ÖĞRENCİLERDEKİ SIKINTI VE SERVİSLER

   İnsanoğlu çok nankördür. Fakir olur ağlar, zengin olur şükrünü bilmez, sıkıntıya düşünce Rabbini hatırlar, rahata erişince Rabbini unutur... Çok değil, yirmi yıl geriye gittiğimizde bu ülkede okul servisi diye bir kavram yoktu. Hele biz okula giderken, bırakın servisi, dolmuş dahi yoktu. Okulumuz tam gün olduğundan sabah okula gider, öğlende tekrar eve gelip yemeğimizi yer, tekrar okula giderdik. Bu yüzden de günümüzün belli bir kısmı yürümekle geçerdi. Bu durumdan da en ufak bir şikayetimiz yoktu. Şimdi bakıyorum da durum o kadar değişti ki inanın okul önlerindeki servisleri görünce şaşırıp kalıyorum. Diyeceksiniz ki kötü birşey mi, elbette değil ama olay o kadar ileriye gitmiş durumda ki iki yüz metre yakınında okul olan öğrenci velisi dahi servis tutuyor. Toplum olarak makineleşme konusunda Avrupa’yı geçmediysek de ona yakın bir durumumuz var dersem abartmış olmam.

      Çocuklarımızı yetiştirirken onlara müşfik olmalıyız, her türlü ihtiyacını karşılamalıyız ama hayatın zorluklarını da onlara öğretmek zorundayız, aksi halde onlara iyilik değil kötülük yaptığımızı unutmayalım. Zorluklarla yetişen çocukların hayatta ne kadar daha başarılı oldukları açıkça ortada. Muhallebi çocuğu gibi yetişen çocukların da hayatta çektikleri sıkıntılar ortada. Çocuklarımıza sadece rahat yaşam imkanı vermekten ziyade, onların, ahlaklı, erdemli, vatanperver, imanlı ve topluma yararlı insanlar olarak yetişmeleri için mücadele etmek zorundayız. Okul önlerinden geçerken insan utanıyor. Ufacık kız çocuklarının ağza alınmayacak küfürlerini duyunca insanın utancından yerin dibine giresi geliyor. Okul idaresinin bu konuda yapabileceği çok fazla birşey yok. Okul eğitim verir, çocukların öğretimini yapma görevinin aileler olarak bizlere düştüğünü unutmayalım.

   Çocukları sabah servise koyup okula göndermekle bu iş bitmiyor haberiniz olsun. O çocuğun okulda ne yaptığından tutun da kimlerle arkadaşlık yaptığına, boş zamanlarını nasıl geçirdiğine kadar her şeyi ile ilgilenmez isek o çocuktan çok fazla bir şey beklemeyelim. Üzülerek ifade etmek gerekirse uyuşturucu kullanma yaşının ortaokul seviyelerine indiği gerçeğini göz önüne alarak, çocuklarımızla ciddi anlamda ilgilenmek zorunda olduğumuzu unutmayalım. Aile olarak önce evde kendimiz ahlaklı olacağız ve çocuklarımız anne babalarını örnek alarak sokağa çıkacaklar ki sokakta kötü bir şey gördüklerinde yadırgasınlar, tepki versinler. Evde anne babası her türlü ahlaksızlığı yapan bir çocuğa okul ne yapsın, toplum ne yapsın? O yüzden önce bizatihi kendi nefsimizde bu işi çözeceğiz ki çocuklarımız sokağa çıktıklarında başkalarına örnek olabilsinler.

     Bu arada aklımda olan asıl konuyu unutmadan söyleyeyim; şu okul servisleri ile ilgili ciddi anlamda şikayetler almaktayım. Bu konuda önce okul idareleri, ardından da servisçilerin bağlı oldukları dernekler hassasiyetle işlerini yapmak zorundalar. Öğrenci velisi parasını ödediği halde servis şoförü veya servisin sahibi çocuğu istediği yerden alıp istediği yerde indirme keyfiyetini gösteriyorsa burada ciddi anlamda sorun var demektir. Birde öğrenci servislerinde memur taşıyan servisçiler var, buna bizatihi şahit oldum. Bu işi yapanlar o kadar ileriye gidiyorlar ki adeta kendileri haklıymış gibi onlardan şikayetçi olanları neredeyse dövecekler. Böyle bir saçmalık nerede görülmüş? Herkes işini adam gibi yapsın; yoksa biz buradayız… Yanlış yapanı anında toplumla paylaşacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Servis sahibi arkadaşlar eskiden bu işin korsanlarından yakınıp para kazanamamaktan şikayet ederlerdi, şimdi ise insanlar servis sahiplerinin müşteri beğenmediğini, her müşteriyi almadıklarını, aldıkları öğrenciyi de istedikleri yerde bıraktıklarını söylemekte. Bu söylenenler doğru ise servisçi arkadaşlar parayı fazala kazanıyorlar ki böyle davranıyorlar algısı oluşmakta; şayet öyle ise o zaman bunun da icabına bakmak lazım.

      Toplumun temel taşlarından birisi olan eğitim konusunun, yüce Kitabımızın ve inancımızın da ilk emri olduğunu unutmayalım. Eğitimsiz bir toplumun hiç bir konuda başarılı olma şansı yoktur. İlk emri “oku” olan bir kültüre sahibiz. Bu nedenle çocukların eğitimine çok ama çok önem vermek zorundayız. Bu anlamda önce kendi nefsimizden başlamak kaydı ile okuyarak, öğrenerek ve öğrendiklerimizi yaşayarak hayatımızı yaşamak zorundayız. Bugünlük de bu kadar yeter; kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR