TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİN SARSILMAZ SESİ ALPARSLAN TÜRKEŞ
Cumhuriyet tarihimizin en etkili siyasi liderlerinden biri olan Alparslan Türkeş, yalnızca kurduğu partiyle değil, dile getirdiği fikirlerle, verdiği mücadeleyle ve söylediği sözlerle Türk siyasetinde silinmez izler bırakmıştır.
Onun sözleri, bir dönemin nabzını tutan veciz ifadeler olmaktan çok daha öte; bugün hâlâ birçok gencin yüreğinde ülkü ateşi yakmakta, fikir hayatımıza yön vermeye devam etmektedir.
“Biz Türküz, Türkçüyüz, Türk milletçisiyiz.” cümlesiyle başlayan ve milli kimliği esas alan Türkeş’in milliyetçilik anlayışı, yalnızca bir etnik aidiyet duygusunu değil, aynı zamanda bir kültür, tarih ve gelecek vizyonunu da içermektedir.
O, milliyetçiliği hiçbir zaman ayrımcılıkla bağdaştırmamış; bilakis birleştirici bir ruh olarak tanımlamıştır.
Alparslan Türkeş’in belki de en çok hatırlanan ve her nesle hitap eden sözlerinden biri şudur;
“Bir ülküye baş koyanlar, çile çekmeyi göze almalıdır.”
Bu söz, sadece bir siyasi öğüt değil; bir hayat felsefesidir.
Türkeş, sadece konuşan değil; yaşadığıyla, çektiği sürgünlerle, siyasi baskılarla ve mücadele azmiyle söylediklerini fiiliyata döken bir lider olmuştur.
Bir başka anlamlı sözü ise, devletin milletle bütünlüğünü vurguladığı şu ifadedir.
“Devlet, milletin namusudur.”
Bu söz, bir ülkede adaletin, liyakatin, vatan sevgisinin ve millet iradesinin temelini oluşturur.
Türkeş’e göre devlet, sadece bir yönetim sistemi değil; milletin varlık sebebidir, onun geleceğinin teminatıdır.
Bugün siyasi yelpazenin hangi ucunda olursanız olun, Alparslan Türkeş’in sözlerini anlamadan, Türkiye’nin yakın tarihini doğru okuyamazsınız.
Çünkü onun kelimeleri; sadece siyasi nutuklar değil, Türk milletinin karşılaştığı her zorlukta yeniden hatırlanacak birer yol gösterici pusuladır.
Alparslan Türkeş’in şu sözüyle yazımı sonlandırayım:
“Türk milleti tarihin her döneminde büyük olmuş, büyük devletler kurmuş bir millettir. Bu milletin evlatları, geçmişine layık, geleceğe umut veren insanlar olmalıdır.”
Bu söz, aslında yalnızca bir nasihat değil; hepimize yöneltilmiş bir sorumluluktur.
Ve belki de bugün, onun izinde yürüyenlere düşen en büyük görev; bu sözleri sadece duvarlara değil, vicdanlara kazımaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.