Mehmet Ali Coşkuner

Mehmet Ali Coşkuner

TURGUT ÖZAL'IN SÖZLERİ

Tarih sahnesine damga vuran liderler vardır; yalnızca icraatlarıyla değil, söyledikleriyle de hafızalara kazınırlar.

Türkiye siyasi tarihinde bu izleri en net şekilde bırakanlardan biri de 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dır.

O, sadece bir siyasetçi değil; aynı zamanda bir dönüşümün, bir zihniyet devriminin öncüsüydü.

Onun sözleri, çoğu zaman alışılmış ezberleri bozan, kimi zaman tebessüm ettiren, bazen de derin düşündüren türdendi.

Turgut Özal’ın dilinden dökülen bazı sözler, Türkiye'nin o yıllardaki sosyal ve ekonomik dönüşümünün kısa birer özeti gibidir.

Mesela, “Benim memurum işini bilir,” sözü, yıllarca tartışılmış, kimi zaman bir sitem kimi zaman da bir gerçeklik olarak yorumlanmıştır.

Bu ifade, dönemin kamu bürokrasisinin işleyişine dair halk arasındaki kanaati özetleyen ve sistemi sorgulatan bir cümle olarak halen güncelliğini korur.

Yine "Devlet, millet için vardır" diyerek bürokratik devlet anlayışına karşı halk merkezli bir yönetim anlayışını savunmuştu.

Bu söz, aslında onun "Ankara'dan değil, Anadolu'dan konuşan" bir lider olduğunun göstergesiydi.

Özal’ın ekonomiyle ilgili yaklaşımları da oldukça netti.

“Türkiye çağ atlayacak.”

Bu söz, 1980’lerin başından itibaren uyguladığı serbest piyasa politikalarının ideolojik temellerini yansıtır.

Türkiye’yi dünyaya açan vizyonun, ithalat rejiminden serbest dövize, özelleştirmeden ihracata kadar pek çok alandaki adımı bu bakış açısıyla atılmıştı.

Onun cesur çıkışları bazen mizahla karışırdı.

“Ben başbakan değilim, başbakanlar başbakanıyım” ifadesi, ne kadar tartışmalı bulunursa bulunsun, kendine özgü mizah anlayışı ve özgüveninin bir yansımasıydı.

Bir başka unutulmaz sözünde ise şunu diyordu.

“Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler.”

Bu cümle, aslında liberal ekonomik politikanın kısa ama özlü bir ifadesidir.

Serbest piyasa ekonomisini temel alan bu yaklaşım, onun Batı'yla entegrasyon vizyonunun da temel taşlarındandı.

Özal’ın dili, o dönemin siyasetçilerine nazaran çok daha halkçı, çok daha samimiydi.

Kimi zaman halka doğrudan hitap eder, kimi zaman da teknokratlara kafa tutardı.

Onun sözlerinde ne despotluk, ne de popülizm vardı.

Daha çok bir müteşebbis kafası, bir girişimci cesareti ve bir halk adamı duruşu sezilirdi.

Bugün hâlâ bazı tartışmalarda, çözüm arayışlarında ya da reform planlarında, Özal’ın yaklaşımlarına, sözlerine ve tarzına atıfta bulunuluyorsa, bu boşuna değildir.

O, sözleriyle yalnızca dönemi değil, geleceği de şekillendirmiştir.

Turgut Özal, belki bugün fiziken aramızda değil ama sözleri hâlâ Türk siyasetinin belleğinde yaşamaktadır.

Bir söz bazen bir politika kadar etkili olabilir; hele ki o söz bir devrimcinin, bir reformcunun dilinden çıkmışsa…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ali Coşkuner Arşivi
SON YAZILAR