Şanssızlık ve yeteneksizliği de yenmemiz şart


Samsunspor'un bugünkü durumunun aslan payını tabiki kenar ve üst yönetimin yaptığı hatalar alıyor. Sezon başından beri yanlış yapılan ve sürekli değiştirilen görev tanımları, yanlış hoca tercihi, şu ligde hçbir takımın kadrosuna katmayacağı rezalet yabancı transferleri ve kulübenin oyuna direk müdahele vasıtasıyla yaptığı yanlış tercihler ve en önemlisi doğru kararların geç zamanlarda alınması Samsunspor'u bugünlere getirdi. Açıkcası her pazar akşamı diğer takımların da maç özetlerini izlememle sönen umutlarım, perşembe günü yeşermeye başlıyor. Ama eldeki kadrodan bir "diriliş" takımı yaratmamız için saha içinde çok çalışmaya, saha dışındaki faktörler içinse büyük mucizelere ihtiyacımız var.
 
 Samsunspor'un anımsayabildiğim yakın tarihi boyunca hiçbir kırılma maçını kendi lehine kıramadığını görüyoruz. Bizden 1-2 üst jenerasyon olan ve 80'lerin şaşalı Samsunspor'unu görenler de aynı dertten muzdaripler. Sonuçta son düzlükte kaçan bir şampiyonluk görmüş nesilden bahsediyoruz. Şanssızlık adeta kurumsal olarak kulübümüzün kimliğine işlemiş vaziyette. Ve ne yazıkki yakamızı bırakmayan kötü kader, bu sene de saha içinde etkisini şiddetle hissettirmiş durumda.
 
 Geçen hafta 4-2 kaybederek, ülke genelinde "Samsunspor paydos etti" izlenimi yaratan İBB maçından sonra yardımcı hocanın "maçın kırılma anları yanımızda olmadı" açıklaması, neredeyse sezonu geriye doğru yürüttüğümüzde 3-4 maç haricinde her maç verilebilecek bir demeç. Samsunspor'un ilk 23 haftalık saha içi performansına bakacak olursak 3.haftadaki Trabzon maçında Colman'ın zoru başarıp direğe nişanladığı topun geri dönüp Ergün'le gol olması dışında şans hiç yanımızda olmazken, yeteneksizlik her daim yanımızda olan bir dost gibi hiç yakamızdan ayrılmamış.
 
Mesela Ordu deplasmanında bence galibiyeti kaçıran bizdik, içerdeki Manisa maçını hatırlamak bile istemiyorum. Kaçırılan 2 penaltı ve sayısız gol pozisyonu. - tabi karşı taraftar Isaac'in kaçırdıklarını da unutmamak lazım - Eskişehir ve Manisa deplasmanlarında Ekigho efendinin yetenek dahi gerektirmeyen pozisyonlarda bizi toplam 3 puandan etmesi, İBB ve Gaziantep ve Galatasaray maçlarında Ahmet Şahin'in bize yedirdikleri, 23 bir haftada 1 gol atmasına rağmen golcüyüm diye gezinen Zenke'nin Fenerbahçe ve Gaziantep deplasmanında kaçırdıkları ve Trabzon maçında 0-0 iken direğe nişanladığı top. Bir insan sezon boyunca aynı tip gol kaçırır mı? Aynı şey Ekigho ve Bance için de geçerli, 1.haftada nasıl kaçırdılarsa şimdi de öyleler, süper lig futbolcuları olmalarına rağmen bir gram ilerlemeleri yok. Zenke'nin kötünün de kötüsü yakaldığımız Bursa deplasmanında bizi 10 kişi bırakması da gözden kaçmamalı tabi aynı deplasmanda Mustafa Sarp'ın 2 metreden kaleye topu itememesi de. Gaziantep ve Mersin maçlarında gol kaçırmak rekoruna girdikten sonra pis bir golle evimize boş dönmemiz, Beşiktaş ve Fener maçlarında 1 puana razı olmamız, Karabük ve Sivas maçlarında hakemin zulmü yüzünden toplam 3 puandan daha olmamız. Sezonun şanssızlık ve yeteneksizlik özeti şimdilik budur!
 
 O nedenle Fenerbahçe maçında ve sezonun geri kalan maçlarında hem rakibi, hem kendimizi hem de şanssızlık ve yeteneksizliğimizi de yenmeliyiz. Yoksa diriliş hayallerimizi ne yazıkki bir başka bahara, Bank Asya'da geçireceğimiz sezonlara saklamak durumunda kalırız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mert ORAL Arşivi
SON YAZILAR