Mustafa Cemal Tomar

Mustafa Cemal Tomar

YUMURTACI VE YOĞURTÇUNUN HİKÂYESİ

Bir köylü küçük bir tavuk kümesinde ütettiği yumurtaları toplayıp pazarın bir köşesinde satışa çıkarır. Sosyetik
bir kadın sorar:
— Yumurtalarınızı kaça satıyorsunuz?
Yaşlı satıcı cevap verir:
— Bir yumurta 0,50 €, hanımefendi.
Kadın der ki:
— 6 yumurtayı 2,50€’ya alırım, yoksa giderim.
Yaşlı satıcı cevaplar:
— Hanımefendi, istediğiniz fiyata alın. Bugün henüz bir tane bile yumurta satamadım ve geçinebilmem için buna ihtiyacım var. Bu benim için iyi bir başlangıç olur.
Bu alış-verişte sosyetik kadın 0,5 Euro avantaj sağlar. Tabi ki ihtiyaç sahibi yaşlı satıcıdan.
Kadın yumurtaları pazarlıkla aldığı fiyattan satın alır ve kazandığını düşünerek oradan ayrılır. Şık arabasına biner ve arkadaşıyla birlikte lüks bir restorana gider.
Kadın ve arkadaşı istediklerini sipariş ederler. Azıcık yerler, ancak birçok şeyi yarım bırakırlar.
Hesap geldiğinde toplam 400€ tutmuştur. Kadınlar 500€ verir ve restoran sahibine üstü kalsın, bahşiş olsun derler.
Bu hikâye lüks bir restoranın sahibi açısından gayet normal görünebilir. Ama yumurta satan yaşlı adam için oldukça adaletsizdir…
Ortaya çıkan soru şudur:
Neden ihtiyacı olanlardan bir şey alırken gücümüzü göstermeye ihtiyaç duyarız?
Ve neden asıl ihtiyacı olmayanlara karşı cömert oluruz?
Bir keresinde bir yerde şöyle bir şey okumuştum:
“Babam, yoksullardan ihtiyaç duymasa bile bazı eşyaları yüksek fiyatlara satın alırdı.
Bazen normalinden daha fazla para verirdi.
Buna çok şaşırırdım. Bir gün ona sordum: ‘Neden böyle yapıyorsun baba?’
Babam şöyle dedi:
‘Bu, onura sarılı bir hayırdır, oğlum.’”
Biliyorum ki çoğunuz bu mesajı paylaşmayacak.
Ama buraya kadar okuyacak kadar zaman ayırdıysanız…
Belki siz de o onurlu hayırseverlerden birisinizdir.
Yoğurtçunun Hikayesi;
Osmanlı’da havanın aşırı soğuk olduğu bir günde, ermiş bir zat dışarıyı seyrediyormuş. Yoğurtçunun sesini duyup, hanımına “kap getir yoğurt alayım” der. Hanım “yoğurt var. İhtiyacımız yok” deyince, Mübarek de “Bizim ihtiyacımız yok ama yoğurtçunun ihtiyacı var ki bu soğukta sokaktan üçüncü geçişi…” der…
*Hayatta; iyi insanlarla, kuldan utanması olan insanlarla karşılaşmanız dileği ile...
Bir önceki sosyetik,uygar , medeni, kültütlü, demokrat, özgürlükçü, çağdaş, gün görmüş var sayılan kadının davranışına bakınız. Bir de bir çok kesim tarafından hor görülen, cahil kabul edilen, köylü sefil denilen, çağın gerçeklerinden habersiz olduğu var sayılan koca yürekli adamın sergilediği duruşa bakın. Kıyaslamayı varın siz yapın.
Burada yatan gerçek şudur. Evvelinde senin ruhun ne ile beslendiği ile alakalıdır.
Bizim derviş
"Kim bir iyilik yaparsa, ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez.'(En'am: 160) ayetten beslenmiştir.
İiyiliğin aşamaları nelerdir?
1- İsteyen ihtiyaç sahibine imkânın dahilinde vermektir.
2- İhtiyaç sahibini bulup vermek, bu daha güzeli.
3- İhtiyacın olduğu halde isteyen ihtiyaç sahibiyle ekmeğini paylaşmaktır. Bu daha güzel.
4- İhtiyacı olduğu halde isteyemeyen ihtiyaç sahiplerini bulup ekmeğini onlarla paylaşmak ise iyiliğin zirvesidir.
Kısaca iyiliğin aşamaları bundan mütevellittir. Yoğurtçunun halet-i ruhiyetini keşf eden mübarek zat, empati kurmuştur, din kardeşinin ihtiyacını yüreğinde hissetmiştir, imanın tadına varmıştır, mü' min olarak vazifesini ikmal etmiştir. Bizlere de örnek olmuştur.
Lâkin sosyetik kadının tavrını insanlık adına koyabileceğim bir yer yoktur.
Tabi bu yazıda iki figür ortaya konmuştur. Sosyetik kadına çok haksızlık yapmayalım. Bizim patron ve servet sahibi müslüman kardeşlerimizden bir kısmı şirketlerinde ve holdinglerinde çalıştırdıkları işçilerin sırtından ayda milyonlarca lira kazandıklerı halde "asgari ücreti" bahane ederek işçilerinin ücretlerini pazarlık konusu yapmaları sosyetik kadının davranışından kat kat daha vahim bir durum değil midir?
Şu kapitalist düzende gücü eline geçiren bizim mahalledekiler de maalesef kapitalist olmuşlardır. Farkında bile değiller. İstisnalar her zaman vardır. Onlara sözüm yoktur. Mesaj hasıl olmuştur sanırım.

Selâm ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Cemal Tomar Arşivi
SON YAZILAR