Suna Taşdemir Dündar

Suna Taşdemir Dündar

BAŞBAKAN SEVGİSİ

Özellikle son günlerde içimde artan bir 'Başbakan Sevgisi' var ki tarifi mümkün değil. Kaba, Kasımpaşalı Maço tavırlarını eskiden çok itici bulurdum ama şimdi bakıyorum bakıyorum, çok hoşuma gidiyor. Çünkü bu tavırlar nedeniyle karşısında kim varsa ezip geçiyor, herkes çevresinde el pençe divan, herkes korkak, ağzının içine bakıyorlar acaba ne diyecek diye. Bu hal sevilmez mi, takdir görmez mi? Eskiden demokrasi, özgürlük dediği zaman sevmezdim onu. Bana takiyye yapıyormuş gibi gelirdi. Şimdi bakıyorum, kürtaj meselesinde  anne karnındaki bebeğin yaşama özgürlüğünden bahsetmesi hoşuma gidiyor, şimdiye kadar olmadığı kadar eleştiri alıyor,  hatta geri adım atmak zorunda kalıyor, bu halinden çok hoşlanıyorum, çok! Eskiden, mazlum olması hiç hoşuma gitmezdi, o ötelendiği, eşi başı örtülü olduğu için resepsiyonlara davet edilmediği zamanlardaki mağdur halinden hoşlanmazdım, şimdi başka bir mazlum kesim yaratmasına, bu konudaki ısrarına, çabasına bayılıyorum.  Eskiden her fırsatta 'zulme uğrayan' edebiyatı yaparken şimdi onun 'zulmeden' olmasından keyif alıyorum. Eskiden, Anıtkabir'de vs yerlerde, törenlerde 'sap gibi' durmasından hiç hoşlanmazdım, iki yüzlülük gibi gelirdi, şimdi rengini belli ettiği için, olduğu gibi göründüğü için hoşuma gidiyor, bravo diyor, hatta itiraf edeyim büyük bir hayranlıkla alkışlıyorum. Eskiden 'Açılım' dedikçe, 'Kardeşlik, birlik' dedikçe içim ezilirdi, şehitleri, şehit analarını düşündükçe kahrolurdum, hele Taraf'Gazetesinde 'haydi yürü be koçum kim tutar seni' mealinde onu pohpohlayan yazılar okudukça nefretim kabıma sığmazdı. Şimdi bakıyorum, Hasan Cemal'den Ahmet Altan'a, Neşe Düzel'den Cengiz Çandar'a Başbakanımızın Kürt Politikasını eleştiren yazılar çıkıyor, 'Yetmez Ama Evet' çiler Başbakan'dan hızla uzaklaşıyor, içimde büyük bir sevgi kıpırtısı oluyor, engel olamıyorum. 3. Balkon konuşmasında "74 milyonun hükümeti olacağız. Daha mütevazı olmanın gayreti içinde olacağız. Bugün hesaplaşma değil, helalleşme günüdür. Kampanyada istemeden kalbini kırdığımız kardeşlerimiz varsa hepsinden helallik diliyorum" dediği zaman ondan hiç hoşlanmamıştım. Karizması su götürmez liderliğine, hoşgörü ve alçak gönüllüğü de ekleyecek, pek çok kesimi kucaklayacak, yanılan biz olacağız diye çok üzülmüştüm. Oysa şimdi her fırsatta aldığı %50 oydan bahsetmesi, ÖTEKİ %50 yi unutması çok hoşuma gidiyor, kırılan kalplere yenileri eklemesini beğeni ile izliyorum.  'Teröristler saldırabilir, öyle bir duyum aldık bu nedenle  askeri karakolların boşaltılması gerek'  cümlesi kadar saçma olan 'bir istihbarat aldık, Ulus'ta halk yürüyüşüne yasak getirmek gerek' gibi bir karar alması ve hala buna sahip çıkıyor oluşu onu gözümde çok sevimli kılıyor.  Ona asla oy vermemiş, vermeyi aklından bile geçirmeyen son derece 'vatansever' bir kesimi, öfkeyle, parmağını sallaya sallaya 'terörist' ilan ettikçe ona karşı olan sevgim ve hayranlığım artıyor. Aslında kolay kolay bir araya gelip, birlik sağlayamayacak insanları (çünkü çoğu okumuş, yazmış, zeki ve kültürlü olan bu insanlar,  eğitimi, dünya görüşü, kalitesi, pratik zekası, güçlü söylemleri olacak bir lideri bulamadıklarından) bir araya getirmeyi başardığı için, bizim gibi düşünenleri azınlık psikolojisi ile zamk gibi birbirimize bağladığı için sonsuz sevgi ve saygımı hakettiğini düşünüyorum.  Esad'a 'Ey Esat! Halkını rahat bırak . Bırak da halkın barışçı ve demokratik gösteri yapma hakkını özgürce kullanabilsin' derken  kendi halkının bayram kutlamasına sınır getirmesi, onun çelişkiler yumağına dönen konuşmalarını okurken zevkten dört köşe oluyorum. Cumhuriyet Bayramında, meydanlara inen kalabalığın 'Kılıçdaroğlu' için çıktığını sanmasına,  tüm cumhuriyet ve Atatürk tutkunlarının sadece o gün meydanlara inenler kadar olduğunu düşünmek gibi bir gaflete düşmesine, elinde sadece bayrak ve Atatürk resmi olanlara karşı kaba ve orantısız güç kullanılmasını hala savunmasına bakıyorum, bakıyorum ve arkasında aslında o kalabalıktan ne kadar çok korktuğunu, öfkesinin asıl nedeninin bu olduğunu görüyor ve onu daha çok seviyorum. Ne diyeyim, ben bu haliyle başbakanı çooook ama çok seviyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Suna Taşdemir Dündar Arşivi
SON YAZILAR