MÜSLÜMAN NEZAKETİ
İslam; sadece inanç esaslarından ibaret bir din değildir. Aynı zamanda hayatı güzelleştiren ahlakı ilkeler manzumesidir. Nezaket ise; bu ahlakı ilkelerin temel direklerinden biridir. Nezaket; bir müminin kişiliğinde yansıması gereken bir edep, bir duruş ve bir kalp zarafetidir. Kur'an-ı Kerım ve sünnet-i seniyye; müminin zarif, anlayışlı, yumuşak huylu ve incelikli bir tavır içerisinde olmasını emreder. Çünkü Müslüman; hem Rabbiyle hem de toplumla olan ilişkilerinde temsil makamındadır.
Nezaket; imanın davranışlara hakim olduğu zarafetidir. Kur'an ı Kerım'de, nezaketi emreden pek çok ayet vardır. Allah Resülü'ne hitaben, "Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, etrafından dağılır giderlerdi." (Al-i İmran, 159) buyurularak; yumuşak huyluluk, nazik üslup ve gönül alıcı davranışların insan ilişkilerindeki önemine işaret edilmiştir. Bu; aynı zamanda bütün müminler için bir modeldir. Çünkü Resülullah (s.a.v), en güzel ahlak üzere gönderilmiş (Kalem, 4), her yönüyle örnek alınması gereken bir şahsiyet olarak takdim edilmiştir (Ahzab, 21).
Resülullah zarafet timsali bir hayat yaşamış ve Yüce Allah tarafından örnek gösterilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v), hiçbir zaman insanlara karşı kaba, sert ve kırıcı olmamıştır. Medine sokaklarında, hatta düşmanlarıyla bile nazik ve merhametli bir iletişim kurmuştur. Bir gün çölde yaşayan bir bedevınin, mescitte edebe aykırı bir davranışta bulunduğu görülmüş, sahabeler ona müdahale etmek istediklerinde Peygamber Efendimiz (s.a.v), kimseyi kırmadan müdahaleyi engelleyerek, olayı sükunetle yönetmiştir. Ardından da o kişiye doğruyu nezaketle öğreterek; hem eğitmiş hem de gönlünü kazanmıştır. Bu tavır; nezaketin eğitici gücünü ortaya koymaktadır.
Sahabe-i Kiram da zarafeti günlük davranış biçimi olarak benimsemiştir. Hz. Osman (r.a), edebi ve nezaketiyle bilinir; konuşurken bile yüzü kızarır, kimseyi rencide edecek tek bir kelime etmeden insanlara örnek olmuştur. Hz. Ebu Bekir (r.a), bir köleyi satın alıp onu azat ederken bile yumuşak bir ses tonuyla konuşmuş, insanlara daima yapıcı yaklaşmıştır. Ensar ve Muhacir sahabeler, birbirlerine karşı olan nezaket ve anlayışlarıyla Medine'de örnek bir kardeşlik inşa etmişlerdir.
Toplumsal ilişkilerde nezaket; çatışmayı önlemekte, anlayışı artırmakta ve birlik ruhunu pekiştirmektedir. Günümüz dünyasında, özellikle sosyal medyada ve sokakta insanlar birbirlerine karşı sabırsız, kaba ve tahammülsüz bir hale gelmiş durumdadır. Oysa Peygamber Efendimiz, "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin" (Buharı, İlim, 11) buyurarak, muhataba karşı üslubun yapıcı ve zarif olması gerektiğini hatırlatmıştır.
Nezaket sadece dilde değil, davranışta da olmalıdır. Müslümanın nezaketi, rastgele bir görgü kuralı değil; takva ile beslenen bir iman şuurudur. Allah'tan hakkıyla korkan kimse, yaratılmış her varlığa karşı nazik ve ölçülüdür. Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Merhamet etmeyene merhamet edilmez" (Buharı, Edeb, 18) buyurarak hem merhameti hem nezaketi imanla ilişkilendirmiştir. Nitekim Resülullah (s.a.v), kendisine hakaret edenlere dahi beddua etmemiş, iyilikle karşılık vermiştir.
Günümüzde İslam'ın en güçlü iletişim yollarından biri nezakettir. Sert dille yapılan bir diyalog, kapıları kapatabilir ama nezaketle yapılan bir çağrı, kalpleri yumuşatacaktır. Allah Resülü'nün hayatında bu gerçeğin birçok örneği vardır. Taifte taşlanan Efendimiz, meleklerin helak teklifini geri çevirmiş, "Belki onların soyundan Allah'a kulluk eden bir nesil gelir" buyurmuştur. Bu, hem nezaketin derinliğini hem de sabrın büyüklüğünü göstermektedir.
Bugün bir Müslümanın hal, hareket, üslup ve davranışları; İslam'ı anlatan bir dil gibidir. Yolda çöp atmayan, yaşlıya yer veren, çocuklara tebessüm eden bir Müslüman; İslam'ı temsil etmektedir. Nezaket; davetin en etkili yoludur. Bu yöntem; kalplere dokunmakta, öfkeyi yumuşatmakta, önyargıları yıkmaktadır.
Modern şehir hayatında insanlar giderek bireyselleşmekte ve iletişim dili kabalaşmaktadır. Sosyal medya, hızlı iletişim kurmanın avantajı kadar, ölçüsüzlüğün ve saygısızlığın da bir mecrası haline gelmiştir. Bu ortamda nezaketli olmak, adeta bir fazilet direnişidir. Selamı yaymak, dedikodudan sakınmak, hataları affetmek, diğer insanlara dua ve öğütle yaklaşmak; Müslüman nezaketinin göstergelerindendir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v); "Kim bir Müslüman kardeşinin ayıbını örterse, Allah da onun dünya ve ahiretteki ayıplarını örter." (Müslim, Birr, 72) buyurmuştur. Nezaket, sadece güzel konuşmak değil; ayıp örtmek, kusur aramamak, affetmeyi bilmek ve daima hayrı tavsiye etmektir.
Bir müminin elbisesi temiz olduğu kadar; dili, gönlü ve davranışları da temiz olmalıdır. Nezaket; sadece bireysel bir fazilet değil, toplumsal barışın da anahtarıdır. Nezaketle yetişen çocuk, sabırlı olur. Nezaketle yürütülen aile yaşamına sevgi hakim olur. Nezaketle dolu sokaklar; güvenli toplumlar oluşturur. Nezaket; sadece bir davranış değil, İslam ahlakının da kendisidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.