim diye gitmedim. Zamanla yoğunlukları bitince gideriz acelesi yok. Bu arada seçimi kaybeden birkaç arkadaşı ziyaret edip hasbihal ettik, bizim için seçimi kazanan kaybeden fark etmez, hepsi arkadaşımız. Kazanmayınca kötü de kazanınca iyi mantığı bize göre değil. Seçimler bitti ve dikkatimi çeken en önemli detay seçilen başkanlara çalışan bazı insanların beklentileri oldu. Kimisi başkan yardımcılığı ister, kimisi müdürlük ister, kimisi danışmanlık ister, kimisi iş ister, kimisi de işe adam koymak ister. Hani derler ya herkesin bir derdi var durur içerisinde, işte o misal herkesin bir derdi var durur içerisinde. Merhum Demirel’in ‘Kaybedilen seçimin sahibi olmaz.’ ifadesinin tam tersi bir durum da ‘Kazanılan seçimin sahibi çoktur.’ Arayıp seçimleri biz aldık diyenden geçilmiyor. Adamlar yemin billah biz olmasak bu seçimi kesinlikle alamazlardı deyince nezaketen sesimi çıkarmıyorum ama keşke seçimi kaybetse de sen de bunu söylemeseydin diyesim geldiğini de söylemeden geçemeyeceğim.

Seçilen başkanların gerçekten işleri zor. Bir yandan devraldıkları belediyelerin ekonomik sıkıntıları, bir yandan personel maaşları, bir yandan yapılması gereken işler, bir de bunlarla ilgili kendi ekibini kurarken şunun adamı bunun adamı ve denge hesapları… Çık çıkabilirsen işin içerisinden. İlimizdeki 18 belediye başkanının sadece 5 tanesi koltuğunu koruyabildi, diğerlerinin tamamı değişti. Bafra, Ondokuzmayıs, Canik, Asarcık, Lâdik dışında kalan belediyelerin tamamı başkanını değiştirdi, bu ciddi bir değişikliktir. Yeni seçilen başkanlar ziyaretlerden zaman bulup işlerine vakit ayırabilseler işlerini yapacaklar da yoğun ziyaretlerden işe vakit bulmaları adeta imkânsız. Şu ana kadar Atakum ve Tekkeköy belediyeleri işten adam çıkardılar, her iki belediyede de 31 Mart’ta dahi işe adam alınmış, bu çıkarmaların zorunlu olduğu ortada. Belediyelerin en büyük yükünün şişirilmiş personel maaşları olduğu da bir gerçek. Her başkan seçmenine verdiği sözü yerine getirip adam aldı, belediyeler ciddi anlamda personel yoğunluğuyla doldu. Herkesin beklentisi masa başında oturup maaş almak, kimse çalışayım da aldığım parayı hak edip çoluğuma, çocuğuma helal lokma getireyim derdinde değil.

Bazı belediye başkanlarının mülkiye müfettişi istedikleri ve hesapları teslim almadıkları, borçlarla ilgili de müfettişlerin inceleme sonuçlarına göre ödeme yapacaklarını öğrendim. Yolsuzluk yapan kim varsa mutlaka bedelini ödemeli, milletin parasını har vurup harman savuranların bunun hesabını vermeleri gerekir. Aslında bu işin farklı bir yolu da var. Başkanlıktan düşenlerin başkan olmadan önceki mal varlıklarıyla başkanlığı bıraktıktan sonraki mal varlıklarını tespit ettiğinizde her şey ortaya çıkar ama bu yöntem henüz uygulanmadı. Normalde belediye başkanlarından, meclis üyelerinden, devlet memurlarından, gazetecilerden mal beyanı alınır, bunun nedeni budur ama uygulamada bunun karşılığı olmadı. Belediyeler israfı bırakıp şişirilmiş personeli de başka kamu kurumlarına yollasalar çok rahatlarlar ama bu daha önce yapıldı. Başka kurumlara gönderilen personelin yerine daha fazlası alındı ve yine eskiye dönüldü.

Belediye deyince şehrimizin en önemli sorunlarından birisi olan trafik ve otopark sorununa mutlaka bir çözüm bulunması gerektiğini de vurgulamadan geçmeyelim. Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan ilk icraatımız trafikle ilgili olacak demiş, bu sevindirici bir gelişme. Cumhuriyet Meydanı’ndan Çatalçam’a eskiden yirmi dakikada giderdik, şimdi en erken kırk dakikada gidiyoruz, yoğunluk olduğunda bu süre bir saate çıkıyor. Zaman zaman yazlığı terk etmeyi düşündüğüm olmuştur, yol çok yorucu ve stresli. Daha önce fuzuli yatırımlar yapılıncaya dek birkaç battı çıktı yapılsaydı bu iş çoktan çözülmüştü. Eski Türk-İş Eğitim Merkezinin olduğu yere yapılan kültür merkezine harcanan 500 milyon lirayla battı çıktı yapılsaydı çok daha yararlı bir yatırım olurdu. Trafiğin sorununun olduğu bir yerde kültür mü olurmuş? Umarım bu sorunlar yeni seçilen başkanların önceliği olur da şehir rahatlar diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR