DÜZENİ BOZMAK….

Zulüm yapanlarla ilgili olarak Yüce Allah Enbiya suresinde ; “Onlara, “kaçmayın, o içinde şımartıldığınız bolluğa ve yurtlarınıza dönün. Çünkü sorulacaksınız” denildi. Eyvah ! Bizler gerçekten zalim kimseler idik, dediler. Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar bu feryatları devam etti” buyurarak, zulüm yapanların dünyevi akıbetlerinden hatırlatmalar yapmıştır.

Kur’an-ı Kerim incelendiğinde geçmiş ümmetlerden bahsettiği görülür.

Kıssalar anlatılarak bu günün insanına mesaj verilir ve hatırlatmalarda bulunulur.

Hz. Muhammed ümmetinin dışındaki tüm ümmetler, yapmış oldukları itikadi, ameli ve toplumsal hataları nedeniyle dünyada toplu olarak helak edilmişlerdir.

 

Neden zulüm yapanları Yüce Allah cezasız bırakmamaktadır.

Elbette bizler beşer olarak Yüce Allahın koymuş olduğu kuralları sorgulayamayız.

Ancak Allahın koyduğu kuralların hikmetleri hakkında, sonuçlarına ve gerekçelerine bakarak değerlendirmeler yapar ve dersler çıkarırız.

Allah dünya hayatı için bir düzen koymuştur.

Kur’anı Kerim göndererek muradını açıklamış, kurallarını bildirmiş, Peygamberler göndererek de pratik yaşamın uygulanışı hakkında örnek modeller sunmuştur.

Dünya için murat edilen ve Yüce Allah tarafından konan düzeni bozma çalışmalarını, insanlar arasında huzur ve güveni sarsacak, yeryüzünde fitne ve fesat çıkaracak, bozgunluk  yapacak eylem ve söylemleri yasaklamış, her şeyin yaratılışına uygun hareket etmesini istemiştir.

Belirtilen bu güzellikleri ve düzeni bozanların zulüm yaptıkları ve zulmün de affedilmeyeceği açıklanmıştır.

Kainata, canlılara-cansızlara, insanlara ve  Müslümanlara zulüm yapanların dünyada ve ahirette  cezasız kalmayacağı bildirilmiştir.

 

Dünya sistemini bozan, insanlar arasında fitne ve fesadı yaygınlaştıran işlerin başında zulüm gelmektedir.

Allahın yer yüzünde çizmiş olduğu yaşam sınırlarının dışına çıkmak zulümdür.

Kişi böylece ya kendine, ya ailesine, ya çevresine, ya içinde yaşadığı toplumuna, ya müslümanlara, ya da tüm insanlara ve canlılara zulmetmiş olur.

Bu da haksızlıktır, adaletsizliktir.

Haksızlık ve adaletsizlik ilgililerin rızası alınmadıkça affedilmeyen hususlardandır.

Hiçbir haksızlık ve adaletsizlik karşılıksız kalmaz.

Hem dünyada hem de aihrette mutlaka karşılığı verilir.

Bu ata sözlerimize de yansımıştır. “Zalimin zulmü varsa mazlumun da Allah’ı vardır” diye.

 

Haksızlık ve adaletsizliğe uğradığımızda, konuyu Allaha havale etmek karşı tarafa verilecek en büyük cezadır.

Zira mazlumun yardımcısı Allahtır.

Kendisine bu konuda havale edilen her şeyi Yüce Allah değerlendirecektir.

Hele gücünü ve imkanını, güçsüzlere karşı kullanarak toplumu sömüren ve ezen insanları Allah asla karşılıksız ve cezasız bırakmayacaktır.

Hz. Ademden beri tüm ümmetlerin bu anlamda yaptıklarının nasıl karşılık bulduğu Kur’an-ı Kerimde anlatılmaktadır.

Şartlar ne olursa olsun kimseye zulmetmeyelim.

Tercih hakkımız olacaksa, zalim olma yerine mazlum olmayı  tercih edelim, ne dünyada ne de ahirette zarar etmeyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR