BİR ÇAĞIN KAPANIŞI: İSTANBUL FETHİ

29 Mayıs 1453 tarihi bir çağın kapanışını yeni bir çağın da başlangıcını ifade eder. Adı da; "İstanbul'un Fethi"dir. Fetih; imanla yoğrulmuş azmin, tarihe yön veren kutlu yürüyüşüdür. 1453 yılı, sadece Bizans'ın yıkıldığı ya da Osmanlı'nın bir şehir aldığı tarih değildir. Bu tarih; Hz. Peygamber'in (s.a.v) müjdesiyle onurlanmış bir zaferin, bir çağın kapanıp yeni bir çağın başladığı kutlu bir dönüm noktasıdır.
İstanbul'un fethi, maddi bir zaferden öte, manevi bir tecellidir.

Osmanlı'nın İstanbul'a yönelişi, sadece jeopolitik değil, aynı zamanda ilahi bir müjdeye nail olma arzusudur. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) "İstanbul elbette fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur!" (Müsned) hadisi, nesiller boyunca Müslümanların gönlünde bu fethi bir iman hedef haline getirmiştir. Osmanlı için İstanbul, sadece bir başkent değil; medeniyetin, ilmin ve İslam'ın kalbi olabilecek kutsal bir coğrafyadır. Bizans'ın iç karışıklıkları, siyasi zayıflığı, Hristiyan dünyasının parçalanmış yapısı da bu fethe zemin hazırlamıştır.

II. Mehmed, genç yaşına rağmen devlet aklı, askeri strateji ve imanı derinlik bakımından büyük bir liderdir. İstanbul önlerine geldiğinde yalnızca ordusunu değil, kalbini ve duasını da kuşanmıştır.
Topkapı surlarına yürüyen ordu, sabah namazıyla teçhiz edilmiş, dualarla beslenmiştir. Fetih sürecinde dikkat çeken unsurlar şunlardır; dünyanın o zamana kadarki en büyük toplarıdır ve surları delmek için kullanılmıştır. 53 gün süren kuşatma boyunca ordu, sabır, metanet ve imanla hareket etmiştir. Gemilerin karadan Haliç'e indirilmesi, sadece askeri değil, mühendislik tarihine de geçmiştir.

İstanbul fethedildiğinde il. Mehmed'in ilk işi, Ayasofya'ya gidip iki rekat şükür namazı kılmak olmuştur. Bu, fethin maksadını açıkça ortaya koymaktadır. İslam'ın şiarını yaymak, zulme son vermek ve adaleti tesis etmek fethin temel amacıdır. Fatih Sultan Mehmed, Ayasofya'yı camiye çevirmiş ama aynı zamanda gayrimüslimlere dokunulmayacağına dair ahidname vermiştir. Bu yaklaşım, cihat ruhuyla yoğrulmuş fakat merhametle tezyin edilmiş bir fetih anlayışını yansıtmaktadır.

İstanbul'un fethi ile çağ değişmiştir. Orta Çağ sona ermiş, Yeni Çağ başlamıştır. Bu değişim sadece askeri değil, kültürel ve bilimsel bir dönüşümün kapısını da açmış, İslam medeniyeti zirveye ulaşmıştır. İstanbul; ilmin, kültürün ve estetiğin merkezi olmuş, Osmanlı cihan devleti konumuna ulaşmıştır. Artık Osmanlı yalnızca bir bölge gücü değil, dünya politikasının merkezindeki bir aktöre dönüşmüştür. Hristiyan dünyasında sarsıntı meydana gelmiş, Vatikan ve Avrupa sarayları bu fetih karşısında derin bir şaşkınlık ve korku yaşamıştır. Müslüman coğrafyalarda moral yükselmiş, İstanbul'un fethi, Endülüs'ten Orta Asya'ya kadar Müslümanların ruhunu yeniden canlandırmıştır.

İstanbul'un fethi, bir devletin değil, bir ümmetin fetih günüdür. Bu zafer, yalnızca geçmişin övünç kaynağı değil; bugünün medeniyet vizyonu ve diriliş umududur. Bugün İstanbul'a bakıldığında, Fatih'in mirası sadece bir şehir olarak değil; bir iman, adalet ve vakar sembolü olarak görülmektedir. Bu fetih imanla birleşen azmin; zalim surların nasıl aşılacağını, düşmanın nasıl diz çöktürüleceğini öğretmektedir. "İstanbul'un Fethi, gönüllerin de fethidir. Surları delen top değil, dualardır. Şehri alan ordu değil, sabır ve sadakattir. "Fetih ruhu, kalplerde bir kıyam gibi diri kalmalıdır." 29 Mayıs 1453 tarihi; "Ne güzel komutan"ın mirasıyla bugünün yürüyenlerine selam olmalıdır.

572. fethin yıl dönümünün hayırlara vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ederim

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR