HAYATA İMAN VE AZİM İLE TUTUNMAK

      Meşum darbe girişimi ile bitlikte zaten zihinlerde var olan kuşatma artık gözle görünür bir şekle dönüşmüş bulunmaktadır. Her şeye rağmen kuşatma altına alınmış olmak insanı karamsarlığa götürecek bir durum olmamalıdır. Hayata iman ve azim ile tutunanlar şartlar ne olursa olsun, ne kadar zor ve çetrefilli olursa olsun mutlaka bir kurtuluş yolu bulurlar. Her çıkmazın mutlaka bir çıkışı vardır. Ne kadar karanlık ve dolambaçlı bir yolda olsak da yenilgiyi zihinlerden attığımız zaman zafere ulaşmak mümkündür. Ancak kuşatılmışlık karşısında çaresizliği kabul edersek daha baştan zihinlerde yenilmiş oluruz. Kuşatılmışlık bir duyguya dönüşürse bedeni hareketsiz kılar. Bu durumda da yenilgi insanın içine yerleşir, onu teslim alır. İnsan harekete geçip kendini kurtarmaya, kurtuluş aramaya gerek duymaz. Zaten şartlara teslim olan insanın zihni esarete davetiye çıkartır.

      Önemli olan bakış açısıdır. Geniş ve sağlıklı bir şekilde, doğru bir pencereden bakmamak insanı tuzaklara sürükleyip esarete razı eder. Tuzakları ve tehlikeleri göremez hale getirir. Zihni yenilgiyi ve kuşatılmışlığı kabul etmeyen insanı düşman teslim alamaz. Düşman ne yaparsa yapsın onu esaret altına alamaz.

     Öyle görülüyor ki ferasetle olaylara baktığımız zaman 15 Temmuz meşum darbe girişimi ile birlikte yeni oyunlara ve tuzaklara doğru gidiyoruz. Milletimiz 15 Temmuzdaki inanç ve heyecanını atlamadan çok ciddi, çok önemli yeni gelişmelere, yeni olaylara doğru sürüklenmektedir. Asıl yaşadığımız zorluk; bölgede tek başımıza olmamız, üstüne üstlük bir de kendi içimizde parçalı bulutlu olmamızdır. Olaylarla birlikte her gün yeni parçalanma ve bölünmeler yaşıyoruz. Zihinlerde oluşturulan ayrılık gerekçelerinin fiili olarak yaşanması için emperyalist güçler tarafından yeni oyunlar, yeni hamleler ortaya konulmaktadır.

Milletin değişik kesimlerinin birlikte hareket etmesi için değil birbirine düşman olması için yeni oyunlar kurgulanıyor. Zihinsel parçalanma ve duygusal ayrışmayı artırmak için çabalayan güçler hiçbir zaman boş durmuyorlar. Bizi kuşatan tehlikeden kurtulmak için kendi gücümüzün farkına varıp çabalamak zorundayız.

     Emperyalizmin hedefinde olan ülkelere baktığımızda ülkeleri işgal edip parçalamak için her zaman değişik gerekçeleri kendilerine malzeme yaptıkları görülmektedir. Etrafımızı kuşatıp yavaş yavaş bize doğru gelmekte oldukları görülmektedir. Sanal tehlikeler üretip işgal ettikleri ülkelerden geriye bugün hayal şehirler kaldı.  Artık sahneye konan oyunlarla, savaşlarla emperyalizmin Ortadoğu Coğrafyasını sömürü alanı yapmasının önünde bir engel kalmadı. Ayakta kalan, kendini koruyan ülkemizi de aynı oyunlarla savaşın içine çekmek istemektedir emperyalist güçler.

      Bu hain, meşum darbe gerişimi de göstermiştir ki top yekûn bütün millet olarak ayrıklıkları ve farklıkları bırakıp kenetlenmek zorundayız. Yoksa emperyalizme yem olup tarihten silinip gideriz. Tüm halkımızı İslam milletinin bir parçası olarak görüp güçlerimizi birleştirip düşmana karşı hep beraber durmak zorundayız. Bunu önce zihinlerimizde başarmak zorundayız. Bunun bir başka yolu yok. Aksi takdirde oyunun bir parçası olup bataklığa saplanır dururuz. En sonunda yok olur gideriz. Kuklaya göre değil kuklacının hamlesine göre zihnimizi çalıştırmak durumundayız.  Hayata iman  ve azimle tutunmak için zihin kodlarımızı işgal ve sömürüye ayarlı olmaktan çıkartıp zafer ve özgürlüğe göre ayarlamak zorundayız. Yenilgiye ayarlanmış zihinleri zafere ayarlamak için kendi şafak vakitlerimizde uyanık olmak zorundayız.

     Zihinleri yenilgiye değil zafere ayarlanmış milletler hiçbir zaman işgal ve esarete razı olmazlar. Her zaman özgürlük dünyasına azimle yürürler. Zihinlerimizi özgürlüğe ve zafere ayarladığımız an önümüz hep açık olacaktır. Etrafımızı saran bu hain örümceklerden, bu kuşatılmışlıktan kurtulmanın yolu hayata iman, ideal ve azimle tutunmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Okutan Arşivi
SON YAZILAR