SOSYAL MEDYA KALEMŞÖRLÜĞÜ

Sosyal medya, son yıllarda toplumları dönüştüren, etkisi giderek artan bir mecra haline geldi. Özellikle ticaret, siyaset ve ibadet gibi hayatımızın önemli alanlarında sosyal medyanın etkisiyle bireylerde ukâlalaşma eğilimlerinin arttığını gözlemlemek mümkün. Sosyal medya; bireylere görüşlerini geniş bir kitleye yayma, kendini ifade etme ve özgürce konuşma imkanı sunarken, aynı zamanda eleştiriyi kabul etmeme, başkalarının düşüncelerini küçümseme ve kendini her konuda uzman görme gibi davranışları da tetikleyebiliyor. Bu durum, toplumu yalnızca bireysel değil, kolektif olarak da dönüştürmeye başlıyor.

Geleneksel ticaret anlayışında güven, dürüstlük ve müşteri memnuniyeti öne çıkarken, sosyal medya ile ticaret yapan birçok kişi, özellikle genç girişimciler arasında, "ben bilirim" tavrı gelişti. Kendi ürünlerini veya hizmetlerini tanıtırken sosyal medya kullanıcıları, eleştiriye açık olma yerine, müşteri geri bildirimlerini küçümsemeye veya görmezden gelmeye başlayabiliyorlar. Bunun sonucu olarak müşteriyle ilişkilerde saygı seviyesi azalıyor, hataları kabul etmek yerine müşterinin eleştirisi ukâlaca karşılanabiliyor. Bu da güvenin azalmasına ve ticarette müşteri memnuniyeti odaklı yaklaşımın zayıflamasına yol açabiliyor.

Sosyal medya, siyasetçilere ve politik aktivitelere geniş bir platform sunarken, bu platformun ukâlalaşmayı teşvik eden bir yanı olduğu da aşikâr. Siyasetçiler, sosyal medya üzerinden düşüncelerini ve ideolojilerini yayarken, eleştirilere tahammülsüzlük sergileyebiliyor, kendi görüşlerinin tek doğru olduğunu iddia ederek karşıt görüşleri küçümseyebiliyorlar. Toplumda da bu durumun etkisi görülüyor; sosyal medya kullanıcıları siyaset konusunda kendilerini daha bilgili hissediyor ve başkalarının görüşlerine hoşgörüsüz davranarak bir tür kutuplaşmayı körüklüyorlar. Bu ukâlalaşma, toplumdaki sağlıklı tartışma ortamını baltalayarak sosyal medya kullanıcılarının politik tartışmalarda saygı ve hoşgörüden uzaklaşmasına neden oluyor.

Sosyal medya, ibadetler konusunda farkındalık yaratmak ve dini bilgileri paylaşmak için etkili bir mecra olarak görülse de, burada da ukâlalaşma eğiliminin arttığı gözleniyor. Dini bilgi sahibi olduğunu düşünen bireyler, sosyal medya üzerinden başkalarını yargılayabiliyor veya kendi duyduklarını ideal olarak sunarak farklı uygulamalara saygı göstermeyebiliyor. Bu durum, dini inançlar ve uygulamalar konusunda insanlar arasında çatışmalara, yanlış anlaşılmalara ve kibirli bir tavırla başkalarını eleştirme eğilimlerine neden olabiliyor. Sosyal medya aracılığıyla dini kabüllerini paylaşan kişiler, bazen "doğruyu yalnızca ben bilirim" tavrına bürünerek başkalarının inançlarına saygı göstermede zorlanabiliyorlar.

Sosyal medyada paylaşılan dini bilgiler genellikle kısa, yüzeysel ve çoğu zaman bağlamından koparılmış şekildedir. Bu tür bilgi akışı, konunun derinlemesine anlaşılmasını engeller ve bazı kullanıcıların bu yüzeysel bilgileri mutlak doğru olarak kabul etmesine yol açar. Bilgi yetersizliğine rağmen bu tür kullanıcılar, kendi öğrendiklerini başkalarına empoze etmeye çalışarak ukâla bir tavır sergileyebilirler. Böylece eksik veya yanlış bilgilerle başkalarını yönlendirme riski ortaya çıkar.

Dini konularda bilgi paylaşan birçok kullanıcı, kendi bakış açısını mutlak doğru olarak sunma eğilimindedir. Sosyal medya üzerinden çeşitli ayet ve hadisler hakkında yorum yaparken, farklı mezhepler, kültürel gelenekler veya bireysel yorumlar göz ardı edilip tek doğru olarak kendi görüşleri paylaşılmaktadır. Bu, özellikle dine yeni ilgi duyan veya farklı görüşleri merak eden kullanıcılar üzerinde bir baskı yaratır ve farklılıkların tolere edilmediği bir ortam oluşur.

Sosyal medya, kişilere özgürce görüşlerini ifade etme olanağı tanısa da, dini bilgi paylaşan kişilerde eleştirilere karşı hoşgörüsüzlük gözlenebilmektedir. Kendi bilgisine güvenen veya kendisini dini konularda yetkin gören kullanıcılar, eleştirildiğinde veya alternatif bir bakış açısı sunulduğunda alaycı ya da yargılayıcı bir tavır takınabilir. Bu durum, başkalarının düşüncelerini küçümsemek ve kendini daha üstün görmek gibi davranışları da beraberinde getirebilir.

Sosyal medya algoritmaları, beğeni ve yorum sayısına göre içeriklerin yayılmasını sağladığından, dini konularda bilgi paylaşımı yapan bazı kişilerde popüler olma arzusu da öne çıkmaktadır. Bu kişiler, daha fazla etkileşim almak için dini bilgileri çarpıtabilecekleri veya dikkat çekici, sert yorumlarla öne çıkabilecekleri bir yol izleyebilirler. Popülerlik arzusuyla yapılan bu tür ukâla paylaşımlar, dinin gerçek anlamda öğrenilmesi ve anlaşılmasından çok bireylerin kendi egolarını tatmin etmelerine yol açabilir.

Sosyal medyada birçok kullanıcı anonim olarak yorum yapma özgürlüğüne sahiptir. Bu anonimlik, özellikle dini konularda ukâla bir tavırla başkalarını eleştiren, alay eden veya kendi doğrularını dikte eden bir dil kullanmalarını kolaylaştırmaktadır. Anonimlik, yüz yüze iletişimde gösterilen saygı ve nezaketin kaybolmasına ve kibirli bir üslubun yaygınlaşmasına sebep olabilir.

Sosyal medyada dini bilgilenmede ve bilgilendirmede ukâlalık; yüzeysel bilgi, eleştiriye tahammülsüzlük, mutlak doğruyu kendinde görme, popülerlik arayışı ve anonimlik gibi faktörlerle şekillenmektedir. Bu tür ukâla davranışlar, farklı görüş ve inançlara saygının azalmasına, hoşgörünün kaybolmasına ve dini bilgilendirme süreçlerinin sağlıklı bir şekilde ilerlememesine neden olmaktadır. Din gibi derin bilgi ve anlayış gerektiren bir alanda, sosyal medyanın etkisini olumlu bir noktaya taşımak için daha saygılı, mütevazi ve hoşgörülü bir yaklaşım benimsemek; bilgi paylaşımında özenli ve kaynaklara dayalı bir yaklaşım sergilemek önemlidir.

Sosyal medya, toplumun farklı alanlarında ukâlalaşmayı teşvik eden ve bireylerde özgüvenin yanı sıra hoşgörüsüzlüğü de besleyen bir alan haline geldi. Ticarette müşteri ilişkilerinde azalan saygı, siyasette artan kutuplaşma ve ibadette dini farklılıkların tolere edilmemesi, sosyal medyanın bu olumsuz yanlarının toplumda ukâlalaşmayı nasıl pekiştirdiğini gösteriyor. Sağlıklı bir toplum yapısı için sosyal medyanın bu etkilerini göz önünde bulundurarak, saygı, hoşgörü ve eleştiriye açık olma gibi erdemleri daha fazla öne çıkarmalı ve bu mecrayı daha yapıcı şekilde kullanmalıyız. Sosyal medya kalemşörlüğü, ucuz kahramanlıktır. Yıpratır ama sonuç alınmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR