Tüm cumartesi günleri maç yazılarımda belirttiğim gibi bir türlü cumartesileri bu stadyumda istediğimiz havayı yaratamıyoruz. Maçın saati 17:00, gerçekten mis gibi bir hava, hatta tam futbol havası, bunaltmayan, terletmeyen, nemsiz. İsviçre Alplerinden transfer edilmiş bir hava ile stadyum yoluna koyulduk. Her zamanki gibi önce stadyum çevresi analizi yapınca seyircinin olmadığını ve gelmeyeceğini hissettim. Tüyap otopark civarı ve tükürük köftesi tezgahlarındaki popülasyon tahminlerimi yanıltmadı. Maça ilgi az.

Yerimizi çok rahat ve konforlu bir şekilde aldık. İlk dikkatimi çeken koltuklara yapılacağı söylenen bakım ne yazık ki halen yapılmadı. Daha önceki yıllarda gösterilen özen bu sene kesinlikle yok. Yönetime hatırlatırım koltuk konusunda verilen sözler yerine gelmedi.

Bu hafta tüm maçlara çıkılırken Kulüpler birliği tarafından verilen mesaj “Nefret Yok, Futbol Var!” pankartı ile sahaya çıkıldı. Ama sahada futbolda yoktu. Nefret de diyecektim ki son saniyede hakemin vermediği faul nedeni ile seyirci ve özellikle teknik direktörümüz REIS hafif nefret havasına büründü. Tam gözümün önünde Antalyaspor teknik direktörü Emre Belözoğlu galibiyet sevinci ile Thomas REIS beklerken onunla tokalaşmadan sahaya hakemlere doğru gitmesi Emre’yi sinirlendirdi. Ufak bir gerginlik yaşandı.

Takımımız aslında maça iyi başladı diyebiliriz. Top genelde bizde dönüp dolaşırken yakaladığımız pozisyonlardan faydalanamadık. 20. Dakikada ilk kez kalemize gelen Antalyaspor kullandığı frikikte bence bu maçta çok kötü performans gösteren kalecimiz Okan’nın çıkartamadığı top direkten dönünce, defansın da seyretmesi sonucu Soner dokunarak takımını 1-0 öne geçirdi.

İkinci yarıya Antalyaspor adeta golle başladı. Maç başlar başlamaz kalemizde gördüğümüz golle 2-0 olunca seyirci de istediğimiz kıvamda olmayınca Müslüm Gürses şarkılarını ufak ufak mırıldanmaya başladığımız anda Holse imdadımıza yetişti. Skoru 2-1 yaptı. Herkes çok ümitlendi ama bende nedense maçın dönmeyeceği fikri çok netti . Çünkü topu istediğimiz hız ve yönde çeviremedik. Ara paslaşmalar hızlı atağa çıkmamıza yarayacak süratte değildi. Zaten son dokunuşu yapabilecek oyuncumuzda olmayınca sahamızda puan alamadan stadyumu terk etmek zorunda kaldık.

Sevgili başkan istenilen veya düşünülen transferler bence gerçekleşmedi. Geçen sene de öyleydi ama o sene takımlar Galatasaray hariç gerçekten çok kötü takımlardan oluşmuş bir lig vardı. Bu sene öyle değil. İşimiz çok zor. Transfer dönemi kapandı. Elimizdekilerle bakalım nasıl bir sonuç çıkartacak teknik direktörümüz REIS. Bence takım bu haftayı fındık toplamada çok yorulmuş amatörlerden oluşan bir takım hüviyetinde gözüme gözüktü. Gerçi fındık 300 TL civarında 500 e kadar yolu açık diyorlar. Ama bizim takımın sonu da inşallah fındık fiyatı gibi olur.

Kalın sağlıcakla.