"Kötü niyetlilere karşı iyi niyet taşıyamayız"

"Kötü niyetlilere karşı iyi niyet taşıyamayız.
Hele şükür!

Erdoğan'ın ağzından ilk kez;

BDP hakkında söylediği sözler!

Kötü niyetli olduklarını devlet anladı!

Başbakan anladı;

Cumhurbaşkanı da anladı.

Bunların niyeti kötü!

Kürt devleti kuracaklar!

Hem de Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi içinde!

Sanki Kürt toplumunun hakları yenmiş!

Sanki bir Türk vatandaşından farkları var!

Sanki Laz vatandaş gibi;

Gürcü Türk vatandaşı gibi;

Sanki Batı Anadolu Efesi gibi;

Sayılmıyorlar!

Genel Müdür… Müsteşar…

Daire Başkanı olamıyor mu?

Her makama gelebiliyorlar.

Ama ASALA Ermeni örgütünün devamı olarak;

Bir terör örgütü olarak

Osmanlı İmparatorluğu Paşalarına...

Cumhuriyet asker-bürokratlarına…

Başkaldırmak onların ortak kaderi!

İlle de devlete başkaldıracaklar!

Bu insanlardan başkasını bekleyemezsin.

Ama Kürt halkı bıkmıştır.

Bu terör örgütlerinin zulmünden bıkmıştır.

Ama 2011 Haziran'ındaki seçimlerde;

Kandil Dağı dağ eşkıyası;

Şehre inme cesaretini gösteremedi;

Ama Avrupa'da ne kadar Kürt elebaşısı varsa;

Tamamı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak

Güneydoğu illerinde karargah kurdular.

Bingöllü Mehmet Kardeşimiz İstanbul'daki ticaretini;

Olum olası bırakarak;

AKP'yi kazandırmak için;

Bingöl aşiretlerini kolacan etti.

Kendi aşireti de Bingöl'de güçlü!

Buna rağmen Avrupa'dan gelip

Güneydoğu illerini adeta basan haydutlar;

Ölüm fermanını Mehmet Kardeşin yüzüne okudular.

Allah vere ki aşireti güçlü!

Kefeni deldi…

İşte köy köy…

Mezra-mezra gezdiler.

Halkı böyle korkuttular!

“ Oy vermezseniz; akşamleyin…

Gece yarılarında dağdan iki eşkıya;

Evini… ahırını… neyin varsa yakacaklar”

Tehdidi

Kürt vatandaşlarda çok etkili oldu.

36 terörist;

Bağımsız milletvekilliği kazandılar.

Ama Hatip Dicleleri;

KCK davasından hükümlü…

İçerde!

Meclisteki grup odaları hazır!

Bağımsız Kürt milletvekillerini bekliyor;

Ama onlar kendi Kürdistan Başkenti;

Diyarbakır'da meclislerini topluyorlar.

Orada meclis de kurmuşlar!

Ne zaman! Ta seçimlerden önce!

Bütün emirlerini Meclis Başkanımız;

Cemil Çiçekten almıyorlar,

Ama maaşlarını TBMM'den alıyorlar.

Utanmadan… çekinmeden yiyorlar.

Demokratik özerlik ilan ettiler.

Demokratik Özerklik;

Türkiye'nin bir bölümü üzerinde hak iddia edip,

toprak talep etmek demektir.

Başbakan Tayyip Erdoğan,;

"Kötü niyetlilere karşı iyi niyet taşıyamayız.

 Ancak Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni

 her şeye rağmen devam ettireceğiz” dedi,

Silvan saldırısı sonrası terörle mücadele çerçevesinde

bölgelerin hassasiyetine göre

iç güvenlikte polis kullanılacak,

Evet, farklı düşünmek zorundayız.

Kötü niyetlilere karşı iyi niyet taşıyamayız.

“Bağımsızlar geldi, arkadaşlarımız da görüştü”.

 Ama sakız çiğner gibi sürekli dışlandıklarını söylüyorlar.

Neden dışlayalım.

Tabii, CHP'ye de onlara da;

Gelmeseniz de Meclis çalışmalarına devam eder' dedik.
Devlet, keyfi operasyon yapmaz.

 İstihbarat alırsa yapar.

Bölücü terör örgütü silahı bıraksa,

 terör minimize olur.

Güvenlik güçlerinin silah bırakması istenebilir mi?

Bu zaten onların birinci görevi, varlık sebebi!” dedi.

Şimdi ne olacak?

Bu sorulardan pek hoşlanmam ama;

Öyle gözüküyor ki;

Hükümet, Bağımsızların isteklerine tüm kapıları kapattı.

Hiç tenezzül etmeyecek!

Bağımsızlar, istemeseler de Ekimde yeminlerini ederek

Meclis çalışmalarına katılacaklar.

Aksi takdirde Demokratik özerkliği göze alamazlar.

Tayyip Erdoğan asla kapı aralamaz.

Tıpış tıpış meclisin yolunu tutmak zorundalar.

Öyle de olacak.

Bir dew Dünya krizden söz ediyor!

Dünya toplu krize kayıyor.

Acaba 2012 Kıyametine hazırlık mı?

İnşallah onu da haftaya görüşelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR