YENİ NESİL İNŞASI...
Bir toplumun geleceği, gençlerinin istikametiyle şekillenir. Nesil; bir milletin hem kaderi, hem de duasıdır. Bu yüzden “yeni nesil inşası” basit bir eğitim meselesi değil; bir iman, ahlâk ve bilinç meselesidir. Yeni neslin inşası; sadece bilgi yüklemekle değil, değer kazandırmakla mümkündür. Gençliğin kalbine vatan sevgisini, Allah’a kulluğu, anne-babaya hürmeti, adalet duygusunu ve merhameti yerleştirmeyen hiçbir eğitim sistemi kalıcı bir medeniyet kuramaz. Bugünün gençleri; teknolojiyi bilen ama imanını kaybetmeyen, eleştiren ama saygısını koruyan, üretken ama ahlâkından taviz vermeyen bir dengeye sahip olmalıdır. Yeni nesil; televizyonla, telefonla, algoritmayla değil, vicdanla ve örnekle yetişir. Aile; en temel mekteptir, anne-baba ise; ilk öğretmendir. Evde saygı, adalet, dua ve tevazu yoksa, okulun verdiği hiçbir bilgi ruhu doyuramaz.
Eğitim; yalnızca akademik başarı değil, karakter eğitimi olmalıdır. Çünkü diploma bir kâğıttır, karakter ise bir kimliktir. Peygamberimiz (s.a.v.) “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” buyurarak eğitimin özünü belirtmiştir. Yeni nesil, bilgiyle kibirlenmeyen, inancıyla eğilmeyen, gayretiyle dirilen bir nesil olmalıdır. Bir millet, toprağını kaybettiğinde; sınırlarını, neslini kaybettiğinde ise; ruhunu kaybeder. Bu sebeple gençliği ihmal eden toplumlar, geleceğini ithal etmek zorunda kalır. Yeni neslin inşası; kalemle, ilimle, dua ve gayretle olur. Gönül inşa edilmeden bina inşa etmeninhiçbir anlamıyoktur. Kalpleri Allah sevgisiyle, akılları ilimle, elleri emekle, dilleri dua ile yoğrulmuş bir nesil yetiştirmek gerekir. İşte asıl inşa budur. Bu inşa, betonla değil imanla yapılır. Çünkü imanla yetişen bir genç, sadece kendini değil; milletini, ümmetini ve insanlığı da diriltir. Bugünün gençliği, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar bilgiye yakın ama aynı zamanda hakikate uzak bir çağda yaşamaktadır. Ekranlar bilgiyle dolu fakat kalpler boştur. Herkesin konuştuğu, kimsenin dinlemediği bir gürültü çağında büyümektedirler. Bu çağın imtihanı; yokluk değil yoğunluk, bilgisizlik değil bilgiden kopukluk, yalnızlık değil kalabalıklar içinde yalnız kalmaktır. Sosyal medya; kimliğin yerini gösterişe bırakmıştır. Başarı; sabrın değil görünürlüğün eseri hâline gelmiştir.
İnanç; bir insanın yönünü tayin eden pusuladır. İnancı güçlü olmayan genç, yönünü rüzgâra bırakır. Allah’a bağlılık, gençliğe istikamet kazandırır. Peygamberimiz (s.a.v.), genç yaşta iman edenleri “Cennetle müjdelenenler” arasında saymıştır. Çünkü iman, kalbin enerji kaynağıdır. İnanç eğitimi, sadece “din bilgisi” dersi değil, yaşayan bir şuurdur. Gencin hayatında Allah bilinci diri oldukça, hiçbir sistem onu yozlaştıramaz. Aile, inancın ve ahlâkın ilk kalıbıdır. Anne-baba, çocuğun gözündeki ilk ilahî aynadır. Ahlâksız bir toplumun sebebi, sevgisiz bir evdir. Çocuk, gördüğünü taklit eder. O yüzden yeni nesli inşa etmek isteyen, önce kendi hâl ve davranışlarını ıslah etmelidir. Toplum da bir aile gibidir. Mahalle kültürü, cami cemaati, öğretmen ve kanaat önderleri; her biri nesil inşasında bir tuğladır. Manevi rehberlik, toplumsal bir görevdir. Her mümin, kendi çevresinde örnek bir şahsiyet olmalıdır. Teknoloji çağında gençlerin aklı bilgiyle dolarken, kalbi duygusal boşluklarla çevrilmiştir. Bu dengesizlik; öfke, tatminsizlik ve kimlik bunalımını doğurmaktadır. İslâm, sadece inanç değil; denge dinidir. Hz. Peygamber (s.a.v.), gençlere hem ibadet hem spor hem de sosyal sorumluluk alanlarında görevler vermiştir. Bu, bugünkü gençliğe de bir rehberdir. Kitap okuyan ama hayatı da tanıyan, dua eden ama mücadeleden kaçmayan, düşünen ama hissetmeyi de bilen bir gençlik Peygamber’in sistemidir.
İbadet; ruhu canlı tutar, muhabbet; kalbi diriltir. Allah’la bağı kopmuş bir genç, kimliğini yitirir. Namaz, oruç, dua gibi ibadetler, sadece görev değil; ruhun oksijenidir. Peygamberimiz (s.a.v.) gençleri mescide çekmiş, onları mescidin sütunları gibi sağlam bir iradeyle yetiştirmiştir. Bugün ise gençleri camiye çekmek yerine, camiyi gençlerin kalbine taşımak gerekir. İbadet; zorlama değil, sevgiyle öğretildiğinde kalıcı olur. “Allah seni seviyor” cümlesi, bazen bin vaazdan daha etkilidir. Neslin inşası, dünyanın ihyasıdır. Yeni nesli ihya etmek, sadece bir ülkenin değil, insanlığın kurtuluşudur. Çünkü her diriliş, bir genç kalple başlar. Bedir’in zaferinde, Uhud’un direncinde, İstanbul’un fethinde gençler vardır. Bugün de imanlı, ahlaklı, üretken, estetik duygusu yüksek bir gençlik; yeniden medeniyetimizin ruhunu ayağa kaldıracaktır. Bunun için her ev, her okul, her cami; bir “nesil inşası atölyesi” olmalıdır. Bir nesil kaybı, bir asır kaybıdır. Ama bir nesil kazanılırsa, asırlar yeniden dirilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.