VİZYON GÜNÜ 10 MUHARREM
İslâmî takvimin ilk ayı olan Muharrem, sadece bir zaman dilimi değil, aynı zamanda bir idrak mevsimi, bir yenilenme çağrısı, bir tevhid muhasebesidir. Özellikle bu ayın onuncu günü olan Aşure Günü, tarih boyunca insanlık için derin izler bırakmış olaylara sahne olmuştur. Aşure, yalnızca bir tatlı değil; bir tarih, bir ibret, bir çağrıdır. İşte bu nedenle, 10 Muharrem’i "Vizyon Günü" olarak nitelendirmek, hem tarihî olayların açılımını hem de bugüne bıraktığı anlamı en doğru şekilde ortaya koymak olur.
10 Muharrem günü, İslâmî kaynaklarda birçok önemli olayın yaşandığı bir gün olarak geçer. Bu olaylar arasında; Hz. Âdem’in tevbesinin kabulü, Hz. Nuh’un gemisinin tufandan kurtulup Cûdi Dağı’na oturması, Hz. Musa’nın Firavun’un zulmünden kavmini kurtarması, Hz. Yunus’un balığın karnından kurtulması, Hz. Eyyûb’un hastalığının sona ermesi, Hz. Yusuf’un kuyudan çıkarılması, Hz. İsa’nın göğe yükseltilmesi ve nihayetinde Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da şehit edilmesi, gibi insanlık tarihine yön vermiş, büyük ibretler barındıran hadiseler vardır. Bu ortaklık bize 10 Muharrem’in sıradan bir gün değil, ilahi bir dönüm noktası olduğunu göstermektedir.
10 Muharrem’de yaşanan olayların ortak noktası, insanlık adına bir arınma, bir kurtuluş, bir direniş ve bir yeniden başlama mesajı taşımasıdır. Bu nedenle Aşure Günü; yalnızca matem ya da sevinç günü değil, vizyonun, farkındalığın ve yön tayin etmenin günüdür. Hz. Musa; Firavun’un azgın zulmüne karşı özgürlük idealini ve ilahi yardıma güveni temsil eder. Hz. Nuh; tufanla gelen büyük felaketin ardından yeni bir başlangıcın sembolüdür. Hz. Yunus; sabrın, duanın ve teslimiyetin nasıl kurtuluşa dönüştüğünü anlatır. Hz. Hüseyin; zulme karşı eğilmeyen başı, hak ve adalet uğruna verilen mücadeleyi simgeler. Tüm bu olaylar, 10 Muharrem’in sadece geçmişe ait değil, geleceğe yön veren bir bilinç ve ilham günü olduğunu göstermektedir.
Aşure; tabağa değil, şuura konan tatlıdır. Geleneksel olarak yapılan aşure, farklı unsurların bir araya gelerek bir tat oluşturduğu, birlik ve beraberliğin mutfağa yansıyan halidir. Ancak aşure yalnızca bir karışım değil, aynı zamanda bir mesajdır. Farklılıkların rahmet olduğu, ayrılıkların değil birleşmelerin kıymetli olduğu bir çağrıdır. 10 Muharremde farklı peygamberlerin hayatında farklı sahneler yaşanmış, ama hepsi tek bir hakikate işaret etmiştir. Bu,hakikat; Allah’a teslimiyet, sabır, umut ve direniştir. Aşureyi paylaşmak, yalnızca bir yemeği dağıtmak değil; tarihi, inancı, direnişi ve umudu paylaşmaktır. O nedenle aşure günü; sofrada buluşmaktan önce, ortak değerlere sadakati hatırlatan bir buluşmadır. Kerbelâ; bir vizyonun bedelidir. Aşure Günü’nün en hüzünlü sahnesi, Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da şehit edilmesidir.
O gün, yalnızca Emevî zulmüne karşı bir başkaldırı değil, aynı zamanda kıyamete kadar gelecek nesillere şu mesajın verilmesidir; "Hakkın bedeli vardır ama hakkı terk etmenin bedeli daha büyüktür." Hz. Hüseyin, 10 Muharrem’i kanla, gözyaşıyla ama aynı zamanda izzetle, vakar ve direnişle mühürlemiştir. Onun davası; yalnızca geçmişin dramı değil, bugünün vizyonudur. Hangi çağda olursa olsun, Kerbelâ’da şu ders vardır; zulme rıza, zulümdür. Hak; yalnız bırakıldığında karanlık büyür.
Her 10 Muharrem yeni bir başlangıç olmalıdır. Aşure Günü; sadece hatırlamak değil, yeniden hatırlanmak ve hatırlatılmak içindir. Her 10 Muharrem, bir tefekkür günüdür. Geçmişi anlamak ve geleceğe yön çizmek için bir vesiledir.
Bu yönüyle 1 Muharrem; bir vizyon günüdür. Çağımızda nice Kerbelâlar yaşanmakta, nice tufanlar kopmakta, nice sabır imtihanları verilmektedir. Bu nedenle her Aşure Günü; geçmişten geleceğe yön verme fırsatıdır, bir "Vizyon Günü"dür. Mümin; bu günü sadece bir gelenek olarak değil, bir muhasebe ve yenilenme günü olarak idrak etmelidir.
Muharrem ayı; rahmet, bereket, mücadele, tazelenme, yenilenme canlanma ve ayağa kalkma ayıdır. Bu nedenlerle de Muharrem ayı; "Vizyon Ayı"dır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.