İKİ YÜZLÜLÜK...

İnsanı zorluklar, yokluklar ve hayatın ağır yükleri yormaz. Aksine, insan mücadele ettikçe güçlenir, yokluğa sabrettikçe direnir, sıkıntıya göğüs gerdikçe olgunlaşır. Eğer kalbinde samimiyet varsa; hayatın en sert darbeleri bile insanı ayakta tutar. Asıl yorgunluk; insana dışarıdan değil içeriden bulaşır. Çünkü insana en ağır yük; ikiyüzlü insanlarla muhatap olmak, onların oyunlarını seyretmek ve onların güvenilmez yüzleriyle karşı karşıya kalmaktır.

İkiyüzlülük; bir insanın kendisini gizleme çabasıdır. Kendi içindeki niyetini saklayıp başkasına başka yüz göstermesidir. İkiyüzlü insan; bir yerde başka, diğer yerde bambaşkadır. Birine dost görünürken arkadan hançerlemeyi sürdürür. Yüzünde gülümseme vardır ama içinde kin taşır. Görünürde samimiyet vardır ama gerisinde menfaat hesabı dolaşır. İşte bu maskeli hâl; karşısındaki insanı yorar, tüketir ve bezdirir.

Samimi insanla dostluk kurmak kolaydır. Çünkü onun yüzünde ne varsa gönlünde de odur. O insanda sürpriz yoktur, gizli ajanda yoktur, hesap kitap yoktur. Bu gibi insanların yanında huzur olur. İkiyüzlü insanda ise sürekli bir tedirginlik vardır. “Acaba şimdi hangi yüzünü gösterecek?” kaygısı insanı bitirir. Bu yüzden samimiyet; insan ruhunun oksijenidir, ikiyüzlülük ise en ağır zehirdir. Kur’an-ı Kerim’de münafıklar en ağır şekilde kınanmış, onların cehennemin en aşağı tabakasında yer alacağı bildirilmiştir. Çünkü nifak; sadece bir ahlaki zaaf değil, toplumun güven damarını kesen bir hastalıktır. Güven kaybolduğunda geriye ne dostluk kalır, ne muhabbet, ne de toplumsal huzur.

İkiyüzlü insanın en büyük silahı, karşındakinin iyi niyetidir. Onu istismar eder, sömürür, kullanır ve ardından ortada bırakır. İşte bu sebeple, böyle kimselerden uzak durmak bir tedbirdir, hatta bir gerekliliktir. İnsanın ömrü sınırlıdır, enerjisi kıymetlidir. İyilere harcanması gereken vakti, iki yüzlülerin oyunlarına harcamak; hem hayatı hem de huzuru boşa tüketmektir.

Yorgunluğun asıl sebebi iş güç değil, bu tür insanlarla vakit kaybetmektir. Zira bir diken bahçesinde dolaşan nasıl yaralanırsa, ikiyüzlülerin arasında duran da aynı şekilde ruhen yaralanır. Çözüm basittir; ikenlerden uzak durmak, güllerin arasında yürümektir.

İnsanı hayatın yükü değil, insanların çelişkileri ve ikiyüzlülükleri yorar. Yorgunluğun kaynağı çoğu zaman alın teri değil, güven kaybıdır. Bu yüzden akıllı insan, dostunu da düşmanını da bilir ama en önemlisi ikiyüzlüden uzak durmayı öğrenir. Çünkü doğruluk güçtür, ikiyüzlülük ise çöküştür. Unutulmamalıdır ki; en büyük huzur, samimiyetin gölgesinde bulunur.

İslam’a göre ikiyüzlülük (nifak) çok ağır bir ahlâkî ve imanî kusurdur. Kur’ân ve hadisler bu konuda oldukça açıktır. Nifak; münafıklık anlamına gelir ve iman ile küfür arasında iki yüzlü davranışı ifade eder. Tevbe 67 ve Nisa 145 gibi ayetlerde münafıkların cehennemin en alt tabakasında olacağı bildirilir. Münafıkların özelliği; inandıklarını söyleyip içten inkâr etmeleri, söz verip bozmak ve fitne çıkarmaktır.

Peygamberimiz (sav): “Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine emanet edileni hıyanet eder.” (Buhârî). Başka bir rivayette ise “düşmanlıkta haddi aşmak” da dördüncü özellik olarak eklenir. İkiyüzlülük güveni yok eder, toplumu içten çürütür, kardeşliği zedeler. Bireyin kalbini karartır; niyet ile davranış arasında sürekli bir çelişki doğurur.

Samimiyet, sadakat ve emanete riayet Müslüman’ın temel vasfıdır. Kalpte nifak korkusuyla sürekli iç muhasebe yapmak, tevbe ve istiğfarla kalbi diri tutmak tavsiye edilir. Özetle; İslâm’da ikiyüzlülük sadece ahlâkî değil, inanç temelli ağır bir suçtur. Samimiyet, doğruluk ve emanet bilinci ise mü’minin koruyucu zırhıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR