ULTRA DEMOKRASİ
Dünyada olduğu gibi bin yediyüzlü binsekizyüzlü bindokuzyüzlü yıllar öncesi insanların yönetim şekilleri kavimlerle, beyliklerle , çetelerle, sultanlarla, padişahlarla, kırallıklarla belirlemişler buda gelir dağılımındaki uçurumu bir tarafta fakir fukaralık ,açlık yoksulluk bir tarafta ise saray, kıral ,cariye, bolluk her türlü dünya nimetini elinde bulunduran bir aile yapısı öbür tarafta padişahım çok yaşa demekten başka hiçbir düşüncesi olmayan bu gününü ve yarınını padişahın insafına bırakmış gelecek kaygısı duymayan olduğunla yetinmesini bilen maraba takımı varmıştı kısaca kıralların, padişahların dediği dedik kestiği kestik imişti milyonlarca insan bir ailenin mutluluğu refahı için yaşarlarmış tı.
Gelelim bize başkalarını bilmem ama bizimkiler işi bir adım daha öteye getirip padişahlık koltuğuna oturmak için kardeşe kardeşi boğdururlarmış idi ne olduysa olmuş dünya insanlığının aklına yeni bir fikir gelmiş bizi neden yıllardır tek bir aile yönetiyor biz kendi kendimizi yönetemezmiyiz diye düşünmüşler adınada demokrasi koymuşlar .
Mücadeleler edilmiş seçimler yapılmış aynı topraklar üzerinde yaşayan okuma yazması olan herkeze seçme ve seçilme hakkı tanınmış ortak akıl ile ancak bizde bu geçiş süreci biraz daha hızlı olmuş dünyanın hiçbir yerinde belirli bir eğitimi tamamlamamış kadın erkek kimseye seçilme hakkı verilmez iken .
Türkiye cumhuriyeti kimliğine sahip olan kadın erkek her bireye seçme ve seçilme hakkı tanınmış ancak bu geçiş süreçleri devrimler, yenilikler sancılı olmuş alışkanlıkları terk etmek her insanda olduğu gibi kolay değilmiş demekki.
Gelelim yurdumuza bindokuzyüz ondokuzda başlayan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir anlayışı demokrasi yle taçlandırılmış bir çok gelişimden sonra bindokuzyüz ellide seçme ve seçilme hakkı demokratik bir yarışa dönüştürülmüş .
Dünyadan önce ilk kez kadınlara seçilme hakkı tanıyan düşünce harf ve kılık kıyafet devrimleriyle okuma yazma oranının yüzde yedi olduğu coğrafyanın kaderini harf devrimiyle yüzde yüzlere çıkarmak isteyen düşünce eğitim ve kalkınmanın tabandan başlayacağına inanan köy endüstürülerini kurup açarak okuma yazma oranının aklın , bilimin kalkınmanın milletçe güçlü olmanın dama taşları döşenmeye başlamıştı ki ilk tepki tüm millete seçme ve seçilme hakkı tanınan halktan gelmiş bindokuzyüz ellide çoğulcu demokratik seçimlere geçtikten sonra ilk icrat günün ilkokulları ,eğitim yuvaları köy endüstürüleri kapatılmış ne yapılabilir ki demokrasiydi seçilmiş iktidar öyle istiyordu .
Parası ve gücü olan eğitim yapabildiği gibi seçilme hakkıda paraya ve güce dayandırılmaya başlatılmasının doğruluğu kabul görmüştü .
Köy endüstürüleri kapatılarak fakir halkın eğitime erişiminin önü kapatılmıştı okuyupta ne yapacaksın mantığı doğru kabul görmüş.
Türkiye demokrasiye geçtikten sonra bindokuzyüz yirmiüçten itibaren hizmeti sadece padişahın ailesine ve yakın gördüğü zümreye değil milletin tamamına eğitim ve teknoloji ile birlikte devlet eliyle hizmet başlatılmıştır yollar , telefon telgraf hizmetleri otomobil , uçak , helikopter üretimi ve eğitimine başlanılmış köylere okullar açılmış sağlıkçılar atanmış seçim eliyle muhtarlar yönetime katılmış imam yetiştirilmek için imamhatip okulları açılmış diyanet işleri başkanlığı kurulmuş okuma yazma oranı artırılmış fabrikalar ,hava ve deniz limanları tren demir yolları kurulmuş petrol ofisleri hayata geçirilmiş elektirik ve enerji ihtiyacı için barajlar kurulmuş kumaş fabrikaları, iplik fabrikaları, çarıktan ayakkabıya geçildiği için ayakkabı fabrikaları kısacası taki devletin milletine belirli bir dönemi aşmak hızla gelişmiş ülkeler ile aramızdaki farkı kapatmak için devlet eliyle milletine hizmet anlayışı bindokuzyüz seksene kadar devlet eliyle temelleri atılıp sürdürülmeye çalışılmıştır bindokuzyüz seksen den sonra ne oldu dersek seksen yıllık cumhuriyet kazanımları siyasi akıl millet desteğiyle özelleştirilme adı altında satılmış kiraya verilmiş ve devletin halkına hizmetini özel sektör eliyle yapılması hakimiyeti kabul görmüştür .
Ve öylede oldu ancak konumuz yazı başlığında da olduğu gibi bu zamana kadar laik ,sosyal ,hukuk devleti seçme ve seçilme hakkının demokrasilerde olduğuna inandığımız siyasi akım siyasi partiler yasası ile birlikte genel başkanların ağırlıklı olduğu seçilmenin güce ve paraya dayandırıldığı adaletli gelir dağılımının liberal ekonemiyle özleştiği adınada gelişmiş ileri demokrasi adı verilen benimde ultra demokrasi dediğim kimilerine göre yanlış kimilerine göre doğru süper ultra demokrasiye hızla geçiş sürecinin içindeyiz diye düşünüyorum
Saygılar sevgiler benden en güzel yarınlar siz değerli okuyucularımızın olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.