Arabistan Yarımadası yeşillenmeden kıyamet kopmayacak buyuran Peygamberimizin bu beyanı son yıllarda heyecan oluşturmaktadır. Pandemi dönemiden sonra umre ibadeti yapmak üzere Arabistana birlikte gittiğimiz bir çok umreci vatandaşımızdan, kayalarla kaplı dağlarda yeşillenmiş otlarla kaplı alanları görünce; "kıyamet alâmeti mi bu,durum hocam" diye şaşkınlıklarını belirttiklerine şahit olduk. Yaklaşık otuz yıldır umre ve hac ibadetine görevli ve sorumlu olarak her yıl, hatta son yıllarda bazen yılda üç-beş defa Arabistana gitmekteyim. Gerçekten de pandemi sonrası dönemde kayalık ve kır alanlarda yeşilliklerin oluştuğunu ve otlaşmanın meydana geldiğini görmekteyiz.

İnsanlık tarihi boyunca kıyametin alametleri, peygamberlerin haber verdiği en dikkat çekici meselelerden biri olmuştur. İslam kaynaklarında kıyametin küçük ve büyük alametleri detaylı biçimde zikredilmiş, özellikle Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) kıyametin yaklaşmasına dair birtakım işaretler bildirmiştir. Bunlardan biri de, Arabistan Yarımadası'nın yeniden yeşermesi olayıdır. Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur; "Kıyamet, Arabistan toprakları tekrar yeşillikler ve ırmaklarla dolmadıkça kopmayacaktır."

Bu hadis, dikkatle incelendiğinde hem tarihi bir gerçeğe işaret etmekte hem de geleceğe dair haber sunmaktadır. Arap Yarımadası bugün çöl ve kuraklıkla anılsa da, geçmişte geniş ormanlık alanlara ve akarsulara sahipti. Bilimsel araştırmalar, binlerce yıl önce bu bölgenin savanlarla ve göllerle dolu olduğunu ortaya koymaktadır. Peygamber Efendimiz, asırlar öncesinden, o zamanlar çoraklaşmış olan bu toprakların tekrar eski yeşilliğine kavuşacağını haber vermiştir.

Son yıllarda, özellikle Suudi Arabistan'ın kuzey ve batısında yaşanan olağandışı yağışlar, nehir gibi seller, çöl çiçeklenmeleri ve toprağın yeniden canlanması gibi olaylar dikkat çekici boyutlara ulaşmıştır. Çölün ortasında ansızın beliren yeşil alanlar, bilim insanlarını bile şaşırtmıştır. İklim değişikliğiyle bağlantılı olarak, "Arabistan’da yeşillenmenin artacağı" teorileri güç kazanmaktadır.

NEOM Projesi gibi dev yatırımlar çerçevesinde bölgenin sulanması, ağaçlandırılması çalışmaları yürütülmekte, bu da bu süreci hızlandırmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, hadis, doğrudan "insan eliyle" değil, tabiatın doğal akışıyla ırmaklar ve yeşilliklerin yeniden hâkim olacağı bir dönüşümden bahsetmektedir. Hadiste kullanılan “tekrar yeşermesi” ifadesi, Arabistan’ın bir dönem gerçekten de yemyeşil olduğuna işaret eder. Bugünlerde hızlanan bu değişim, kıyametin yaklaştığını gösteren alametlerden biri olarak değerlendirilmelidir.

Bu gelişmeler, sadece tabiat olayları olarak değerlendirilmemelidir. Müminler için bu tür hadisler, imanın tazelenmesine, kıyamet bilincinin canlı tutulmasına ve dünya hayatına aşırı bağlanmanın tehlikelerinin hatırlanmasına vesile olmalıdır. Çünkü kıyamet, her an kopabilecek kadar yakın; her an uzak gibi görülebilecek kadar da gizemlidir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır; "İnsanlar sana kıyametin ne zaman geleceğini soruyorlar. De ki: Onun bilgisi yalnız Allah'ın katındadır. Sana ne bildirir, belki de kıyamet çok yakındır."
(Ahzâb, 63)

Bu ilahi ikaz, meselelere bakışımızı şekillendirmelidir. Arabistan’ın yeşermesi gibi hadislerin zuhurunu görmek, bir heyecan vesilesi olmakla birlikte, asıl dikkat edilmesi gereken nokta, her bir bireyin kendi “küçük kıyameti” olan ölüm gerçeğine ve sonrasında başlayacak olan büyük hesap gününe hazırlıklı olmasıdır.

Arabistan Yarımadası’nın yeniden yeşillenmesi meselesi, bir mucizevi haberin zamanla nasıl vuku bulduğunu gösteren harika bir örnektir. Bu süreç, sadece bir coğrafi dönüşüm değil, aynı zamanda insanlık için son uyarılardan biridir. İbret gözüyle bakmak ve Allah’a yönelmek için önemli bir fırsattır.

Kıyamet gelmeden önce, toprağın yeniden yeşermesine şahitlik etmek, bizlere iki şeyi hatırlatmalıdır: Dünya hayatı geçicidir ve değişime mahkûmdur. Asıl ebedi yurt için hazırlık yapmak zaruridir. Her yeşeren ot, her akan ırmak bir gün kuruyacak; fakat imanla yetiştirilen her amel, cennette ebedi meyveler verecektir.