Türkiye, son yıllarda iç ve dış politikada yaşadığı kırılma anlarıyla yeniden kendi yolunu çiziyor.

Bu çizilen yolda her taşın altına elini koyan siyasi teşkilatlar, sadece kendi illerinin değil; ülkenin dört bir yanının kaderine ortak oluyor.

Bunun en taze örneği AK Parti Samsun İl Başkanlığı'nın Diyarbakır, Batman ve Mardin’e gerçekleştirdiği anlamlı ziyaretlerdir.

Terörsüz bir Türkiye idealiyle atılan adımların merkezinde, sadece güvenlik politikaları değil; toplumsal bütünleşmeyi önceleyen sivil ve siyasi irade de yer almakta.

Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de destek verdiği bu birlik ve kardeşlik çağrısı, Türkiye’nin her köşesinden yankı buluyor.

Samsun gibi Karadeniz’in mücadeleci ruhunu taşıyan bir şehirden, Güneydoğu Anadolu'nun kadim şehirlerine uzanan bu ziyaret, aslında bu iradenin en somut yansımasıdır.

AK Parti Samsun İl Başkanı Mehmet Köse’nin öncülüğünde, 8 İl Başkan Yardımcısıyla birlikte Diyarbakır ve Batman’da düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantılarına katılım, sadece bir formalite değildi.

Bu bir siyaset gösterisi değil, samimi bir gönül köprüsünün adımlarıydı.

Gördük ki; Diyarbakır’da, Batman’da, Mardin’de sokaklar Türk bayraklarıyla süslenmiş, halkın yüreği umutla dolmuş.

Teşkilatların enerjisi, gençlerin inancı, anaların duası bu sürecin manevi altyapısını kurmuş durumda.

Bu illerde sadece politik gündemler değil; tarihi ve kültürel değerler de kucaklandı.

Mardin’in sokaklarında yankılanan tarihî ezgiler, Batman’ın kültürel dokusu ve Diyarbakır’ın dirayetli duruşu, aslında Türkiye’nin mozaik değil; yekpare bir millet olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Ziyaretler sırasında verilen mesajlar netti.

Bu topraklarda artık ayrışma değil, birleşme konuşulacak.

Acılar değil, umutlar çoğalacak.

Samsun İl Teşkilatı’nın bu adımı sadece fiziki bir ziyaret değil; ruhen bir kenetlenme ve vicdanî bir sahiplenme örneğidir.

AK Parti’nin siyaset vizyonunda farklılıkları zenginlik olarak kabul etmek prensibi, bu ziyaretlerle ete kemiğe bürünmüştür.

Kimseyi ötekileştirmeyen, herkesi kucaklayan bir siyaset anlayışı, sadece oy değil; güven ve gönül de kazanmak demektir.

Mehmet Köse’nin “Adımız Samsun, soyadımız Türkiye” ifadesi, aslında bu yolculuğun hem özetidir hem de niyet mektubudur.

Türkiye Yüzyılı, sadece teknoloji, ekonomi ve diplomasiyle değil; kardeşliğin inşasıyla yazılacaktır.

Bu inşa sürecinde Samsun gibi köklü şehirlerin sorumluluk alması, doğrudan Türkiye’nin ortak geleceğine duyulan inancın bir göstergesidir.

Bugün artık çok net söyleyebiliriz ki; Diyarbakır da bizim, Mardin de bizim, Batman da bizim…

Ve biz, bu topraklarda sadece aynı bayrağın değil, aynı duanın, aynı umudun ve aynı hikâyenin çocuklarıyız.

Birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının siyasi sınırları aştığı bu yeni dönemde; siyasilerden beklenen, bu duyguları kalıcı kılacak politikaları hayata geçirmektir.

Samsun’un Güneydoğu’ya uzattığı bu kardeşlik eli, sadece bir başlangıç olsun.

Çünkü Türkiye, artık ayrışmaları değil; kaynaşmayı konuşmak zorundadır.