İLAHİ DÜZENİN SESSİZ İŞLEYİŞİ...

Bir koca çınarı gözünüzün önüne getirin. Yüzyılları devirmiş, gövdesi tarihle konuşmuş, dallarıyla nice kuşlara yuva olmuş, kökleriyle toprağa tutunmuş bir büyük ağaç. Görünüşte sarsılmaz, devrilmez, yıkılmaz bir güç sembolüdür. Onun etrafında insanlar gölgelenir, hayvanlar barınır, tabiat ona saygı duyar. Ne var ki, bu görkemli ağacın yıkılışına bazen devasa bir fırtına değil, küçücük bir kurt vesile olur. Çünkü; o küçücük kurt, çınarın yıkılması için yaratılmıştır.

Zahiren küçük, batınen büyük olan bu hakikat; hem tabiî hem de ilahî düzenin ince noktasını bize gösterir. Gücün asıl tehditkârı çoğu zaman dışarıdan değil, içerden sızar. Dışarıda yükselen rüzgârlar değil, içerde gizlenen kurtçuklar yıpratır, çürütür, yıkar. Bu, hayatın ve kainatın değişmeyen kanunudur. Her şey kendi içinden çözülmeye başlar.

Küçük gibi görünenin farkedilmeyen büyük etkisi vardır. Küçük bir kurt, büyük bir çınarı yıkar. Bu bize gösterir ki büyüklük; sadece görünüşle, hacimle, dış güçle değerlendirilmez. Nice çınarlar vardır ki içlerinde, fark edilmeyen zaaflar barındırır. Nice küçükler vardır ki hakikat yolunda büyükler kadar kader tayin eder. Hayatın terazisinde görünüş değil, işlev ve hikmet tartılır. İlahi düzen, hakikati tecelli ettirirken, bazen küçücük mahlûkları bile büyük işlerin sebebi kılar. Bu sebeple insan, ne kendini büyük görüp böbürlenmeli, ne de küçüğü hakir görüp yok saymalıdır.

İlahi nizamda hiçbir şey tesadüfî değildir. Küçücük kurt da o çınarın yıkılması için yaratılmıştır. Görünüşte kurdun zaferi, hakikatte ise adaletin tecellisidir. Çünkü her doğan; ölmek için, her başlayan; bitmek için, her yükselen; alçalmak için vardır. İnsanın da, kurumların da, medeniyetlerin de tabii akışı böyledir. Bu akış; tesadüflerin değil kaderin disiplininde işler.

Büyüklüğün imtihanı, küçüklüğün sırrı vardır. Bazen koca çınarların yıkılışına şahit olur, şaşarız. "Nasıl olur da böylesine güçlü yapılar, böylesine köklü sistemler bir anda çöker ?" deriz. Aslında zayıflama içerden başlamıştır; tıpkı çınarın gövdesine gizlenen kurt gibi içerideki zaaf kocaman yapıyı çökertir hâle gelmiştir. Bu; sadece ağaç için değil, insan için de geçerlidir. Bir insanda kibir, bir toplumda fitne, bir kurumda liyakatsizlik varsa; o yapının sonunu dış saldırılar değil, iç çürüme bitirir.

İlahi düzenin en ince mesajı şudur; dışarıdan gelen fırtınalardan korkma, içeriden işleyen kurtlardan sakın. Çünkü Allah, büyük olanı küçük vesilelerle imtihan eder. Zillet de, izzet de bazen küçük sebeplerden doğar. Kibirli olan, küçükleri küçümseyerek kendi sonunu hazırlar. Mütevazı olan ise küçükteki hikmeti görerek hayatta kalır. Hz. Mevlânâ’nın dediği gibi; “Bir mum, koca bir karanlığı aydınlatır. Bir kıvılcım, koskoca bir ormanı yakar.” Büyük hesaplar bazen küçük vesilelerle görünür olur.

İlahi düzenin sessiz bir disiplini vardır Normalde akıl, büyük bir çınarın ancak büyük bir güçle yıkılacağını zanneder. Oysa ilahi düzen, insana ders vermek için bazen tersinden iş görür. Büyük olan küçüğe, güçlü olan zayıfa yenilir. Çünkü Allah, hem dışı hem içi, hem görüneni hem görünmeyeni terbiye eder. Bu düzen, insanın benlik putlarını yıkmak içindir. Öğretmek içindir. Asıl kuvvet; iç sağlamlıkta, asıl zayıflık; iç çürümededir.

Bu sebepledir ki her işin, her oluşun, her yıkılışın ardında kaderin ince nakışı vardır. Çınarın devrilmesini sağlayan kurt, sadece bir vesiledir. Onu var eden kudret yıkmıştır. Bu gerçek şu hakikati fısıldar; "Gücünü ispat etmek zorunda kalan güçlü değildir." Sessizce iş gören, derinden tecelli eden, hükmünü ilan etmeden hükmeden ise ilahi kudrettir. Kainatta her şey işaret eder ki; "adaletin terazisi her zaman ilahi ölçüyle tutulur." Büyük görünenin ardında gizli zaaflar, küçük görünenin ardında büyük hikmetler vardır.

Büyük çınarlar, küçük kurtlarla sınanır. İnsan da böyledir, kurumlar da böyledir, medeniyetler de böyledir. İlahi düzen, tabii düzenin üzerine kuruludur ve onu gözle görünmez bir şekilde disipline eder. Görünen sebepler, görünmeyen hakikatlerin elçisidir. Kendi hayatımız da aynıdır. Büyük iddialar değil, küçük zulümler içimizi çürütür. Bir gün gelir ki küçücük bir olay, dağ sandığımız benlikleri devirebilir. Çünkü hiçbir kudret, kendini mutlak sanacak kadar güçlü kılınmamıştır. Yasa açıktır. Kuvvet, teslimiyetledir. Çürüme, kibirdedir. Kurt, hep içerden işler. Bunu bilmek; hayatı bilmek, bunu görmek; kaderi anlamaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR