ÇOCUKLARA SAHİP ÇIKAMAYAN İNSANLIK UTANSIN!
Çocukların güvenliği, sağlığı ve mutluluğu, toplumun en önemli sorumluluklarından biridir. Ne yazık ki, dünyada birçok çocuk, çeşitli nedenlerle ihmal edilmektedir. Çocuklar, bir toplumun geleceğini temsil eden en masum ve en savunmasız varlıklardır. Onlar, insanlığın yarınlarına açılan kapının anahtarıdır. Ancak ne acıdır ki, çocukların hak ettikleri sevgi, ilgi ve güvenliği bulamadığı bir dünyada yaşamaktayız. Toplumun, ailelerin ve bireylerin omuzlarında büyük bir sorumluluk varken, bu sorumluluğu yerine getiremeyen bir insanlık utanmalıdır.
Bütün dinlerde, çocuklara çok önem verilmiş ve bu önem toplumsal değerin en üst seviyelerine taşınmıştır ama buna rağmen tüm toplumlarda çocuklar istismar da edilmiştir. İslam'da, çocuklar Allah'ın bir emaneti olarak kabul edilir. Onlara sevgiyle bakmak, korumak ve iyi bir insan olarak yetiştirmek, ebeveynlerin ve toplumun en büyük görevlerindendir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), çocuklara karşı sevgi ve merhametin önemini defalarca vurgulamış, “Çocuk kokusu cennet kokusudur” buyurarak, onların ne kadar değerli olduğunu hatırlatmıştır. Ancak, Peygamberi bu müjde bile çocuklara karşı istismarın önlenmesini sağlamamış, Müslümanlar bu konuda yeterli duyarlılığı gösterememiştir. Birçok çocuk, savaşların, yoksulluğun, cehaletin ve istismarın kurbanı olmuştur.
Toplumun en büyük sorumluluğu, çocuklara güvenli bir yaşam alanı sunmaktır. Ne var ki, günümüz toplumlarında çocuklar, şiddet, ihmal ve istismar gibi travmatik olaylarla karşı karşıya kalmaktadır. Çocukların sokaklarda dilendirildiği, aç bırakıldığı, eğitimsiz bırakıldığı ve hatta sömürüldüğü bir toplumda, insanlık gerçekten sorgulanmalıdır. Bu noktada, sadece ailelerin değil, devletlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin de sorumlulukları büyüktür. Çocuklara sahip çıkmak, bir toplumun vicdanının, ahlakının ve medeniyet seviyesinin en önemli göstergesidir.
Ahlak, bir toplumun temel yapı taşlarından biridir. Çocuklara yönelik sorumluluklar ise bu ahlakın en somut göstergesidir. Ahlaki değerlerin zayıfladığı, bireyselliğin ön plana çıktığı bir toplumda, çocuklar her zaman risk altındadır. Özellikle istismar gibi derin yaralar açan olaylar, toplumun en karanlık yüzünü ortaya çıkarmaktadır. İstismar edilen bir çocuğun yaşadığı travma, yalnızca o çocuğu değil, tüm toplumu etkilemektedir. Bu nedenle, ahlaki değerlerin güçlü tutulması, bireylerin ve kurumların çocuklara karşı olan sorumluluklarını yerine getirmesi, insanlığın en önemli görevlerinden biridir.
Çocuk istismarı, insanlığın en büyük utançlarından biridir. Bu, sadece bireysel bir suç değil, aynı zamanda bir insanlık suçudur. Çocuklara yönelik fiziksel, duygusal, cinsel istismar ve ihmal, onların hayatını altüst ederken, toplumu da derinden sarsmaktadır. İstismara uğrayan çocukların yaşadığı acılar, insanlığın vicdanına ağır bir yük olarak kalır. Bu noktada, toplumun her kesiminin istismara karşı sessiz kalmaması, adaleti savunması ve bu suçu işleyenlerin en ağır şekilde cezalandırılması gerekmektedir.
Çocuklara sahip çıkamayan, onların güvenliğini ve mutluluğunu sağlayamayan bir insanlık utanmalıdır. Toplumun her bireyi, çocukların daha iyi bir geleceğe sahip olması için elini taşın altına koymalı, onları korumalı ve kollamalıdır. Unutmayalım ki, bugün sahip çıkmadığımız her çocuk, yarın insanlığın vicdanında açılan bir yaradır. İnsanlık, çocukların hak ettiği sevgiyi, ilgiyi ve korumayı sağlayamadıkça, gerçek bir medeniyetten söz etmek mümkün değildir. Çocuklara sahip çıkmak, sadece bir sorumluluk değil, aynı zamanda insanlığımızın gereğidir. Bu görevden kaçan herkes utanmalıdır. Çocuklarına sahip çıkamayan insanlık hem dünyada hem de ahirette huzur bulamayacaktır.
“Narin”lerine sahip çıkamayan insanlar utansın ! Hele de bu istismarlar, İslam toplumunda ve ailenin içinden olunca; insanlık bundan binlerce defa utansın !
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.