Planlı yaşamak

Planlı yaşamak esastır. İbadetler, Müslüman için plan ve program formatı sunar. Günü, namaza göre planlamak; o günü bereketli kılar, yılı ramazana göre şekillendirmek; başarı oluşturur, malı zakata hesap etmek; rahmet vesilesidir, ömrü hacca göre düşünmek; tevhidi unutmamaktır. Aile hayatı, sosyal hayat, ticaret, siyaset, eğitim; hepsi planlayarak yapılmalıdır. Ama, tüm planlamalara rağmen, sonuç her zaman planlandığı şekilde olmayabilir, sürecin engelleyenlerini de hesaba katmak, opsiyon payı da bırakmak gerekir.
Kaplumbağ kendisine sorulan sorulan bir soru üzerine; 3 günlük yürüme mesafesi olan bir köyden diğer köye, yağmuru seli yokuşu inişi hesap ederek 6 günde giderim demiş. Sonra da böyle bir yolculuk başlamış, kaplumbağa 6 günde gideceğini söylediği yolun yarısına 6 günde ancak gelmiş, neden ve nasıl böyle oldu diye kendisine sorulmuş, her şeyi hesap ettik ama yolda; kötülerin, fesatların, hainlerin kıskançların engel olacağını hesaba katmadık demiş...
İnsanın olduğu yerde, planlama yapılırken, her şey hesaba katılmalıdır, aksi halde hayâl kırıklığı mutlaktır. İmanın şekillendirdiği gönüllere; hasetlik, fesatlık, kıskançlık girmez. Böylesi insanlardan oluşan toplumlarda; kin, nefret ve intikam olmaz. Bunun için de; huzur ve mutluluk o toplumun güzelliğini oluşturur. Dünyevi kaygıların hâkim olduğu toplumlarda; fesatlık ve kıskançlık kaçınılmazdır. O nedenle de; o toplumun insanları sürekli bereketsizlikten bahsederler. Fesatların olduğu yerde bereket olmaz. Fesatlık; gizli ilahlık sayılacağından, orada Allan'ın rahmeti söz konusu değildir.
Fesatlık ve kıskançlık; insanlar arasında ihanet, İlaha karşı da asiliktir. Kıskançlıklar; o toplumun güzel insanlarının planlamalarına da engeldir. Kol kola olan insanları, birbirine düşman haline getiren unsur; kıskançlık duygusudur. Dünyevi kaygıların, en tehlikelisi sahip olma duygusudur. Bu duygu; ilahi mesajla harmanlanmadıysa, kişiyi kontrolü altına almaktadır. Dünya ziynetlerinin kontrolüne giren insan; kendine de, etrafına da, içinde bulunduğu topluma da yüktür. Hırsı, aklının önüne geçen bu gibi insanlar nedeniyle, o toplumda güvensizlik oluşmaktadır.
Kıskançlıkların yoğunlaştığı belli bir alanı yoktur. Kim neyle ilgileniyorsa, o alanda mutlaka kıskançlık gösterenleri de vardır. Toplumun daha erişilmez olan alanları, daha kıskançlık gösterilen alanlarıdır. Bu, bazen; ticarette ve siyasette olur, bazen de eğitim ve sosyal hayatta olur. Bazen; mutluluklar da kıskançlıklara neden olmaktadır. Bazen insanlar; sahip olmadıklarını kıskanırlar, bazen de sahip oldukları halde diğerlerinde de olmasını kıskanırlar. Her iki kıskançlık nedeni de haklı olmamakla birlikte ikinci şekil kıskançlığın hiçbir izâhı yoktur.
İnsanlar planlı yaşarlarsa daha başarılı sonuçlar elde ederler. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, ibadetlerin hikmetlerinden birisi, insanlara planlamayı öğretmektir. Planlı yaşamanın bereketini hissettirmektir. Günlük, aylık, yıllık ve ömürlük planlamalar yapmak; ilahi programlamanın sürecine de uygundur. Fıtrat; planlı yaşama göre kodlanmıştır. Yarın, gelecek ay, gelecek sene ve yıllar sonra neler yapacağını işin başında planlamak; başarılı bir yaşam oluşturacaktır. Tüm bunlara rağmen hesapların tutmama ihtimali de söz konusudur.
Müslüman toplumlarda, bu konulardaki esas sorun; planlansız bir yaşam akışıdır. Neredeyse hiç kimse plan ve program yapmadan, önüne çıkan şartlara göre adım atmaktadır. Planlı yaşama gayretinde olanların da, kıskananları çok olmaktadır. Müslüman bir toplumda, tek kişi bile kıskanç olmaması gerekirken; kardeşini, komşusunu, arkadaşını kıskanan binlerce örnek vardır. İmanın, gönüllere hâkim olmaması kıskançlıkların da sermayesini oluşturmaktadır. İslâm; planlı yaşamanın kodlarını sunmaktadır. İbadetler; bunun en belirgin programlaşmış şeklidir.
Planlama yapılırken; müslüman toplumlarda olmaması gereken; kıskanç, fesat, hain, asi, zalim insanların varlığı da dikkate alınmalıdır. Peygamberimizin; "Gıbta helal, kıskançlık haramdır" uyarısı; insanın fıtratında kıskançlığın olduğunu ama engellenmesi gereken bir duygu olduğunu bildirmektedir. Osmanlı ticaret geleneğinden günümüze anekdot olarak gelen, "Ben siftahımı yaptım, siz alış verişinizi komşudan yapın" anlayışı; müslüman toplumun ticari duruşunu anlatmaktadır.
Planlı yaşam; başarının gereğidir, önündeki en büyük engel de; kıskançlık ve fesatlıktır. Çaresi; imanı gönüllere hâkim kılmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR