AMAÇ NE?

Bugünkü köşe yazıma başlamadan önce Azerbaycan - Gürcistan sınırında düşen askeri uçakta şehit olan Hava Uçak Bakım Astsubay Üstçavuş Emre Altıok evladımıza Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Bir haftalık kısa bir İç Anadolu - Doğu Anadolu - Karadeniz seyahatim oldu. Ağırlıklı olarak manevi değerlerimizi gezdim. Beni en çok etkileyen Erzurum’daki Aziziye tabyası oldu. Rusların Kars’ı işgalinin ardından Erzurum’a dayanıp Aziziye tabyalarını ele geçirmesi üzerine henüz hayatının baharında yirmi yaşında eline baltasını, kazmasını, ne bulabildiyse alıp yaşlısıyla genciyle, askeriyle Aziziye tabyasına çıkıp düşmanı Erzurum’dan kovma cesaretini gösteren Nene Hatun cesaretin ve inancın inanılmaz örneğidir. Vatan uğruna canlarını feda eden ve bu toprakları bizlere emanet eden tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anarak konumuza geçmek istiyorum. Konuya askerlikle başlayınca bir haftadan beri yaşanan mevlid tartışmalarına girmek istiyorum. Dilerseniz öncelikle mevlid nedir, ne zamandan beri var bunu konuşalım. Mevlid, Farsçadan türetilmiş mevlidhan tabiri ile nitelendirilir. Günümüzde icra edilen mevlidin bestesini 17. yüzyılda Bursalı Sekban adlı bir musikişinas tarafından bestelendiği sanılmaktadır. Mevlidi Şerifin şairi Süleyman Çelebi Bursa’daki Ulu Cami’deki imamlık görevi esnasında 768 beyit, 16 babdan oluşan Hazreti Muhammed (A.S)’ın hayatının bazı bölümlerinden kesitler alarak ona olan sevgisini ifade eden beyitlerden oluşmaktadır.

Osmanlı döneminde kandil gecelerinde okunmaya başlanan mevlid daha sonra ölülerin ardından okunan Kuran’ların arasına serpiştirilmek suretiyle okunan bir ritüel halini almıştır. İslami bir dayanağı olmayan mevlidi ne imamlık yaptığım dönemde ne de ölen babaannemin, babamın ve yakınlarımın ardından okumamış, okutmamışımdır, ilgi alanıma hiç girmemiş bir adettir. Okunulursa kötü mü olur derseniz elbette olmaz ama aslolan Kuran okuyup ölünün adından sevabını ona yollamaktır. Bu konuda da çeşitli görüşler var. Kuran okuyup ölüye yollanmaz, bu trafik kazasında ölen bir kişinin ardından ona trafik kurallarını anlatmaya benzer diyenler yanlış düşünmekteler. Ben asla ve kata böyle düşünmem. Neden düşünmem derseniz; Efendimiz, “İza matel abdü inkataa anhü amelühü illa min selasın……” ile başlayıp devam eden Hadis-i Şeriflerinde “Kişi öldüğü zaman amel defteri kapanır ancak şu üç kişinin amel defteri kapanmaz. Sadaka-i cariye veren, salih bir evlat geride bırakan ve topluma yararlı bir eser geride bırakanların amel defterleri kıyamete kadar kapanmaz.” buyurmakta. Kısaca kişi dünyada iken cami, okul, yol yapıp, faideli kitap veya eser yazmış veya topluma yararlı bir iş yapmış ise veya geride onun adına verilen sadaka varsa, salih bir evlat bırakmış ise amel defteri kapanmaz buyurmakta. Kuran, hem okunması sevap olan hem de okuduğu ile amel edilen cihanşümul bir kitaptır. Kuran’ı okuyup sevabını ölülere göndermek Allah Resulü'nün yaptığı bir uygulamadır, kimse bunun dışında fetva aramaya kalkmasın, kendi okumasa okumasın ama yalandan iş aramasın.

Gelelim Atatürk’e mevlid okunması konusuna. Bu konuda şunu ifade etmek isterim ki Atatürk’ün bizzat kendi el yazısı ile yazdığı Nutuk kitabını okudum. Bu yetmedi onunla 12 yıl iç içe yaşamış olan ve hizmetini yapan Cemal Granda’nın Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri kitabını okudum, çok dikkatli aramama rağmen bırakın mevlidi ibadetle ilgili tek kelam hiçbir yerinde bulamadım. Cemal Granda kitabında Atatürk’ün namaz oruç gibi ibadetleri yaptığını hiç görmediğini ama Allah’a inandığını söylüyor. Vefatının ardından o günkü devlet yönetimi laiklik adına cenaze namazını dahi kılmak istemeyince kardeşi Makbule Hanım’ın o müslüman biriydi cenaze namazını kılın ısrarı sonucunda cenaze namazı kılınmıştır. 1980 ihtilali askerin en ihtişamlı dönemiydi. Kenan Evren’in vefat eden eşi Sekine Hanım için dönemin Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç’a evine hafızları getirtip Kuran hatmi yaptırdığını biliyorum. Aynı Kenan Evren, Atatürk’ü bu kadar sevmesine rağmen ona mevlid okunsun demediği gibi Anıtkabir’e gidip Kuran okuyanlara da karşı çıktığını biliyorum. Bugün Atatürk’e mevlid okunsun diyenlerin amaçlarının ne olduğunu bilmiyorum ancak şayet olay kökünden çözülmek isteniyorsa Anıtkabir’den başlamak üzere bir çalışma yapılsın. Mescidinden, mevlidine, naatından Kuran’ına ne isterseler yapsınlar ama bugüne dek uygulanmamış şeyleri şimdi uygulamak isteyenlerin amacının ne olduğunu ben değil toplum söylesin. Merak ediyorum bunu isteyenler acaba hayatlarında kaç kez camiye gitmişler, Kuran okumuşlar, ölülerini hayırla yâd etmişler. Popülist politikaları bırakalım da hayatın ve mematın gerçeklerine bakalım diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi

VEFA

29 Eylül 2025 Pazartesi 09:00
SON YAZILAR