RUHSAL GIDA : "ÖVGÜ VE İLGİ"
İnsanoğlu, yalnızca ekmekle değil; kelimelerle, duygularla ve ilgiyle yaşar. Rabbimizin “Biz insanı en güzel biçimde yarattık” (Tîn 4) buyruğu, bu zarif varlığın maddi olduğu kadar ruhsal bir yönü olduğunu da bildirmektedir. Bu ruhsal yön; kimi zaman bir tebessümle, kimi zaman bir övgü sözüyle, kimi zaman da bir ilgiyle beklenmektedir. Tıpkı bedenin gıdaya, ruhun ise sevgiye muhtaç olması gibidir. Erkek övgüyle, kadın ilgiyle beslenir; bu, yaratılışın derin dengelerindendir. Erkek için takdir edilmek, kadın için ise fark edilmek; ruhun oksijenidir.
Erkeğin ruhsal besini "Övgü"dür. Onun doğasında “başarma” duygusu vardır. Rabbimiz, Âdem’e eşyanın isimlerini öğretmiş (Bakara 31) ve yeryüzünde halifelik görevi vermiştir. Bu görev, sorumluluk, koruma ve üretme fıtratını beraberinde getirmiştir. Erkek, yaptığı işin görülmesini ve emeğinin takdir edilmesini ister. Bir erkek övülünce, sadece gururu değil, emanete olan bağlılığı da güçlenir. Hz. Peygamber (s.a.v.), ashâbını sık sık övgüyle motive etmiştir. Bedir’de savaşan sahabeleri överken “Siz yeryüzünün en hayırlı topluluğusunuz” buyurmuştur. Bu söz, yüreklerine güç, ruhlarına iman direnci vermiştir. Övgü, erkeğin nefsini değil, sorumluluk bilincini büyütürse; ibadet gibi bir değere de dönüşür. Çünkü takdir, bir insanın içindeki Allah’a şükür duygusunu da harekete geçirmektedir.
Kadının ruhsal besini ise "İlgi"dir. Onun yaratılışında; şefkat, merhamet ve incelik yoğrulmuştur. Rabbimiz, “Sizi bir nefisten yarattı ve ondan da eşini var etti” (Nisâ 1) buyurarak, kadının erkeğin tamamlayıcısı olduğunu bildirmektedir. Kadın; kendisini dinleyen, fark eden ve değer veren bir bakışla motiveolur, canlanır. İlgi; onun ruhunda bir güven duygusu oluşturur. Hz. Peygamber’in aile hayatında bu incelik çok belirgindir. Hz. Âişe (r.a.) annemiz; “Resûlullah (s.a.v.) benim içtiğim kaptan su içerdi, ben nereden içtiysem oradan içerdi.” özel bilgisini vermektedir. Bu, ilginin en zarif şeklidir, sevgiye kelimesiz bir şahitliktir. Kadın, ilgiyi gördüğünde fıtratındaki üretkenlik, sevgi ve sükûnet açığa çıkmaktadır. İlgi görmeyen kadın, tıpkı suyu kesilmiş bir çiçek gibi solmaya başlar; çünkü onun kalbi temasla yeşermektedir.
İnsanın fıtrî yapısında "Övgü ve İlgi" denge unsuru, ruhun balans ayarıdır. Erkek övgüyle, kadın ilgiyle dirilir. Bu iki ruhsal gıda; aslında “birbirini tamamlayan” iki besindir. Biri üretimle, diğeri duyguyla var olur. Erkeğin övülmesi, onun koruma görevini canlı tutarken, kadının ilgilenilmesi, onun merhamet damarını diri tutmaktadır. Bu; ilahî fıtratın denge tezahürüdür. Nitekim Kur’ân, “Erkekler kadınlar üzerinde kavvâmdır (koruyucudur)” (Nisâ 34) buyururken, bu korumanın şefkatle ve sevgiyle yapılmasını emredilmektedir. Aynı şekilde, “Onlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz” (Bakara 187) ayeti, övgü ve ilginin birbirine sarılmış hâlini ifade etmektedir.
Modern dünyadaki ruhsal açlık; övgüsüz ve ilgisiz bir toplum olmaktandır. Bugünün insanı, ekranların ve yapay ilişkilerin içinde övgüye ve ilgiye aç kalmıştır. Erkekler takdir edilmeden yorgun düşmekte, kadınlar fark edilmeden nefes almaktadır. Oysa İslâm, “güzel sözün sadaka olduğunu” anlatmaktadır. (Buhârî). Bir övgü sözü; bir gönlü diriltebilir, bir ilgi ifadesi; bir kalbi kurtarabilir. İnsan ilişkilerinde övgü ve ilgi, yalnızca karşı cinsi değil; arkadaşlığı, ebeveynliği, toplumsal dayanışmayı da besler. Çünkü Allah, “Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız” buyurarak (Müslim) bu ruhsal gıdayı imanla ilişkilendirmiştir.
Ruhun Sofrasında, övgü ve ilgi; fıtratın iki kanadıdır. Erkek övülünce cesaret bulur, kadın ilgi görünce huzur bulur. Her biri, diğerinin ruhunu besleyen bir dua gibidir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in buyurduğu gibi: “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.” (Tirmizi) İnsanın ruhsal gıdası; yemek değil, yürekle ilgilidir. Bir erkeğe “Seninle gurur duyuyorum” demek bir dua, bir kadına “Seni fark ettim, iyisin” demek bir sadakadır. İnsan, "Övgü ve İlgi"yle her gün yeniden canlanır. Çünkü bunlan insan ruhunun gıdasıdır. Bu ruhsal gıdalar ilahi fıtratla sunulmuş, imanla yoğrulmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.