Yine konumuza girmeden önce bir konuya değinmek istiyorum. Son yaptığımız WebTV programında Kavaklılar Günü olarak kutlanan 17 Mayıs tarihinin Kavak’ın ilçe olmasıyla uzaktan yakından ilgisinin olmadığını belirtmiştik. Yayından sonra arayan dostlarımızdan bir kısmı haklı olduğumuzu konuyla ilgili yetkililerin bir çalışma yapmasını beklediklerini söylediler. Ardından KADEF’in kurucu başkanı Dr. Yılmaz Karagöz Bey aradı. Kararın Resmi Gazete’de yayınlanma tarihiyle ilgili belgeyi istedi ve konuyla ilgi üzerine düşen neyse yapacağını söyledi. Aslında Dr. Yılmaz Karagöz bu federasyonu kurarken bir hayli emek veren bir isim. 2019 yılında İlkadım Belediye Meclis üyesi adayı olunca adama yapmadığını bırakmayanların daha sonra bütün siyasi partilerin kapılarını çaldıklarını kimsenin yüz vermediğini daha sonra itibarlarının yerle bir olduğunu da bu toplum çok iyi biliyor. Bir yerleşim merkezinin ilçe yapılmasının gün olarak kutlandığını ilk kez gördüm ve duydum. Düşman işgalinden kurtuluş günü olur, fetih günü olur ama ilçe olma günü diye bir günün ancak Kavaklılara mahsus bir gün olduğu da bir gerçek. Kaldı ki onu da becerip yapamadılar. İlçe olma teklifinin kabul günü 23 Haziran 1934, karar tarihi 28 Haziran 1934. Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girdiği gün ise 3 Temmuz 1934.

Peki, nerden çıktı bu 17 Mayıs tarihi derseniz; o tarihte teşebbüs edilmiş o kadar. Resmi olarak ilçe olma tarihi 3 Temmuz olmasına rağmen Kavaklı gazeteci arkadaş bu kadarını dahi bilemeyip Kavaklıları büyük bir yanlışa düşürmüştür. KADEF’in etrafında dolaşan gazeteci arkadaşların bir kısmı böyle boş işlerle uğraşırken bir kısmı da kitap defter satma derdine düşmüş. Diğer yöneticilerin bir kısmı çoluğuna çocuğuna iş bulma derdine düşmüş. Bir kısmı ise geçimini buralardan sağlama derdinde. Bunu da beceremeyenler en azından itibarımız olur derdine düşmüşler. Allah aşkına soruyorum; hemşehri derneği bu mudur? Kaç tane Kavaklı öğrenciye burs vermişsiniz? Kaç tane Kavaklı hastanın derdine derman olmuşsunuz? Kaç tane garibanın evine aş getirmişsiniz? Bir söyleseniz de bilsek. Yok efendim bilmem hangi mahallenin duayeniymiş de miş, miş, miş. O dedikleri adamlar Vezir hazretlerine yalamalık yapmak için Vezirin düşmanlarıyla fotoğraf çekmekten dahi aciz insanlar ama sorsanız bilmem hangi mahallenin duayenleriymiş, sevsinler sizin duayenlerinizi emi. Irkçılık, inancımın gereği şiddetle reddettiğim bir şeydir, hayatımda Of Çaykara Derneğine girmemiş bir insanım ama bu yapılanları görünce acaba şu derneğe gidip az canlandırsak mı demekten de kendimi alamıyorum. Gerçi orası da olmuş solcuların toplanma merkezi, hiçbir iş yapmazlar. Oyun oynanan bir lokalin üzerine çıkamamış bir dernekten öteye geçemedi maalesef.

Bu konuyu burada kapatıp yazı başlığıma geçmek istiyorum. Beyler, devlet her zaman 18 yaşındadır. Çetelere, mafyalara, havada bulup tavada yiyen insanlara itibar eden insanlar zavallı insanlardır. Bunları kurumlara asla yaklaştırmayın. Ecdadımızın kanıyla, canıyla, malıyla koruyup bizlere emanet ettiği bu vatanı böyle üçkağıtçı, ne idüğü belli olmayan insanlara peşkeş çeken her kim varsa vatan hainidir. Devleti yöneten insanlar bunların kimler olduğunu çok iyi bilirler, sırf siyasetçiler bu tür insanlara yakın duruyor diye sessiz kalmaları asla kabul edilebilir bir durum değildir. Yıllarca bu milletin kanını emen bu vampirlere devlet zaman zaman operasyonlar düzenleyip gereğini yapıyor ama bazı belediyelere çok fena çöküp adeta içerisinden geçmişler. Bu şehirde hangi belediye başkanının bu tür çetelere ne kadar taviz verdiğinden tutun da hangi belediye başkanının arka planda bunlarla oturup kalktığını, hangi belediye başkanının zamparalık yüzünden eşinin resti neticesinde belediyenin şantiyesinde yatmak zorunda kaldığını, hangi belediye başkanının evliya gibi gözüküp belediye şirketleri üzerinden yüksek miktarlarda huzur hakkı aldığını… Sizin anlayacağınız kimin nerede ne yaptığını çok iyi biliyoruz ama zamanı gelmediğinden şimdilik yazmıyoruz, sadece yetkilileri uyarıp geçiyoruz. Gerektiğinde tamamını yazmaktan geriye kalmayacağımızı da bilmenizde yarar var.

Geçmişte bu tür insanlarla çok mücadele ettik. Amacımız sadece ve sadece temiz toplumdu. Allah’a şükürler olsun ki belli noktaya da gelmişti ama gelinen noktada bazı siyasetçilerin bu tür insanların önünü açmaya çalıştıklarını görmek insanın canını sıkmıyor değil. Ben buradan gerekli uyarılarımı yapıyorum, herkes aklını başına alsın diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.