AFFEDİLMEYEN DAVRANIŞ: İHANET

İhanet, insan ilişkilerinin en ağır suçudur. Çünkü insanı insan yapan temel değer güven duygusudur. Sevgi, dostluk, evlilik, ticaret, kardeşlik ve yoldaşlık; hepsi güven üzerine kuruludur. Güven bir kez sarsıldığında hiçbir özür, hiçbir telafi; eski hâli getiremez. İhanet; dostun sırtından vurması, yoldaşın arkadan çekmesi, eşin kalbini kırmasıdır. Diğer yanlışlar zamanla unutulabilir ama ihanet unutulmaz. Çünkü ihanet; kalbin en derin yerine saplanan hançer gibidir. Yıllar geçse bile izi kalır.

Kur’ân-ı Kerim, “emanete hıyanet”i açıkça kınar. Allah Teâlâ, “Emanetlerinize ihanet etmeyin” (Enfâl, 27) buyurmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav) ise “Münafığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine emanet edileni ihanet eder” (Buhârî, Müslim) hadisiyle ihanetin imanla bağdaşmadığını bildirmektedir. İhanet sadece bir ahlâk zafiyeti değil, imanın özünü zedeleyen bir hastalıktır. İnsan Allah’a, topluma ve sevdiklerine ihanet ettiğinde aslında önce kendi fıtratına, sonra Rabbine ihanet etmiş olur.

İhanet, yalnızca bireyler arasında değil, milletler ve toplumlar içinde de yıkıcıdır. Tarih, ihanete uğramış devletlerin hazin hikâyeleriyle doludur. Kimi zaman düşman ordusundan daha büyük zararı, içerdeki hainler vermiştir. Çünkü içeriden vurulan darbe, en sağlam surları bile çökertir. Bu yüzden atalarımız, “İçeriden alınan yara en derin yaradır” demiştir. Affetmek yüce bir erdemdir. Kur’an, affetmeyi ve kin tutmamayı öğütler. Fakat ihanet karşısında affın anlamı farklıdır. Affetmek; kötülüğü yok saymak değildir. Affetmek; kalbi kin ve öfkenin esaretinden kurtarmaktır. Bu bakımdan ihanet eden affedilse bile, ona duyulan güven geri gelmez. Affetmek, ilişkiyi eskisi gibi sürdürmek değil, iç huzuru yeniden bulmaktır.

İhanet bir defa gerçekleştiğinde, ilişkilerdeki sağlam köprüler yıkılır. İnsan kendini korumak için yeni köprüler kurmaya çekinir. Bu nedenle ihanet; sadece bir kişinin değil, bütün bir toplumun vicdanını yaralar. Evliliklerde, aile içi ilişkilerde, iş dünyasında, siyasette ve dostlukta görülen ihanet; toplumun ahlaki yapısını da çürütür. Hainlik bulaşıcıdır; bir yerde başlamışsa önlem alınmadığında başka alanlara da sirayet eder.

İhanetin panzehiri; bilinçli sadakattir. Verilen söze sadakat, emanete sadakat, gönül bağlarına sadakat; ihanetin panzehiridir. Sadakat; insanı insan yapan, toplumu ayakta tutan en temel değerdir. İhanetin panzehiri; iç dünyayı ihanet düşüncesinden temizlemek ve her emaneti Allah’ın bir emri bilerek korumaktır.

İhanet; affedilmesi en zor, izi en kalıcı davranıştır. Her ihanet, bir güveni yıkmakla kalmaz; toplumun manevi temelini de sarsar. Sadakat ise insanı ve toplumu yücelten, Allah katında da değer kazandıran en büyük fazilettir. Kalbini sadakatle besleyen, hem Allah’a hem insanlara karşı güvenilir kimsedir. Sadakat sahibi insan; affın ve merhametin gerçek sahibi Yüce Allah’ın affına nail olur.

Bir fani için Allah’ın affına mazhar olmuk en büyük nimettir. İhanet; kulların sindiremediği, Allah’ın affetmediği bir eylemdir. Çünkü, ihanet aynı zamanda hâk ihlali oluşturmaktadır. Bu ihlâl; ya iade ile ya helalleşme ile izâle edilir. Aksi hâlde, ahiret hesaplaşması kesindir. Ahiret hesaplaşmasında terazi hassastır. İhanet affetmediği için bedeli ahiret hesaplaşmasında ödenir. Kaçarı/affı yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR