CİMRİNİN DOSTU OLMAZ…

Cömertlik, ahlâkın en parlak aynasıdır. İnsan karakteri, elindekini paylaşma biçiminde kendini gösterir. Cömert insan, nimetin gerçek sahibinin Allah olduğunu bilir; malı elinde tutmaz, gönlünde taşır. Oysa cimri, nimeti kendinden bilir. Kazancına ilahî bir pay biçer, “Ben yaptım” der, “Ben kazandım” der, “Benimdir” der. Böylece farkında olmadan Allah’ın “Rezzâk” sıfatına ortak koşar. Bu yüzden cimrilik sadece bir huy değil; bir inanç zaafıdır, kalp hastalığıdır.

Cömert insan, Allah’a güvenendir. “Kim Allah için verirse, Allah da ona daha fazlasını verir” vaadine yürekten inanır. Zira Kur’an, “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe erişemezsiniz” (Âl-i İmrân, 92) buyurmaktadır. Bu, sadece para vermek değildir; vakit vermektir, bilgi paylaşmaktır, tebessüm etmektir, dualarda yer vermektir. Cömertlik bir ruhtur; fakirin duasında, yetimin gülüşünde, dostun vefasında kendini ifade eder.

Cimrilik ise hem sahibini hem çevresini kurutur. Cimri, hem dünyada yalnız kalır hem ahirette eli boş gider. Hz. Peygamber (s.a.v.), “Cimriden uzak dur, çünkü o senden uzaklaşmadan önce senin kalbini karartır” buyurmuştur. Cimrinin dostu olmaz; çünkü dostluk paylaşmak ister. Sevgi de, güven de, sadakat de paylaşılmadan büyümez. Cimri, paylaşamadığı için sevemez; sevemediği için de sevilmez.

Dinimiz, savurganlığı da, cimriliği de yasaklamıştır. İsraf, nimete haksızlıktır; cimrilik ise nimetin hakkını inkârdır. Her iki uç da imtihanı kaybetmektir. Yüce Allah; “Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz” (A’râf, 31) buyurmaktadır. Çünkü israf nankörlüğe, cimrilik ise bencilliğe götürür. Mümin ise dengededir; harcarken aklıyla, verirken gönlüyle davranır. Tasarruf, cimrilik değildir. Cömert insan, ölçüsüz harcamaz ama paylaşmaktan da kaçmaz. Çünkü bilir ki “veren el, alan elden üstündür.” Gerçek cömertlik; gösterişsiz, içten, Allah rızası için verilen şeydir.

Cimriliğin zararları bireysel değildir; toplumsal çürümenin de zeminidir. Cimri bir toplumda yardımlaşma azalır, merhamet eksilir, güven duygusu kaybolur. Zengin fakiri küçümser, fakir zengine kin besler. Böyle bir toplumda kardeşlik değil, menfaat ilişkisi yaşanır. Oysa cömertliğin hâkim olduğu bir toplumda huzur vardır. Herkes “benim” değil, “bizim” der. İyilik zinciri elden ele dolaşır. Fakir, zenginle; genç, yaşlıyla; güçlü, zayıfla bir olur. Cimrilik ise bu zinciri kırar; insanı bencilliğin duvarları arasına hapseder.

Asıl zenginlik, malda değil; gönüldedir. Gönlü geniş olanın cebi daralsa da itibarı büyür. Cimri ise hazineler içinde yüzerken bile fakirlik korkusuyla yaşar. Cömertlik kalbi yumuşatır, cimrilik katılaştırır. Gönül zenginliği, Allah’ın en büyük ikramıdır. Cömertlik bir el hareketi değil, kalp eylemidir. Cömert kalpler dost kazanır, cimri kalpler yalnızlaşır. Çünkü Allah’ın huzurunda da, insanların arasında da; cimrinin dostu olmaz. Cimri; hatır bilmez, arkadaş tanımaz, büyük dinlemez, küçük sevmez, komşuyu görmez, arkadaşı olmaz... Cimrinin tek derdi; sahip olduğunu eksiltmemektir.

Müslüman tavrına uygun olmayan cimrilik toplum barışına da ihanettir. İnsanlar arası muhabbeti tesis eden davranış paylaşmaktır. Paylaşmak; cimriliğin panzehiridir. Cimriyi dost edinmeyin, çünkü cimriden dost olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR