Eğriye eğri doğruya doğru

Bugünkü yazıma her zaman söylediğim bir sözü hatırlatarak başlamak istiyorum... 'Doğru yapan, düşmanım dahi olsa takdir ederim; yanlışı, babam da yapsa affetmem' dediğimi beni tanıyan herkes bilir.

Son iki gündür gerek DENGE Gazetemizin manşetinden gerekse kendi köşemden 'Büyük Vurgun' olarak verdiğimiz haber, gündeme bomba gibi düştü. Hatta konu, yakında ulusal basında da haber olacak gibi.

Konuyla ilgili muhabir arkadaşlarımız, Samsun milletvekillerinin görüşünü alıp bu konuda ne düşündüklerini haber yaptılar. Hatta muhalefet (CHP) milletvekilleri konuyu ciddiyetle takip edip konuyla ilgili dün bir basın toplantısı düzenledi.

MHP gerek milletvekili gerekse teşkilat bazında olayın üzerine gideceğini, gerekirse konuyu TBMM'de gündeme getirip vatandaşın hakkını arayacaklarını söylemiş durumda. AK Partili  milletvekillerine gelince, şahsen bazı hareketleri nedeniyle kızıp dargın olduğum Suat Kılıç da, bu konuda sorumlu bir milletvekilinin yapması gereken açıklamayı yapmıştır. Kendisini kutluyorum. İnsanlara kızmak veya dargın olmak, yaptıkları doğru hareketleri tasvip etmemeyi gerektirmez. Yapılan doğru hareketi, kim yapmışsa takdir etmek dürüstlüğün ve doğruluğun gereğidir.

AK Parti Genel Merkezi'nin de bu olayın gereğini yapacağı kanaatindeyim. Diğer milletvekillerinin olaya bakışına gelince; hiçbirinin sahiplenemediğini, ancak dik bir duruş da sergileyemediklerini görüyoruz. Ahmet Yeni, hepten çuvallayıp, 'Bana daha önemli ülke sorunlarını getirin, bu konuyla ilgilenmiyorum' demiştir. Yazık, çok yazık... Bundan daha önemli olay olabilir mi?

Mensubu bulunduğun partinin Büyükşehir Belediye Başkanı kamuya ait park ve yeşil alan olan yerleri imara açıp, yine mensubu bulunduğun partinin bir meclis üyesi ve ortaklarına o yerleri peşkeş çekiyor; adamların Balaç köyündeki arsalarını Atakum'un göbeğine getirerek oralara 8 katlı bina izni veriyor; sen de, bu şehrin milletvekilisin ve bu olay seni ilgilendirmiyor öyle mi? Yazık, çok yazık... Bırak şu işlerini takip etmekle vazifelendirildiğin akrabalarının işleriyle uğraşmayı da biraz da toplumun işiyle uğraş. Artık her şey toplumun gözü önünde öyle kaçamak cevapları kimse yutmuyor.

Mustafa Demir vekilimize gelince, malumunuz o her zaman karnından konuşur ve ne konuştuğunu kendinden başka hiç kimse anlamaz, sessiz, sedasız işi götürür; ancak bu olayla ilgili verdiği demeç hiç hoş değil. Efendim, bu olay spesifik bir olaymış... Bu tür konularda beyan vermezmiş... Yani benim anladığım kadarıyla 'noktasal veya kişisel bir olay', o tür olaylarla ilgili beyanat vermezmiş de miş, miş... Lafa bak, beriye gel!.. Ne demek spesifik olaymış!..

Burada yanlış yapılan bir şey var mı, yok mu? En çok güvenip sürekli birlikte olduğun Atakum Belediye Başkanı Adem Bektaş'a sor, 'neden bu evraka ret oyu vermiş', ondan sonra da çağır basın mensuplarını, konuyla ilgili düşüncelerini anlat. Sen iktidar partisinin milletvekilisin; işin icraat yapmak... Açılışlarda boy gösterip çiçek vermek değil!..

Fatih Öztürk vekilimize gelince, 'bu konu teknik bir konu, araştırılması gerekir' diyor. İyi, güzel de vekilim, ben işletme tahsili yaptım... Belediye meclis üyesi olunca oturdum ilk önce 1590 sayılı belediye kanununu, ardından 5393 sayılı belediye kanununu, ardından 5216 sayılı Büyükşehir belediyeleri kanununu, en son olarak da imar yasalarını okudum; ondan sonra da mecliste çatır çatır konularla ilgili görüşümü anlattım.

Tam bir yıl oldu vekil olalı. Artık gezip tozmayı bırakıp, sorunlar ve çözümleri ile ilgili fikir üretmenin zamanı geldi de geçiyor. Bu olay çocuk oyuncağı değil, çok ciddi bir yanlış evrakıyla birlikte ortada.

Yarın Sayın Başbakan sizleri çağırıp, 'arkadaşlar nedir bu olay' dediğinde; 'efendim spesifik bir olay, araştırılması gerek, önemli değil' mi diyeceksiniz? Diğer vekillerimizin görüşlerini daha sonra açıklayacağım fazla uzattığımın farkındayım.

Hoşça kalınız...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
  • oflu yakup / 17 Eylül 2008 Çarşamba 21:51

    Tebrikler,böyle cesur yazı yazmak her babayiğidin işi değil,inşallah kör gözlere,sağır kulaklara ,vurdum duymazlara bir ders olur.

    Yanıtla (0) (0)
  • mustafa uygun / 17 Eylül 2008 Çarşamba 15:22

    Sn. Bahadır senin böylesine cesur atak ve belgeli yazacağını tahmin edemiyordum. Anlaşılan kimseye minnet borcun yok. vekillere bile açıkça yazıyorsun ki...eline sağlık Allah seni başımızdan eksik etmesin. Samsun düzene giriyor. Bundan sonra uygun adım marş marş....

    Yanıtla (0) (0)
  • EYNESİLLİ ŞALPAZARLI / 17 Eylül 2008 Çarşamba 15:19

    değerli adnan bey. bu devirde öyle "eğriye eğri doğruya doğru diyen gazeteci sayısı kıtlaştı" bu nadir asaletli adam gibi gazetecilerden birisi de sensin bu TEMİİİZ ŞEFFAF SİVİL OLAN DENGE GAZETESİ İYİ Kİ VAR VALLAHİ YÜREKLERİMİZE SU SERPİYORSUN. VALLAHİ SAMİMİ SÖYLÜYORUM: HAK TEALA SENİ ÖBÜR DÜNYA DA UTANDIRMASIN YUREKLERİMİZE SU SERPDİĞİNDEN DOLAYI..

    Yanıtla (0) (0)
  • Yunus ÇELEBİ / 17 Eylül 2008 Çarşamba 13:26

    Bu olay skandaldır.belgeleriyle ortada olan bir durumun üzerine gerekli merciler acilen gitmeli ve gerekenler yapılmalıdır.Deveyi hamuduyla götürenlerden hesap sorulmalıdır.Ayrıca sn bahadır size bir samsunlu vatandaş olarak ne kadar teşekkür etsek az.düşür maskeleri yanındayız.bu halk doğru insanların yanındadır."zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır"

    Yanıtla (0) (0)
  • Bekir Korkmaz / 17 Eylül 2008 Çarşamba 12:04

    Allahım bizi kimler yönetiyor.Biz nasıl yönetiliyoruz?Korkunç bu.Milletin vekilleri Bu kadar meseleye bu kadar uzak duyarsız davranabilir mi?.

    Yanıtla (0) (0)
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR