Ülgen Ege'me...

Hızla giden bir otobüsün kirli camına yaslanmış bir başın içinden geçenlerdir yolculuk... Kah geçmişi düşünürsünüz kah gelecek ile ilgili hayaller kurarsınız. Aslında içinize yaptığınız bir yolculuktur dinlenme tesisinde içtiğiniz bir bardak karbonatlı çay...

"Geçen sene bu zamanlar..." diye başlarsınız... "Bundan altı sene bu zamanlar"a kalan 250 kilometre yol vardır. Ne çok umut yitip gitmiş ne çok umut yeni yerini almıştır hayatta... Siz hiç farkına varmadan...

Bugün oğlum Ülgen Ege'nin doğum günü... İp gibi uzanan yollar beni ona götürüyor... Doğduğu şehre gidiyorum. Doğduğu tarihte... Geçen sene karnımda gelişini bekliyordum, şimdi yürüyerek beni karşılamasına gidiyorum.

Yeni bir yaşam büyümüş sevginin kucağında. Minicik dişlerinin öpüş yerine kullandığı ısırıklarına uzatmak istiyorum yanağımı... Öpmeyi öğrenme zamanı bebek...

Bir yıl geçti hayatından... Karşılıksız sevgilerle geldin bu yaşa. Sana emek veren insanların koynunda gülücüklerle teşekkür etmeyi öğrendin. Şimdi de öpmeyi öğrenmelisin. Dokunmayı yani...Hayata ve sevgiye dokunmayı öğrenmelisin. Seni sevenlerin canını yakmadan ruhlarını okşamayı da öğreneceksin ilk öpüşlerle...

Ve üzerime düşen, her zaman kucaklamak seni... Düşmek üzereyken tutmak gibi seni... Kumandayı başına vurup "uff" dediğinde sarılıp kumandayı dövmek... Canını kendin bile yaksan başını acıtanı elinden almak ve kızmak ona... Tıpkı babam ve annemin hala bana yaptığı gibi...

Her doğum gününü kutlayışımızda bir yaş daha büyümene rağmen, hiç büyütmeden yüreğimde hep bebek olarak saklamak seni pamuklara sarılı...

Sen öğreneceksin bebeğim yürümeyi ve konuşmayı... Sevmeyi ve öpmeyi... "Getir ver onu bana" ile getirmeyi, "hadi götür dedeye ver onu" ile götürmeyi de öğreneceksin.

Ve...

Ben seninle öğreneceğim varlığımın ne kadar değerli olduğunu... Seninle öğreneceğim bir insanın hayatında gerçek bir dönüm noktasının ne demek olduğunu... Bir yaşamın nasıl değişebildiğini... Bakış açısının, değer verilenlerin değişimini...

Ben seninle öğreniyorum oğlum hayatta en değerli ve ebedi aşkı... Ben, sen bana geçen sene bugün hediye edildiğinde anladım Yüce Yaradıcının engin merhametini... Ve ben öğreneceğim sen büyüdükçe korunmayı ve korumayı canı pahasına...

Sen büyüdükçe öğreneceğim sevmeyi ve öpmeyi... Sen büyüdükçe öğreneceğim ben, ailemin bana olan sevgisini...

Hep var olan ama benim farketmediklerimi göreceğim sen bana öyle bakıp gülerken...

Otobüs camının kirli olmadığını, sadece cama odaklandığım için manzarayı göremediğimi de öğreneceğim senin sayende... Dinlenme tesisindeki çayın karbonatının acı olmadığını da öğreneceğim beni sana uyanık götürmek için verildiğini düşündüğüm için...

İp gibi uzanan yollar göz açıp kapayana kadar geçecek... Her engelsizlikte hayatın yolunu sana böyle yapmaya çalıştığım için...

Ben karşılıksız olarak senin için çalışmayı öğreneceğim. Hak edene fedakarlık yapmayı öğreneceğim sayende...

Sen "ayy, cicciii" diyerek sevmeyi ve ısırmadan öpmeyi öğrenirken ben seninle hayatı öğreneceğim yeniden...

Ve huşu ile şükür namazlarında alnımın gurur ve huzurla secdeye değişini sayende yaşadığım için...

Nice senelere yavrum... İyi ki varsın...

Rabbimin emaneti... Rabbime emanetsin!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Neval Sultan Arşivi
SON YAZILAR