TEMİZ BİR HAYATIN ŞİFRESİ...
İnsanı insan yapan özelliklerin başında kalp ve dil gelir. Kalp; duyguların ve niyetlerin merkezi, dil ise; bu iç dünyayı dışa yansıtan bir aynadır. Bu nedenle kalbin temizliği, dilin doğruluğu; bir müminin hem Allah katındaki hem de insanlar nezdindeki değerini belirleyen en temel unsurlardır. Efendimiz (s.a.v.) bu gerçeğe dikkat çekerek şöyle buyurmuştur; “Kalbi mahmûm (pak), dili doğru sözlü olan herkes (cennetliktir).”
Bu söz üzerine Ashab-ı Kiram, “Doğru sözlülüğün ne demek olduğunu biliyoruz. Peki mahmûm kalp ne demektir?” diye sordular. Resûlullah (s.a.v.) buyurdular; "O kalp, Allah’tan korkan tertemiz kalptir. İçinde günah yoktur, zulüm yoktur, kin yoktur, hased yoktur.” Bu kısa ama derin anlamlar yüklü hadis, şu iki anahtar kavramı sunmaktadır; biri doğru dil diğeri temiz kalp. Her ikisi de cennete giden yolda iki güçlü vasıtadır.
Doğru söz; sadece yalan söylememek değil, aynı zamanda adaleti gözetmek, şahitlikte dürüst olmak, bozgunculuğa aracı olmamak ve fitneye sebep vermemektir. Kur’an-ı Kerim, Müslümanları defalarca “doğru sözlü” olmaya çağırır; “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin.” (Ahzab 70)
Doğru söz; müminin dilinde bir alışkanlık, bir ahlak haline gelmelidir. Çünkü dil, sadece kelimeleri değil; kalbin özünü, insanın kişiliğini taşır. Dilin doğruluğu, sahibinin samimiyetinin en açık delilidir. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır; “Bir kul doğru söylemeye devam ederse ve doğruluğu ararsa, Allah katında ‘sıddîk’ (çok doğru) olarak yazılır.”
“Mahmûm kalp”; sıkıntıdan, yükten, kirden arınmış, huzurlu, temiz ve saf bir kalbi tarif eder. Hadiste belirtilen şekliyle bu kalpte; günah, zulüm, kin, hased gibi kalbi kirleten unsurlar yer almaz. Kalbi mahmûm olan kişi; kalbini haram düşüncelerden, kötü niyetlerden korur. Ne kendine ne başkasına haksızlık eder, mazlumun değil, zalimin karşısında durur, kalbinde hiçbir insana karşı içten bir düşmanlık beslemez.
Mahmum kalp zahibi; affedicidir, merhametlidir, başkasının nimetini kıskanmaz, kardeşinin başarısını kendi sevinci bilir. Bu dört büyük kalp hastalığından arınmış bir gönül; Allah’ın nazar ettiği kalptir. Peygamberimiz; “Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza değil, kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Müslim) buyurmaktadır.
Kalp ve dil bir bütündür. Kalp temizse dil de doğru olur. Dil doğruysa, bu kalbin olgunluğuna işarettir. Kalbinde kin, kibir, hased olanın dili de zamanla bu iç kirleri dışa vurmaya başlar. Dili zehir saçanın kalbi de kararmıştır. Oysa mahmûm kalbe sahip olan kişinin dili tatlıdır, sözü hikmetlidir. Böyle bir insan; dedikodu yapmaz, gıybet etmez, yalan söylemez, kırmaz, dökmez. Aksine; teselli eder, barıştırır, dua eder, hayra yönlendirir.
Bugün modern hayatın karmaşasında insanlar dillerini keskinleştiriyor, kalplerini katılaştırıyor. Oysa ki Müslüman; hem dilini doğrulukla mühürlemeli hem de kalbini manevi kirlerden arındırmalıdır. Çünkü ahirette; dillerden dökülenler de, kalplerde saklananlar da ortaya dökülecektir. Kalbi mahmûm, dili sadık olanlar mutlulukla karşılaşacaktır.
İnsanların kötülüğünden emin olanlar ve Allah’ın da razı olduğu kullar cennete girecektir. Bu kullar; dünyada kalbi temiz, dili doğru olanlardır. Onların dünya hayatı takva üzerinden geçmiştir. Temiz bir dünya hayatının şifresi de budur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.