VİZYONER MÜHENDİSLER...

Teknoloji çağında insanlığın kaderi; düğmelere değil değerlere bağlıdır. Elektrik devrelerini, yazılım kodlarını, algoritmaları tasarlayan eller; aynı zamanda vicdanın, merhametin ve adaletin sınırlarını da belirler. Bu yüzden günümüz dünyasında en büyük ihtiyaç, sadece zeki değil, ahlâklı ve vizyoner mühendislerdir.

Bir bilgisayar mühendisi, yapay zekâ ile dünyayı dönüştürebilir ama onu hangi yönde dönüştüreceğini belirleyen şey; inancıdır. Ahlâksız bir zihin için yapay zekâ; manipülasyon, gözetim, sömürü aracıdır. Fakat ibadetle, edeple yoğrulmuş bir mühendis için aynı teknoloji; insanın yükünü hafifleten, adaleti güçlendiren bir rahmet aracına dönüşür. O, algoritmayı çıkar için değil, insanlık için kodlar. “Yapay zekâ”yı “yapay vicdan”a çevirmeden, hakikatin rehberliğinde geliştirir.

Bir elektrik-elektronik mühendisi ise; sinyalleri, akımları, enerjiyi yönetirken, aslında insanın hayat damarlarını düzenler. Trafik ışığından hızlı tren hattına, hastane monitörlerinden cami aydınlatmasına kadar her yerde onun izi vardır. Fakat onun en büyük farkı; ışığı sadece lamba ile değil, imanın nuru ile de görmesidir. O bilir ki, karanlığı gideren sadece elektrik değildir; adaleti, dürüstlüğü ve güveni temsil eden ahlâklı mühendisliktir.

Ahlâk; bir mühendisin en güçlü yalıtımıdır. Onu; rüşvetten, çıkarcılıktan, yanlış üretimden korur. İbadet en sağlam devresidir; enerji kesilse de gönül hattı asla kopmaz. İtaat ve edep, sistemin topraklaması gibidir; kibri, isyanı, nankörlüğü nötralize eder. Saygı ve çalışkanlık; akımın sürekliliğini sağlar. Donanım, bilgiyi güçlendirir; vizyon ise o güce yön verir.

Vizyoner bir mühendis, sadece bugünü tamir etmez; geleceği inşa eder. Bilgisayarda zekâyı, elektronik sistemlerde enerjiyi, insanda ise anlamı programlar. Çünkü o bilir ki, teknoloji; insanı büyütmek için değil, insanlık için vardır. Bugünün yapay zekâsı; diller konuşuyor, görüntüler çiziyor, insan davranışlarını analiz ediyor. Ama bu zekâya ruh üfleyen yoksa, sonunda bir kibir tanrısı doğar. İşte o noktada, ahlâklı bir bilgisayar mühendisi devreye girer. Çünkü o, teknolojiyi insanın değil, Yaradan’ın emaneti olarak görür. Her satır kodda “kul” bilincini taşır.

Elektrik-elektronik alanında da aynı hikmet geçerlidir. Bir sinyalizasyon mühendisi, raylar arasındaki akımı düzenlerken aslında toplumun güvenliğini, insanın huzurunu yönetir. Bir yanlış hesap, bir dikkatsizlik, bir çıkar ilişkisi; yüzlerce canı söndürebilir. Bu yüzden vizyoner mühendis; işini meslek olarak değil, emanet olarak görür. Her bağlantı noktasında Allah’a verdiği sözü hatırlar: “Emaneti ehline verin.”

Ahlâklı mühendis, sadece sistem kurmaz; adaletin sistemini kurar. Sinyalizasyonu düzenlerken, hayatın akışını da düzenler. Yazılım üretirken, insanın kaderini de kodlamaz; aksine özgürlüğünü korur. O bilir ki, bir devre yanabilir ama vicdan devresi yanmamalıdır.

Vizyoner mühendis, teknolojiyi tapınak değil, hizmet aracı olarak görür. Onun vizyonu, elektrikle aydınlatmak değil; imanla aydınlatılmış bir medeniyet kurmaktır. Bugünün dünyasında o, çağdaş bir “ustalar silsilesi”nin devamıdır. Sinan’ın taşta, El-Cezeri’nin makinede, Ali Kuşçu’nun göklerde yaptığı işi; o, yapay zekâda ve devre çizimlerinde yapar.

Vizyoner bir mühendis; imanla düşünen akıl, ahlâkla çalışan el, bilgiyle aydınlanan kalp demektir. İnsana zarar vermeyen, topluma fayda sağlayan, Rabbine sadık kalan mühendis; "Vizyoner"dir. O, teknolojiyi araç değil, değer taşıyıcısı yapar. O, akımı yönlendirirken kalpleri de ısıtır ve insanlığa; “Enerji güçtür, bilgi kudret ama ahlâk; hepsinin emniyet sigortasıdır.” olduğunu hatırlatır.

Ülkelerin geleceği; "Vizyoner Mühendis"lerin projelerine bağlıdır. Ahlâklı, imanlı, akıllı zihinlerin oluşturduğu projelerde; insana hizmet, Allaha itaat vardır ki, bunlar kulluğun farklı birer ibadet şeklidir. Düşünerek hizmet sunan mühendislik; Kur'anın düşününüz, tefekkür ediniz diye emrettiği ilkelerin adıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR