SAĞLIK VE EKONOMİ

Atalarımız her şeyin başı sağlık demişler, çok doğru bir söz. Sağlığınız olmayınca hiçbir şey olmuyor, adeta dünyadan vazgeçer bir hal alıyorsunuz. Köydeki dönme yerine beton dökerken gelen miksere fazla beton yüklenince bir kısmı yere düştü, ustalar kendi işlerini yaparken ben de yere dökülen betonu taşıyayım dedim, ama keşke demeseydim. Altı yedi el arabası betonu dönme yerine taşıyınca bir bel ağrısı başladı anlatamam. Öksürmek isteseniz öksüremiyorsunuz, beliniz ağrıyor, yatmak isteseniz öteye beriye dönemiyorsunuz, namaz kılmak isteseniz eğilip kalkamıyorsunuz. Sizin anlayacağınız yapacağınız her hareket sizi sıkıntıya sokuyor. Hal böyle olunca da her şeyi unutup tek derdiniz ağrıyan yerinizi iyileştirmekle meşgul olmak oluyor. Hamdolsun on günlük uğraştan sonra büyük oranda ağrımız gitti, sağlığın ne kadar kıymetli bir şey olduğunu anlamış olduk. Her şeyi unuttuk dedik ama iş güç hastalık bakmıyor. Bir yandan yeni iş yerinin tadilatı, bir yandan yaptığımız inşaatın bitim aşamasına gelmesiyle iskana müracaat edebilmek için noksanlarımızı tamamlama çalışması derken işin en önemli boyutunun da ekonomi olduğu bir gerçek.

Bu yıl inşaat, düğün, yeni aldığımız yerin maliyeti ve tadilatı, Basın İlan Kurumun kestiği ceza derken epeyce yorulunca ilk kez bankadan kredi kullanalım dedik. Can suyu kredisi diye bir kredi çıkarmışlar, koskoca devlet bankasının meydan şubesine gelen toplan para iki milyon lira. Bankadaki müşteri temsilcimiz olan personel sağ olsun ilgilendi müracaatımızı yaptık, beş bin lira da para aldılar. Önce size ancak beş yüz bin lira alabiliyoruz dediler, bizim işimizi görmese de olur alın dedik, iki gün sonra çok daha enteresan bir cevap verdiler. Efendim bu can suyu kredisi sicili bozuk olanlara verilecekmiş, sizin siciliniz temiz size verilmiyor denildi. Peki, olsun beş bin liramızı verin dedik, hayır efendim olmaz o para gitti dediler. Sizin anlayacağınız biz Dimyat’a pirinç almaya giderken evdeki bulgurdan da olduk. O zaman bize ticari kredi verin dedik, müracaat edin dediler. Ettik, bu kez de bunu bireysele çevirelim ticari kredi geç çıkar dediler. Bireysele çevirdik, oradan yüksek oranla bir kredi aldık ama almasak daha iyiydi. Allah’a hamdolsun kendi yağımızla kavrulacak durumdayız, hiç kredi kullanmasak da bir şekilde olayı çözerdik ama rahat dönüşelim diye böyle bir yola başvurduk. Böylece esnafın ve tüccarın ne halde olduğunu anlamış da olduk.

Banka çalışanları “Adnan Bey, piyasa çok kötü, sizin bir şeyden haberiniz yok. Öyle enteresan insanlar ekonomik darboğaza düşmüş durumdaki anlatamayız” dediler. Demek ki biz olayın bu yönünü bilmiyormuşuz. Sanayicisinden tüccarına, esnafından emeklisine herkes ciddi anlamda ekonomik sıkıntı yaşıyor. Peki, neden bu noktaya gelindi derseniz; bana göre geçmiş yıllarda hoyratça dağıtılan düşük faizli krediler devletin bütçesini ciddi anlamda yordu. Enflasyonla mücadele edebilmek için de böyle bir politika izleme yolu seçilmiş. Doğru mu? Bana göre doğru, sıkışsak da zorlansak da enflasyonun düşürülmesi için bundan başka bir yol olmadığı kanaatindeyim. Kamuda da tasarrufa gidilip hep birlikte ülke ekonomisinin daha iyi bir noktaya gelmesi için fedakârlık yapmak gerektiğini düşünüyorum. Belediyeler de bu noktada tasarrufa gitmeliler. Konsermiş, ağırlamaymış, gösteriymiş bu tür israflardan kaçınmaları gerekmekte.

Bu bağlamda Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, kiralık binaların bir kısmını boşaltıp ayda sekiz yüz bin liralık bir tasarrufla doğu parkta atıl durumda olan ara sıra düğün salonu olarak kullanılan binayı hizmet binasına çevirmiş, çok da doğru bir icraat olmuş. Bankalara olan borçlarının İller Bankası hariç tamamını da gayrimenkul takası ve nakit ödemelerle halletmiş. Büyük bir faiz yükünden kurtulmuş oldu. Bunun yanı sıra yaklaşık otuz yıldan beri YEDAŞ ile Gençlik ve Spor Bakanlığının mahkemelik olduğu İlkadım Yurduyla ilgili iki kurumu anlaştırmış. OMÜ yerleşkesinde Gençlik ve Spor Bakanlığına 1100 öğrenci kapasiteli yurt yapma karşılığında o alanı Büyükşehir Belediyesine kazandırma noktasında son aşamaya gelmiş durumda. Tüm bu çalışmaların TBMM Plan ve Bütçe Komisyon Başkanımız, Samsun Milletvekilimiz ve önceki dönem Ticaret Bakanımız Sayın Dr. Mehmet Muş sayesinde yapıldığı da bir gerçek. Sayın bakanımıza şehrimiz adına ne kadar teşekkür etsek azdır diyerek bugünkü köşe yazımı da bitiriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi

VEFA

29 Eylül 2025 Pazartesi 09:00
SON YAZILAR