AHİRETİN TARLASI

Kur’an ve Sünnette dünya hayatının faniliğine ve değersizliğine önemli ölçüde yer verilmiştir.

Dünyanın faniliğinin ve değersizliğinin belirtilmesi inananların zihinlerinde dünya-ahiret dengesinin fark edilmesi ve kurulması içindir.

Peygamberimizin bir Hadis-i Şerifinde bu konu şöyle ifade edilmektedir.

“Sizin hayırlınız, Ahreti için dünyasını, dünyası için de ahretini terk etmeyip, her ikisinden de nasibini alandır. Çünkü dünya, Ahiret hayatı için bir vesiledir.”

Dünya hayatının sevilmemesi gereken tarafı da yine Kur’an-ı Kerimde İbrahim suresi 2. ayette şöyle hatırlatılmaktadır.

“Onlar ki dünya hayatını severler, dünyayı ahirete tercih ederler ve Allah yolundan yüz çevirirler.”

Dünya hayatı Allahı zikretmeyi unutturuyor, Allah yolunda çalışmaya engel oluyorsa ve ahirete ait sorumlulukları yerine getirmekten uzaklaştırıyorsa, böyle bir dünya sevilmemelidir.

Diğer taraftan bakıldığında “Dünya Ahiretin tarlasıdır.”

Allahın isimlerinin tecelli ettiği bir aynadır.

Allahın birliğini ve yüceliğin dünyada nakış gibi görmekteyiz.

Bu yönü dikkate alındığında dünya nefret duyulan ve terk edilen bir yer değil aksine sevilen ve sevilmeye layık bir mekan olarak görülmelidir.

Müslüman da dünyanın bu yüzünü görerek Allahın tecellisini fark etmek, büyüklüğünü idrak etmek ve O’na ibadet etmek durumunda olduğunu düşünmelidir.

Cennet dünyada kazanılabilecek bir nimettir.

Bunun için de dünyanın ahiretin tarlası olduğu bildirilmiştir.

Dünyada tohumları atılan meyvelerin ürünleri ahirette alınacaktır.

Cennet dünyada kazanılacaksa böyle bir dünya faniliği bilinerek sevilmelidir.

Bir başka açıdan dünya müşrikler için oyun ve eğlenceden ibarettir.

Dünyayı oyun ve eğlence olarak görür, günümüzü gün etmek için dünya nimetlerini değerlendirirsek, dünyanın değersizliğini ortaya çıkarmış oluruz.

Müslüman için dünya oyun oynanacak ve  eğlence yapılacak yer değildir.

Aksine ebedi alem olan ahretin kazanılacağı yerdir.

Müslüman olmayanlar da ahretini dünyada kazanırlar.

Onlar dünyaya değer vererek oynar ve eğlenirler ama kısacık yaşamlarını sürdürdükleri bu dünyadan ahirete hiçbir sermaye gönderemezler.

Böyle olunca da ahiret için dünyada kazandıkları Cehennem olur.

Kur’anda geçiciliği, faniliği ve değersizliği belirtilen dünya da budur.

Müslüman dünyası için ahretini, ahireti  için de dünyasını terk edemez.

Dünyasını boş şeylerle geçiremez.

Kendisini dünyada misafir gibi görür ve dünyanın ev sahibi olan Yüce Allaha layıkıyla hizmet, hürmet ve ibadet eder.

Böylece de selametle ahiret hayatını kazanmış olur.

Cennet dünyada kazanılır.

Cenneti kazandıran dünya sevilmelidir.

Dünya mülkleri Ceheneme gitme nedeni olacaksa onlara sahip olmak için gayret etmek en büyük ahmaklıktır.

Fani olan dünyayı sevme yerine ebedi olan ahirete dönük sermaye hazırlanmalıdır.

Ahiretin güzelliklerinin dünyada elde edildiği de unutulmamalıdır.

Dünya ahiretin tarlasıdır.

Her insan dünya tarlasına ne ekmişse, ahirette de mahsül olarak onları görecek ve önünde bulacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR