Mehmet Ali Coşkuner

Mehmet Ali Coşkuner

HİNDİSTAN VE PAKİSTAN

Güney Asya’nın iki nükleer gücü Hindistan ve Pakistan, tarih boyunca defalarca karşı karşıya geldi.

Ancak bu seferki gerilim, sadece iki ülkeyi değil, tüm dünyayı tedirgin edecek kadar ciddi bir boyuta ulaştı.

Keşmir’in kanla yoğrulmuş toprakları, yine aynı acıyı, aynı yangını solumaya başladı.

22 Nisan 2025’te Hindistan’ın Cammu Keşmir bölgesinde düzenlenen ve çoğu Hindu turistin hayatını kaybettiği kanlı saldırı, yıllardır çözümsüz bırakılan Keşmir düğümünü bir kez daha boğum boğum sıktı.

Hindistan, saldırıyı Pakistan destekli terör örgütlerine bağladı.

Olayın hemen ardından Pakistanlı diplomatlar sınır dışı edildi, İndus Suları Antlaşması askıya alındı.

Diplomasi yerini meydan okumalara, açıklamalar yerini top seslerine bıraktı.

6 Mayıs sabahı Hindistan Hava Kuvvetleri “Operasyon Sindoor” adıyla Pakistan topraklarına yönelik geniş çaplı hava harekâtı başlattı.

Terör hedefleri vurulduğu söylendi ama füzelerin düştüğü yerlerde camiler, evler, çocuklar vardı.

Pakistan yanıt vermekte gecikmedi.

Hindistan’a ait iki savaş uçağının düşürüldüğü bildirildi, karşılık olarak Keşmir hattında top atışları başladı.

Sınır çizgisi bir kez daha insanlığın suskunluğuna gömüldü.

Bu çatışmaların ardında yatan en temel nedenin hâlâ çözülmemiş Keşmir meselesi olduğunu söylemek zor değil.

Ama mesele sadece toprak değil. Su da artık bir savaş sebebi.

Hindistan’ın İndus Nehri üzerindeki projeleri ve anlaşmaları askıya alması, Pakistan için yaşam damarlarının kesilmesi anlamına geliyor.

Su akmadığında toprağın çatlaması, diplomasi akmadığında barışın kurumasıyla eşdeğer.

İki ülke, yıllardır süren karşılıklı güvensizlik, milliyetçi refleksler ve dış güçlerin oyun sahasına dönüşen Keşmir ekseninde birbirine rakip olmaktan çıkamadı.

Her can kaybı, bir diğerini meşrulaştıran bahaneye dönüştü.

Her saldırı, karşılıklı intikam yeminleriyle beslendi.

Bu tablo, sadece Hindistan ve Pakistan halklarının değil, tüm bölgenin geleceğini karartıyor.

Küresel barışa katkı sunma iddiasındaki ülkelerin ve kurumların suskunluğu ise yangına körükle gitmekten başka bir anlam taşımıyor.

Çünkü bu coğrafyada suskunluk, barış değil felaket getiriyor.

Oysa bir zamanlar aynı topraklarda çocuklar birlikte oynardı.

Dinler, diller, ırklar yan yana yaşar, gökyüzü ortak bir dua olurdu.

Şimdi her top mermisi o geçmişi biraz daha uzaklara itiyor.

Ama unutmamak gerekir ki hiçbir savaş sonsuz değildir.

Bu yangın da bir gün sönecek.

Yeter ki, suyu taşıyan eller, öfkeyi taşıyanlardan fazla olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ali Coşkuner Arşivi
SON YAZILAR