OLMADI SAYIN VALİ, SİZE YAKIŞMADI!

                                          OLMADI SAYIN VALİ, SİZE YAKIŞMADI!

        Hayatımın hiç bir döneminde, insanları hak etmedikleri şeylerle itham etmediğim gibi kimsenin dinine, ırkına, siyasi düşüncesine bakarak hakkında hüküm vermedim. Ancak benim dünya görüşüme yakın insanlardan her zaman hoşlandım, elimden geldiği kadar onlara yardımcı olmaya çalıştım. Kendi hayat felsefemi düzenlerken de inandığım şeyleri yapmaya çalışmak suretiyle tanzim ederim. Muhataplarımın da aynı şekilde davranmasının beklerim. Muhatabım kim olursa olsun, onunla ilgili ne duyarsam duyayım asla itibar etmem. Ancak bizzat yaşadıklarımın ardından onlarla ilgili karar veririm. Dikkat ettiyseniz, giden Vali ile ilgili ilk başlarda gayet olumlu şeyler yazmıştım, ancak daha sonraki dönemlerde şahit olduğum bazı olaylar  ilk yazdıklarımı teyit etmediğinden, kendisine verilmesi gerektiği kadar değer verdim. Hata yaptıklarını da siz değerli okurlarımla paylaştım.

      Yeni Vali şehrimize ilk geldiğinde, eşinin cemaat ablası olduğu  yönündeki  haberlerin ardından  Valiye haksızlık edildiğini, kimsenin eşiyle değerlendirilemeyeceğini, peygamberlerin dahi bu konuda imtihan verdiklerini yazmıştım. Ancak üzülerek ifade etmek gerekirse Vali Bey,  adeta söylenenleri teyit edercesine, cemaate yakın yayın organlarına beyanat vermekten geriye kalmadı. Aslında AK Partili bir  Milletvekili bana olayın iç yüzünü anlatmıştı, ancak onu kamuoyu ile paylaşma gereğini duymadım.

          Vali Bey'in şehrimize gelişi, yaklaşık iki-üç ay olduğu kanaatindeyim. Biz gazete olarak ziyaretine geç gidelim ki rahat olsun, ilk geldiğinde giden baI yapıcılar gibi, etrafında dolaşmanın bir yararı olmadığını ve kişiliğimizin buna müsait olmadığını düşündüğümüzden ziyaretimizi geciktirdik. Önceki gün, Valilik Özel Kalemi Gazetemizi arayarak dün saat 16.15' te randevumuz olduğunu, Vali Bey'in beklediğini söyleyince sekreter kızımıza dedim ki “Kızım benim Ladik'te işlerim var, randevuya geç kalmamak için sen randevuyu, on beş dakika geciktir, saat 16.30' da gideceğimizi bildir. O zamana kadar işlerimizi bitirmiş oluruz.” Zira bizim inancımızda randevuya geç kalmak yoktur. Allah Resulü bir Hadis-i Şerif'lerinde  “Ayetülmınafıkı selasetün, iza haddese  kezebe, ve iza vebalde ehlefe, ve izetümine habe” yani münafıkın alâmeti üçtür. Konuşunca yalan konuşur, sözünde durmaz, emanete ihanet eder” buyurmaktadır.

            Müslüman konuştuğunda yalan konuşmayacak, söz verdiğinde sözünde duracak, kendisine emanet edilen şeye ihanet etmeyecek. Bu kural Cihanşumül bir kuraldır. İster Vali olun, ister Bakan olun, isterseniz Cumhurbaşkanı  olun, kural asla ve kat'a değişmez. Şayet değişmesi gerekseydi o zaman, Efendiler Efendisi;  Valiler, Bakanlar, Devlet Başkanları bunun dışındadır buyururdu. Bizim hayat felsefemiz budur. Biz hayatımızda kimseyi beklemediğimiz gibi, muhatabımız kim olursa olsun asla kapısında beklemek gibi bir âdetimiz de yoktur. Vali olmakla, verdiğiniz randevuya uymama hakkına sahip değilsiniz.

          Nihayetinde dün sabah erken saatlerde kalkıp Ladik'e gittik oradaki işlerimizi tamamladık, öğlende şehre geldik. Şehirdeki işlerimizi de tamamlayıp saat 16.30'da Vali Bey'in Makamına vardık . Varmasına vardık da, bir de ne görelim. Saat 16.00'da randevusu olan İl Müftüsü, Ondokuzmayıs Üniversitesi Hastanesi Başhekimi ve bir kaç arkadaş, henüz içeriye girmemişler. İçeriden çıkacak olanları bekliyorlar. Selâmlaştıktan sonra, “Hayırdır ne bekliyorsunuz?” diye sorunca, “Vali Bey'den saat 16.00'da randevu almıştık ama  henüz içeri giremedik, deyince Özel Kalem Müdiresi. Gülşen Hanım'ın odasına gittim. Gülşen Hanım, “Biraz beklemeniz gerekiyor” deyince, “Gülşen Hanım biz randevumuza geldik, beklemeye gelmedik” deyip, çıkıp geldik oradan.

