DOST KAÇ TANE OLMALI
Hepimizin en büyük rahatsızlık duyduğumuz veya en ağrımıza giden konulardan birisi de dost olarak sandığımız insanlardan yediğimiz kazıklardır. Bazen tecrübe tarif edilirken hayatta yenen kazıkların bileşkesidir deriz. Bu ifade biraz amiyane tabir olmuş olsa bile güzel bir tariftir. Tarihin her devrinde insanlar en büyük sıkıntıyı dost bildikleri insanlardan çekmişlerdir. Dostlukla arkadaşlık çok farklı şeylerdir, merhaba deyip, ara sıra veya sık sık görüştüğümüz insanlar arkadaşımız olabilir, ancak dost çok farlı şeydir, dost sırdaştır, dost ağladığınızda sizinle ağlayıp, güldüğünüzde sizinle gülen insandır. Dost altın gibidir çok az olduğundan çok kıymetlidir. En zor gününüzde yanınızda olan kişi ya ailenizden birisidir, veya, dostunuzdur, bunun dışında görüştüğünüz insanlar arkadaş hükmündeki kişilerdir. Arkadaşa sır verilmez, güvenilmez, arka dönülmez, ancak dosta sır verilir, güvenilir ve arka dönülür. Hazreti Adem"den günümüze dek liderlerin, peygamberlerin veya devlet adamlarının hayatlarını incelediğimizde etraflarında dost olarak görebileceğimiz kişi sayısı üçü geçmez. Hatta bazılarının aileleri dostu olmuş, bazılarının ise hiç dostu olmamıştır. Peygamber Efendimiz Cihariyari Güzin olarak adlandırdığı Hazreti Ebu Bekir, Hazreti Ömer ve Hazreti Osman"ı kendisine dost olarak ilan etmiş, böylelikle bizlerin kendimize dost kabul edebileceğimiz insanların en üst sayısını da bizlere vermiştir. Yakın tarihe gelip, güçlü devlet adamlarını incelediğimizde Atatürk"ün İsmet İnönü ve Kazım Karabekir dışındaki arkadaşlarına daha temkinli davrandığını kabul edecek olur isek, O da dost sayısını iki ile sınırlamıştır. Günümüz liderlerine bakacak olursak Başbakan"ın yakın çevresinde bulunanların genellikle aile yakınları olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Bunların dışındakilerden sadece Hayati Yazıcı"ya güvendiğini ve ona dost gözüyle baktığını düşünüyorum, onun dışındakileri arkadaş olarak değerlendirdiğini düşünmekteyim. Deniz Baykal, Devlet Bahçeli ikilisinin de pek farklı olmadıkları ortada. Deniz Baykal"ın son on yıldır en yakınında bulunan Önder Sav"ın son kongredeki tavrı ortada. Devlet Bahçeli"nin 57. hükümette Bayındırlık Bakanlığı koltuğuna oturttuğu Koray Aydın"ın daha sonra Devlet Bahçeli"yi koltuğundan alaşağı edebilmek için yaptıkları da ortada. Hatta Merhum İnönü"nün Atatürk"ün ölümünden iki yıl önce başlattığı kampanyalar ve daha sonraki Başbakanlık"tan alınma hadiseleri tamamen Atatürk"le ters düşmesinin sonucu meydana gelmiştir. Bu hadiselerden almamız gereken ders, gerçek dostun ancak ve ancak Yüce Allah olduğu, kullarla dostluk yaparken çok dikkatli olmamız gerektiğidir. Zira yıllarca yan yana cephede omuz, omuza ölümle burun buruna savaşmış insanların dahi zamanla ters düşmeleri eşyanın doğasında var olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bazen arkadaşlarla sohbet ederken neden insanların sürekli ihanet ettiklerinden söz ettiklerinde onlara diyorum ki bakın arkadaşlar içinizde benden yaşlı olanınız da var, bu şehirde benden daha fazla zaman geçireniniz de var, düzgün insan bulmak kadar zor iş yoktur. Adam üç kuruşluk menfaati için babasını satıyorsa buna ne yapabilirsiniz. Geçtiğimiz yaz bu aylarda ziyaretime gelen iki arkadaşımdan birisi gerçekten dost dediğim, sevdiğim, saydığım, her şeyimi emanet edebileceğim bir insan, diğeri ise tam otuz yıldır tanıdığım, ama her şeyini menfaatine göre ayarlamasını, bilip, karşısındakinin anlamadığını sanan bir arkadaş. Hayatım boyunca kendisine yardımcı olmaya çalıştım, elimden gelirse yine de olurum, ancak sizinle konuşurken, düşündüklerinin tam aksini ifade eden bir arkadaş olduğunu ta tanıdığım günden beri bildiğim için, o haliyle arkadaşlık yapmaya devam ederim onunla. Bu iki arkadaşın sebebi ziyareti normalde sadece ziyaret gibi gözükse de sohbet koyulaşınca işin rengi ortaya çıkmaya başladı. Sohbetin ortalarında gazetenin bana yük olduğunu, satmam gerektiğini, aksi halde başıma iş alabileceğimi söylediklerinde dedim ki bakın arkadaşlar ben tüccar adamım benim giydiğim ayakkabıyı birisi satın almak istese oturur kendisi ile konuşurum, ancak siz buraya kimin elçisi olarak geldiniz bir bileyim, ondan sonra size cevap veririm. Uyanık olanı dedi ki yok efendim biz kimsenin adına gelmedik, sadece senin dostun olarak sana tavsiyede bulunmaya geldik. Halbuki onlar beni ziyarete gelmeden birisinin siyasi amiri ile yaptığı konuşmayı çok iyi biliyordum. Bu meşhur siyasetçi kendisine demiş ki Adnan Bahadır"ı bitirmek için beş trilyon para ayırdım, şayet gazeteyi satarsa git pazarlık yap, al gazeteyi. Bu kendini uyanık sanan keriz bana gelip Adnan Bey gazeteni birileri istiyor, şayet satarsan aracı olayım demesi gerekirken, bu gazete senin başına iş açacak gel sat bu gazeteyi diyor. Kaldı ki her iki halde de yaptığı çok ayıp ve beni onca yıldır tanımasına rağmen bana kül yutturmaya kalkması çok enteresan bir durum. Diyeceksiniz ki onca insan dostuna ihanet ederken seninkinin ne önemi var. Çok doğru ancak insanın karşısındakini keriz yerine koymaya kalkması gerçekten üzücü bir durum. Ne diyelim bu tür haset, fesat ve iki yüzlü insanları Allah"a havale edip, ıslah olmaları için dua edelim. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.