ADAMLIK HERKESİN İŞİ DEĞİL

Geçtiğimiz hafta sonu oğlumun düğününe katılan dostların tamamına teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum. İnsan hayatının önemli dönüm noktalarından olan düğünlerde ve ölümlerde gerçek dostlarınızı tanıma imkânınız olur. Allah’a hamdü senalar olsun ki davet ettiğimiz dostlarımızın yüzde doksan beşi düğünümüze icabet etti, tamamından Allah razı olsun. Katılanlarla ilgili teşekkür ilanımızı yayınladığımız için burada detaylara girmek istemiyorum. Ancak teşekkür ilanında değinmediğim bir iki konuya değinerek asıl konumuza geçmek istiyorum. Dostluk gerçekten farklı bir şeydir, zor gününüzde ve mutlu gününüzde yanınızda olan insanlar çok farklıdırlar, bunların değerlerini bilmemiz lazım. Gerek düğünden önce gerekse düğün günü arayıp yapılacak bir şey var mı diye soranlar sorumluluk sahibi dostlardır. Düğüne katılanlar da samimi dostlardır, bir de düğün günü size sormadan iki saat önce gelip düğün sahibi gibi davranan dostlar var ki onlar çok farklı dostlardır. Bunların başında şeyhim Ali Duran ağabeyim, yılların dostu Semih Saygılı kardeşim ve Sağlık Sen başkanından yönetimine kadar yanımızda olan güzel insanlara sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

Nikahı kıyan kıymetli Büyükşehir Başkanımızdan şahitlik eden AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse, Milletvekilleri Av. Ersan Aksu, Av. Orhan Kırcalı, önceki dönem Milletvekilleri H.Hüseyin Ceylan, Fuat Köktaş, Adem Yıldız, Mehmet Çakar’a, SAMÜ Rektörü Prof. Dr Mahmut Aydın’a, İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz’a, Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı’ya, Tekkeköy Belediye Başkanı Mustafa Candal’a, Çarşamba Belediye Başkanı Av. Hüseyin Dündar’a, Kavak Belediye Başkanı Şerif Ün’e, TSO Başkanı Salih Zeki Murzioğlu’na, Ticaret Borsası Başkanı Sinan Çakır’a, İl Müftümüz Seyfullah Çakır’a, düğünümüze katılan Ladik Belediye Başkanı Adnan Topal’a, Terme Belediye Başkanı Şenol Kul’a, TSO Meclis Başkanı Haluk Akyüz’e, AK Parti il başkan yardımcılarına, ilçe başkanlarına, meclis üyelerine, bürokrat dostlarımıza, katılım sağlayan tüm dostlarımıza ve Dünya Organizasyon sahibi Kurtuluş Altun'a şükranlarımızı sunarak asıl konumuza geçmek istiyorum.

Geçtiğimiz pazar akşamı Canik’te bizim düğün yaptığımız mekânın bitişiğinde bulunan akaryakıt istasyonunda yaşanan kaya düşmesi sonucunda vefat eden iki yavruyla babalarına Rabbim’den rahmet diliyorum. Emin olun o gece uykum kaçtı sabaha kadar uyuyamadım, sonraki gecelerde de kâbuslar görür hale geldim. Çok acı bir olay, Allah aileye sabırlar versin. En zor iş annenin işi, böyle bir acıya dayanmak gerçekten çok zor. Bu gibi durumlarda herkesin yaptığı tek iş suçlu aramak, olayları farklı mecralara çekerek topluma yansıtmak ve ajitasyon yapmak oluyor. Bunu herkes yapar, buna adamlık denmez. İşin kolayına gitmek ve toplumun daha da infial duyacağı şekilde olayları yorumlamak bizim işimiz olamaz. Benim olaya bakış şeklim nedir derseniz; öncelikli olarak şunu belirtmek isterim ki akaryakıt istasyonunun tamamı ruhsatlı, bazı basın yayın organlarında iddia edildiği gibi yıkama kısmı ruhsatsız falan da değil. Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı ile konuştum, birkaç ay önce akaryakıt istasyonunda yapılan tadilat inşaatı nedeniyle ekipleri bizzat gönderip kaçak yapılaşma olup olmadığına baktırmış. En ufak bir kaçak kısım olmadığını, yapılan tadilatın ruhsatına uygun olarak yapıldığını söyledi. Bununla yetinmeyip konusunda uzman olan, o bölgeyle ilgili rapor da hazırlayan Jeoloji Mühendisi Yaşar Tok’a git şuraya bir bak herhangi bir ihmal var mı, yapılması gerekip de yapılmayan nedir diye sordum. Sağ olsun gitti yerinde inceledi ve oturup konuyu enine boyuna tartıştık. Oraya istinat duvarı yapılması konusunda; orası kayalık bir bölge orada istinat olmaz dedi. Çelik hasır ve demir çivileme sistemi yapılmak suretiyle akacak kayanın hızının durdurulması olabilirdi onun dışında orada bir imalat yapılması mümkün değildi diyor. Bazılarının iddia ettiği gibi tadilat esnasında duvarın dibinden hafriyat falan da alınmamış. Vurun abalıya misali 24 saat işletme sahibine veya sorumlulara yüklenmenin de alemi yok. Belediye buraya ruhsat verirken bilirkişi raporuna istinaden ruhsat vermiş. Peki, bölgede yapılması gereken nedir derseniz; bilim adamlarının verdiği rapor doğrultusunda o bölgede yapılan palyeleme sistemiyle arka taraf boşaltılmalıdır. Palyeleme nedir derseniz; kısaca anlaşılması bakımından bir nevi merdiven basamağı şeklinde yüksek olan şevlerin stabilitesini artırarak çözüm üretmektir. Olayları değerlendirirken ajitasyon mantığıyla değil de ilme, akla, vicdana uygun çözümler sunmak suretiyle değerlendirmek zorunda olduğumuzu unutmayalım. Sanırım matlup hâsıl oldu, bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR