EŞ VE ANNELERİN EV HİZMETİ
Toplumumuzda en çok yanlış anlaşılan konulardan biri, evde annenin ya da eşin yaptığı hizmetlerin değeri ve anlamıdır. Çoğu zaman bu hizmetler “angarya” gibi görülür, bazen küçümsenir, bazen de “zaten görev” olarak değerlendirilir. Oysa hakikatte durum çok farklıdır. Evinde ailesi için hizmet eden bir anne veya eş, hizmetçilik yapmamakta aksine sabır, fedakârlık ve merhametle yoğrulmuş bir ibadet gerçekleştirmektedir.
Bir annenin sabah erken kalkıp çocukları için kahvaltı hazırlaması, eşinin ihtiyaçlarını gözetmesi, evin düzenini sağlaması sıradan bir görev değil büyük bir fedakârlıktır. Çocuğun çantasına konan bir ekmek, eş için hazırlanan bir yemek, yalnızca karın doyurmaz aynı zamanda dua taşır, şefkat taşır, sevgiyi besler. İşte bu yüzden evdeki emek, hizmetçilik değil cennet için sermayedir.
Kur’an-ı Kerim, aileyi “karşılıklı sevgi ve merhamet” üzerine inşa eder. Peygamber Efendimiz (sav), ev işlerinde hanımlarına yardım etmiş, evde yapılan işleri küçümsememiştir. Bu yaklaşım bize açıkça gösterir ki, evde verilen emek basit bir uğraş değil Allah katında değerli bir çabadır.
İslam’da niyetin samimiyeti önemlidir. Anne veya eş, evdeki hizmetini mecburiyetle değil gönül vererek yaparsa bu çaba ibadete dönüşür. Çünkü ibadet yalnızca namaz, oruç, zekâtla sınırlı değildir. Kulun Allah rızasını gözeterek yaptığı her iş, ibadet kapsamına girer. Bu yüzden annenin mutfakta yemek yapması, çocuğuna sabırla ders çalıştırması, evini huzurlu bir yuva hâline getirmesi; gönül ile yapılırsa sevap hanesine yazılır ve cennet sermayesine dönüşür.
Ne yazık ki günümüz dünyasında evin içinde verilen emek çoğu zaman değersizleştirilmektedir. Modern söylemler, evini ve ailesini önemseyen kadını “hizmetçi” gibi göstermeye çalışmakta, maalesef hanımlar da bu modern tarif oyununa gelerek kendilerini hizmetçi gibi görmektedirler. Oysa bu anlayış çok büyük bir yanlıştır. Çünkü annelerin ve eşlerin görünmeyen emeği olmadan toplumun ayakta kalması mümkün değildir. Yaptıkları hizmet; fiili bir ibadettir.
Bir annenin gece boyunca ateşler içinde yatan çocuğunun başında beklemesi, sabaha kadar uyumaması, şefkatten kaynaklanan bir hizmettir. Bu hizmetin adı fedakârlıktır, karşılığı ise cennet mükâfatıdır. Yine bir eşin evinin düzenini sağlamak için gösterdiği gayret, ailenin huzuruna katkıdır. Bu da hizmetçilik değil, gönüllü bir ibadet anlayışıdır. Aile bireylerinin; eş ve annenin hizmetini rutin bir sorumluluk görmeleri yanlış olduğu gibi anne ve eşin de kendini böyle tanımlaması son derece büyük bir hata olmaktadır.
Burada altı çizilmesi gereken nokta şudur; evde yapılan işlerin değerli olabilmesi için zorunluluk değil, gönül vermek gerekir. Mecburiyetle yapılan iş, yalnızca yorgunluk getirir. Ama gönülden yapılan iş, hem dünyada huzur kazandırır hem de ahirette mükâfat. Gönül muhabbetiyle yapılan yemeğin tadı bile farklıdır çünkü onda rahmet ve bereket vardır. Sevgiyle yıkanan çamaşırın, ütülenen elbisenin kokusu bile farklıdır, çünkü onda muhabbetin sesi ve nefesi vardır.
Anne, eş ya da kadın; evde yaptığı hizmeti Allah rızası için, severek ve isteyerek yaptığında, o iş sıradan bir iş olmaktan çıkmakta ve ibadete dönüşmektedir. Bu yüzden annenin elinin hamurunda sevap gizlidir, gönlünün şefkatinde de cennet vardır. Evde verilen hizmetlerin her biri aslında ahirete yapılan bir yatırımdır. Çocuklara helal-haramı öğretmek, edebi ve ahlaki değerleri kazandırmak, eşe destek olmak ve evin huzurunu korumak; hepsi birer ibadet ve cennet sermayesidir.
Evdeki emek; dünya için değil cennet için değer taşımaktadır. İbadet niyetiyle yapılan her küçük iş, insana ahirette büyük bir karşılık olarak dönecektir. Çünkü Allah katında hiçbir fedakârlık zayi olmamaktadır. Eşin ve çocuğun dinlenme yaptığı bir sırada annenin/hanımın onlar için evde koşup-koşuşturması elbette ki; takdiri hak eden bir fedakârlıktır. O nedenle de; bu,işlemler bedeni birer ibadettir.
Evinde eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını gören bir anne ya da eş; asla hizmetçi değildir. O; evini ayakta tutan, ailesini geleceğe hazırlayan, topluma iyi bireyler yetiştiren bir gönül insanıdır. Onun yaptığı işler; hizmet değil, ibadettir.
Evdeki emek; zorunluluk değil, gönül işidir. Hizmetçilik değil, ibadettir. Dünya için değil, cennet için sermayedir. Şikatyetçi olmadan ve sızlanmadan bu hizmeti gönülden yapan eş ve anneleri tebrik eder, cennette en ulvi makama ulaşmalarını Allah’tan niyaz ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.