ÖVGÜ SÖVGÜYE DÖNÜŞEBİLİR
Bir arkadaşıma kendimce taşıdığı sıfatların bazılarını sıralayarak iyi günler temennisi ve duasında bulunmuştum. Arkadaşım benim kendisi hakkında sıraladığım sıfatları " övgü" kabul etmiş olması gerekir ki; beni telefondan arayarak şöyle dedi: "Bana bak Mustafa Cemal, övgü olduğu yerde sövgü olur, övgüler günün birinde sövgüye dönüşebilir, kâinatta bir denge vardır" diyerek beni uyardı.
Bu diyalog bana bazı şeyleri hatırlattı. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor. "Olur ki Allah sizinle
düşmanlarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah, gücü (her
şeye) yetendir, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.? (Mümtehine, 7) Burada düsmanlikta ileri getmenin iyi olmadığı, düşmanın bir gün olur ki dost olabileceği vurgusu yapılmaktadir. Öte yandan;
Hz. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işittim: “Dostunu severken ölçülü sev, günün birinde düşmanın olabilir. Düşmanına da buğzunu ölçülü yap, günün birinde dostun olabilir.” (Tirmizi) Bu mevzuda orta yolu tercih etmek en güzelidir. "Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez...” (Bakara, 185); “...O sizi seçti ve dinde size bir güçlük yüklemedi...” (Hac,78), Konu ile alakalı olarak bir de şu hatırlatmayı yapalım. Hadis-i Şerif: "Orta yolu tutunuz, amellerinizi mükemmelleştirmeye ve Allah’a yakın olmaya gayret ediniz. Sabahleyin, öğle ile akşam arası çalışınız. Bir parça da geceden faydalanınız. Aman acelesiz gidin, telaşsız gidin ki, menzilinize, varacağınız hedefe ulaşasınız.” (Buhârî)
Ölçü bellidir. İfrat ve tefrit olmamalıdır. Kur'ân'da “ifrât” kavramı, tutum ve davranışlarda aşırı gitmek, haddi aşmak; “tefrît” kavramı ise, gevşek ve ihmalkâr davranmak, eksik bırakmak, çabuk davranması gereken yerde ağır davranmak, normalden aşağı olmak anlamlarını ifade eder. Ve evful keyle iza kiltum vezinu bil kıstasil mustekim, zalike hayrun ve ahsenu te'vila.(İsra:35- Şuara: 282)
Ölçtüğünüz zaman tam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Hayırlı ve iyi olan budur.
Burada ölçü kavramı umumidir. Sadece ticarette değil, sosyal ilişkilerde de ölçü önemlidir. İfrara ve tefrite girmeden cümlelerimizi kurmalı hayatımızı tanzim etmeliyiz. "Her şey zıddıyla kaimdir" diye bir söz vardır. Ünlü mütefekkir Mevlana Mesnevi’de der ki: “Ey insan, dünyâdan birbirine zıd iki ses gelir. Acaba senin kalbin hangisini almaya istîdâtlı?” “O seslerden biri Allâh’a yaklaşanların hâli, diğeri ise aldananların hâlidir.” “Bu seslerden birini kabul ettin mi, öbürünü duymazsın bile!..” “Çünkü seven bir kimse, sevdiğinin zıddı olan şeylere karşı adetâ kör ve sağır olur.” “Ey sâlik; aynadaki son nakşa bak! Bir güzelin ihtiyarlığındaki çirkinliğini ve bir binânın harâbe hâline geleceğini düşün de aynadaki yalana aldanma!..”
Yazıyı kaleme almama vesile olan arkadaşım bütün bu hakikatleri görerek şunu vurgulamaya çalışmıştır aslında: Övgüye fazla mahal verme, işler tersine döndüğünde seni övenler bu sefer sövmeye başlayacaktır. İlerde sôvülmek istemiyorsan övgüyü kabul etme. Orta yolu tut. Sünnetullaha uygun olan da budur. Ne düsmanlikta ne de dostlukta sınırları aşma. Orta yolda yürümenin en doğru yol olduğunu hiç bir zaman şaşma. Duygularının esiri değil, duygularını esir alanlardan ol. Yol varsa budur, bilmiyoruz başka bir yol.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.