Bir Koltukta Kaç Karpuz?

Eskiler “Bir koltukta iki karpuz taşınmaz” derdi. Ama biz öyle bir çağda yaşıyoruz ki, koltuklar küçüldü ama karpuzlar büyüdü. Kimileri ise hâlâ hepsini taşımaya çalışıyor: siyaset, ticaret, şov, sosyal medya, akademi, spor kulübü başkanlığı, hayırseverlik, sanatçılık... Yetmedi, üstüne bir de kişisel gelişim kitapları yazıyorlar.

Bir koltukta kaç karpuz taşınır? Aslında soru yanlış. Asıl mesele neden bu kadar karpuz taşımaya çalışıyoruz?

Görünmek mi, Olmak mı?

Günümüz dünyasında çok yönlü olmak bir meziyet değil, bir zorunluluk gibi pazarlanıyor. LinkedIn biyografileri, Instagram biyografilerine dönüştü. Herkes “multi-tasking”, herkes “serial entrepreneur”, herkes “influencer”. Ne mutlu ki hepimiz her şeyiz; ne acı ki hiçbir şeyde derinleşemiyoruz.

Bir zamanlar “bir işi adam gibi yapmak” erdemdi. Şimdi “her şeyi biraz bilmek” makbul. Ama işin aslı şu: karpuzlar çoğaldıkça, koltuk sağlam durmuyor. Elindekiler de çatlıyor, yere düşüyor. Sonuç? Ne karpuz kalıyor, ne koltuk.

Toplumsal Rol Karmaşası

Bu durum sadece bireysel düzeyde değil, toplumun üst kademelerinde de böyle. Kamu görevinde olan, aynı zamanda özel sektörde menfaat ilişkisine giriyor. Bir belediye başkanı müteahhit, bir rektör yazar, televizyoncu, dernek başkanı. Herkes birkaç kimlik birden taşıyor. Sonra şikâyet ediyoruz: “Neden hiçbir iş tam olmuyor?”

Çünkü hiçbir iş tam yapılmıyor. Herkes yarım yamalak.

Az Ama Öz Olmak Neden Değerliydi?

Dedem bir marangozdu. Hayat boyu sadece marangozdu. Ama o dükkânın önünden geçen herkes onun adını bilirdi. Çünkü bir işi iyi yapmak, o işi sadece yapmakla mümkündü. Şimdi her gün başka bir unvanın peşinden koşan bir toplum olduk. “Ne iş olsa yaparım” diyenlerin çağı geçti, “Her işi yapıyorum” diyenlerin çağı başladı.

Çözüm? Karpuzları Saymak

Belki de artık kendimize şu soruyu sormalıyız:

  • Gerçekten hepsini taşımam gerekiyor mu?

  • Elimdeki karpuzların hangisi bana ait, hangisi başkasının?

  • Hangi koltuğa gerçekten oturuyorum, hangisinde sadece poz veriyorum?

Cevap zor değil. Herkes taşıyabileceği kadarını alsa, hem koltuklar kırılmaz, hem karpuzlar ziyan olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
OKAN ÇAKIR Arşivi
SON YAZILAR