Meslek Eğitimi Yaygınlaştırılmadan Dershaneler Kapatılabilir mi?

 Meslek Eğitimi Yaygınlaştırılmadan Dershaneler Kapatılabilir mi?

     Okullarda daha nitelikli, kaliteli öğrenciler yetiştirmek için meslek eğitimine geçilmesi artık ülke menfaatleri yönünden zorunlu hale gelmiş bulunmaktadır. Her şeyden önce ilköğretim müfredatı gözden geçirilmelidir. Mesleki Eğitim müfredatı geliştirilerek teori ve pratik olarak dengeli bir şekilde uygulanmalıdır. Farklı yerlerdeki işyerlerinde değil okula ait olan ve hemen okulların yanı başında kurulan fabrikalarda, işyerlerinde meslek eğitimi verilmelidir; Meslek eğitimi şuanda  Almanlar tarafından geliştirilerek uygulanan bir model olan Selçuklu Türklerindeki Ahilik sistemi esas alarak yapılmalıdır. Bu bağlamda sadece sınava yönelik kuru bilgilerin verildiği dershanelere son verilmeden önce yapılması gerekenler yapılmalıdır. İçinde meslek okullarının da bulunduğu ağır sanayi fabrikaları kurularak ticaret geliştirilmelidir. Öğrenciler yeteneğine göre bu fabrikalarda yetiştirilmeli ve istihdam edilmelidir. Meslek okullarının tamamı türlerine göre fabrikalarla, işletmelerle, işyerleriyle bütünleştirilerek eğitim verir hale getirilmelidir. Buralardan mezun olan öğrenciler işsiz kalma kaygısı taşımamalıdır.

 

    Devletin görevi insanlara iş vermek değil, iş sahası açmaktır. Eğer devlet fabrika kuracak fabrikalar açabilirse, her alanda üretime ağırlık vererek ticareti geliştirebilirse insanlar gelecek kaygısı taşımadan, geçim derdine düşmeden çok erken yaşlardan itibaren işsizlik endişesi taşımadan bir mesleğe yönelecektir. Sadece akademik kariyer yapmak isteyenler veya hizmet sektöründe çalışmak isteyenler üniversitelerde okuma ihtiyacı hissedecektir.  Bundan sonra doğal olarak üniversite kapılarındaki yığılmalar önlenecektir. Böyle olunca dershaneler talep azlığından dolayı kendiliğinden kapanacaktır. Ancak gerçek manada her alanda üretim sağlanamazsa insanlar doğal olarak hizmet sektörüne yönelecek, devlet kurumlarının kapısında yığılıp garanti olarak gördükleri sabit gelirle çalışmak isteyecektir. Bundan dolayı üniversite kapılarında yığılma olacaktır. İşte özel dershane ihtiyacı burada ortaya çıkmaktadır. Bu ihtiyacı ortadan kaldırmadan dershanelerle ilgili bir şey yapılamaz.

 

    Meslek eğitimine verilecek en iyi örnek Sayın Cumhurbaşkanımızın yaşadığı durumdur. Bilindiği gibi Kayseri halkı ticaret konusundaki maharetleriyle ün salmışlardır. Baktığımızda Kayseri'de aileler önce çocuklarını bir mesleğe yönlendiriyorlar. Eğer çocuğun verilen meslek alanında bir yeteneği varsa devam ediyor, yeteneği yoksa oradan alınıp akademik bir alana yönlendiriliyor. Böylece zaman kaybetmeden kendine uygun bir iş sahibi olması sağlanıyor. Sayın cumhurbaşkanımız Kayseri'deki bu durumu anlattıktan sonra kendini örnek gösteriyor; ''Dedemin bir işyeri vardı, bir yaz tatilinde babam önce beni oraya gönderdi, gazoz satacaktım, İyice hatırlıyorum, ahşap bir kutu içinde gazozlar vardı, bunları yüksek sesle bağırarak satmam gerekiyordu. Ancak anlaşılan pek başarılı olamadım ki beni tekrar okula gönderdiler.''(06.03.2012 CNN TÜRK) Görüldüğü gibi gazoz satamadığı için doğru bir yönlendirmeyle okula gönderilen bir kimse okuyup ileride Cumhurbaşkanı olmuştur. Burada eğitimde erken yaşta yönlendirmenin önemi ortaya çıkmaktadır.

 

     Sayın Cumhurbaşkanımızın yaşadığı bir durum olan erken yaşta mesleğe yönlendirme ülkemizin kaderini değiştirecek bir modeldir. Bundan başka bir kurtuluş çaresi de bulunmamaktadır. Bir ülkede sanayi olmadan, yatırım olmadan, üretim olmadan kalkınma ve tam bağımsızlık da olamaz. Kalkınmanın ve tam bağımsızlığın yolu üretimden geçmektedir.

 

     Ağır ve hafif sanayi hamlesi tamamlanmadan ülkemizin hiçbir sorunu çözülemez. Elektrik, elektronik alanında, savunma sanayi alanında yeterli yatırım ve üretim gerçekleşmeden ülkemizin kalkınması ve tam bağımsız olması söz konusu olamaz. Sanayileşme ve ticaretle üretim gerçekleştirilmeden yeni eğitim modelinin de fazla bir fayda sağlayamayacağı bellidir. Üretimi artırmakla beraber üniversite okumak isteyen öğrenci sayısı da azaltılmadan sınavlara ihtiyaç bitmeyecek dolayısıyla dershaneler de kapatılamayacaktır. O halde kalkınmış, tam bağımsız ve ekonomik sorunlarını çözmüş bir Türkiye için sanayileşmeye ve üretime yatırım yapmak zorundayız. Okullarımızı sanayi, ticari ve meslek kuruluşlarıyla bütünleştirerek meslek eğitimi yaygınlaştırmadan sorunlarımızı çözemez ve ülkemizi kalkındıramayız. Ülkemizin sorunları ancak bu şekilde çözülebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Okutan Arşivi
SON YAZILAR