Gazze’de Bir Damla Suyun Bedeli: Hayat

Bir damla su… Senin için sıradan, benim için sıradan. Ama Gazze’de, o bir damla su hayat demek. Ya da ölüm… Bir çocuğun kuruyan dudaklarında yankılanan “Anne, su” fısıltısı… Sıcak, nefes kesici. Dışarı çıkmaya cesaret eden herkes, suya değil, kurşuna yaklaşmış oluyor.

Su, hayatın simgesiydi ya hani… Orada artık şehadetin adı.

Borular yok, kuyular yok. Suyun geçtiği her damar, tek tek hedef alınmış. Geriye sadece kirli, bulanık kuyular kalmış. O sudan içmek, çocuğunun hastalığa mahkûm olmasını kabul etmek demek. İçmezsen susuzluk öldürüyor, içersen hastalık. Bir anne için böyle bir seçim olur mu?

Ve deniz… O koca, tuzlu umut. Sıcağın kavurduğu Gazze’de, çocukların koşup serinleyebileceği tek yer. Ama oraya bile yasak konmuş. Denize yaklaşan herkes hedef. Düşünsene, suyun şefkatini bile yasaklamışlar.

Dünya Sağlık Örgütü, bir insan için günde 100 litre su gerekir diyor. Gazze’de bugün, bir insan 2 litre su bulabiliyor. Hatta bazen o bile yok. Aradaki rakam değil mesele. Aradaki fark, insanlıkla vahşet arasındaki çizgi.

Ben bu satırları yazarken, orada bir çocuk hâlâ susuz. Belki de annesi, elinde sararmış bir bidonla yürüyor. Belki bu satırların bittiği yerde onun hayatı da bitecek.

Su… Bizim için sıradan, onlar için özgürlük. O yüzden Gazze’de her damla su, sadece bir ihtiyaç değil; hayatta kalma hakkının çığlığı. Ve belki de, insanlığın en utanç verici sınavı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
OKAN ÇAKIR Arşivi
SON YAZILAR