Değerli okuyucularım;
  Bizim ülkemizde insanları kandırmak, duygularıyla oynamak, inançlarını sömürmek çok basite indirgendi. Bir vatandaş olarak bu husustan hem muzdarip, hem de utanç duyuyorum.

  Bakın yabancı sermaye; ülkeme ne getiriyor, ne götürüyor.

  1.Hazır suya sabuna dokunmadan borsamızdaki dönen paranın yarıdan fazlası yabancı sermayenin, bunlar kazandıkları paradan vergi bile ödemezler. Paralarımızı elini kolunu  sallaya sallaya götürürler. Bizleri fakirleştirirler.
 
  2.Özelleştirme adı altında satılan yerler! Yabancılar hazır kar eden kuruluşlarımızı alıyorlar bir çivi dahi çakmadan yine paralarımız bunlara gidiyor. Farkında olmadan UŞAKLAŞTIRIYORLAR. Bizi, devlet olarak vatandaşını koruma, kollama zorunluluğun var. Bunu akıldan çıkarmamak gerek.

  3.Bankalarımız kolayca el değiştirip, isteyen istediği gibi hareket ediyor. Bürokratik engellerden kamu kurum bankaları çalıştırılmıyor. Bir de  ekonomi iyi diyorlar, hangi akıllı başlı insan bunu söyler?

  ÇİN MALLARI vızır vızır ortalıkta dolaşıyor. Maliye Bakanı babalar gibi satmanın derdine düşmüş. Dolaylı vergilerle garipler, alt gelir grubundaki vatandaşlarımız inim inim inlerken “MÜCEVHER” alışverişlerindeki KDV"yi kaldırmayı marifet sayanlar, size de bir gün demoratik olarak hesap sorulacak. Babalar gibi satanlara da; mutfakta ağlayan anaların ızdırabını  HALK olarak yaşatacağız.

  2003 yılı seçimlerinden önce ekmek 150 kuruş ve gramajı fazlaydı. 2008"de ekmek 400 kuruş gramajı daha az. Evlerimizde kullandığımız mutfak tüpü de 2003"te 17 YTL idi şuan 43 YTL. Diğer giderler iki üç kat arttı. Vatandaş yoksullaştı, bunalıma girdi. Yakın zamandaki suni gündemler siz burjuvaların olsun. Halk yoksulluktan ayaklanmazsa şaşırmayın.

  Tüm duyarlı vatandaşlarımızı sayısı az miktarda kalan yerli bankalarla çalışmaya davet ediyorum.

  Saygılarımla…