           Şimdi Sayın Vali'ye soruyorum? Sizin Devlet adamlığınız verilen randevuya uymamayı mı gerektiriyor yoksa, 'aman sende gelen beklesin' anlayışında bir Vali misiniz? Şayet öyle bir Vali iseniz bu milletin hali nice ola! Bizim inandığımız değerlere, sizin de inandığınız söyleniyor, şayet bu değerlere inanıyor iseniz bu yapılanı nasıl değerlendirdiğinizi çok merak ediyorum! Yok, sizin için beklemek önemli değilse, o zaman size söylenecek bir şey yok! Devlet adına bir makamda oturuyor iseniz, sizin adınıza işlem yapan personeliniz insanlara randevu veriyorsa, siz ona uymak zorundasınız. Yok uymuyorum, Ben Devletin Valisiyim her gelen beni kapıda bekleyecek, diyorsanız size Allah selâmet versin, bizim asla sizinle işimiz olmaz, bunu böyle bilin!

        Biz; Devlet adına hizmet eden, Vatandaşı eşit gören, haklı zayıf olsa dahi yanında duran, güçlü haksız ise karşısında durabilen, inandığı gibi yaşayıp yaşadığı gibi inanan, Devlet adamlarına saygı duyarız. Makamını ön plana alıp toplumu hakir gören, egemen güçlerin dengesini gözetecek yöneticilik yapan, kim olursa olsun bizim en büyük düşmanımız olduğunu hatırlatarak sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
  • Sözün Özü / 02 Aralık 2014 Salı 14:50

    Yazar elbette yazısında kendi düşünce ve görüşlerini yansıtacak. Okurlar da yazıda yazılanla, kendi duygu ve düşüncelerini bağdaştırabilirse beğenisi artar. Yazılanlara katılırsa o takdirde yazar amacına ulaşmış demektir. Sayın Adnan Bahadır beyin randevuya hassasiyet gösterilmesi yönündeki görüşlerine bir açıdan katılıyor olmakla birlikte, özellikle Devletin üst makamlarındaki kişilerin randevularında bazı sarkmalar olabileceği gerçeğini de kabul etmek lazım diyorum.
    Sayın Vali'nin "ben senin sohbetini çok sevdim boş ver bekleyenleri hele biraz daha otur" diyerek bir ziyaretçisini tuttuğunu hiç zannetmiyorum.
    Ama sen, ben, o, bu yani ziyarete bulunan bazı kişiler, kendisine ayrılan zamanı aştığını fark edemediğinden olsa gerek, hem Makam sahibinin, hem de; görüşmek için bekleyen diğer kişilerin zamanını çaldığını ve işlerini aksattığını düşünemiyor sanırım.
    Bana göre asıl sıkıntı yaşayan kişi randevulu veya randevusuz görüşmek için gelenleri Makam sahibiyle görüştürmek için uğraş veren ve bunu yaparken zorlansa bile yüzünden tebessümü, davranışlarından kibarlığı eksik etmeyen Özel Kalem Müdürüdür.
    Demem o ki, makamların elinde olmaya gecikmeler belki o an için bekleyenin gerilmesine sebep oluyorsa da, Mutasavvıf Yunus EMRE’nin ilahi aşk ile söylediği, her şeye hoşgörü ile yaklaşılmasını tavsiye eden manadaki “YARADILANI SEVERİM YARADANDAN ÖTÜRÜ deyişini hatırlamak ve biraz hoşgörülü olmak gerekmez mi?
    Hem istemeyerek de olsa sizlerin, bizlerin hiç mi beklettiği kişiler olmadı mı acaba?

    Yanıtla (0) (0)
  • İlbey Kaan / 28 Kasım 2014 Cuma 00:22

    Bir büyüdüğüm zamanında şöyle demişti bana."Herkes mühendis olabilir ama iyi bir mühendis anasının karnında doğar." Okursun vali olursun. Bir vali randevusunu iptal edebilir. Bunda sitem edecek bir şey yok. Ama en azından daha önceden haber vererek ve Özür dileyerek. Anlık zaman ertelenmesi de olabilir. Özel bir görüşme yapılıyorsa. Cumhurbaşkanı, Başbakan veya Bakanla konuştuğu içinde kimse vali ye kızamaz. Ama aksini kabul etmek o randevu için kapıda sıranın kendisi için gelmesini bekleyenlerin kişiliğinin bir yansımasıdır. Vali galiba Adnan Bey'i memuru sanmış olacak ki nede olsa bekler diye düşünmüştür. Bu valinin zamanı planlayamadığı ve kendisiyle görüşme talebinde bulunan kişilere verdiği değerin bir göstergesidir. Kim bilir belki kendisine randevu talep ettiği bakan tarafından kapıda bekletildiği için böyle tatmin oluyordur. Biz bu ülkede elinde külhan beyi tesbihle gezen vali de camiye cuma namazı geldiği için vali beyin geçiş önceliği var sen bekle ayakkabılarını sonra koymalısın diyen vali de gördük. Bizde Adnan Bey'in karakterli duruşu gibi kendilerine gereken cevabı veriyoruz.

    Yanıtla (0) (0)
  • ide / 26 Kasım 2014 Çarşamba 17:58

    Böyle dik duran,sözünü budaktan ayırmayan,iğneyi önce kendine batıran,el etek öpmek peşinde koşmayan,acaba kaç gazeteci var!? sevmesem de kutlarım.

    Yanıtla (0) (0)
  • h / 26 Kasım 2014 Çarşamba 16:08

    sayın valim teksil fabrikasini gezmiş bizde bekleriz bir caya sayın valim eski sanayi yanlız gelirken çizme giyin yollarımıza beledıye ugramadıiçin camurlu ve göl gibi su var keres deciler arası iskeleçilerin oldu araya

    Yanıtla (0) (0)
Adnan Bahadır Arşivi

VEFA

29 Eylül 2025 Pazartesi 09:00
SON YAZILAR