ÇOCUK GÜNÜ...

Uluslararası Çocuk Günü fikri, 1925 yılında Cenevre’de yapılan Çocukların Refahı için Dünya Konferansı'ndan sonra doğmuştur. 54 ülke katılımıyla gerçekleşen Konferans’ta Çocukların Korunmasına Dair Cenevre Bildirgesi kabul edilmiştir. Dünya Çocuk Günü adıyla çocuklar arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesini amaçlar.

Dünya üzerinde birçok çocuk ya savaş ortasında ya da açlık sınırında yaşamını sürdürmektedir. Bu koşulları ortadan kaldırmak ve onlara daha iyi bir yaşam sağlamak amacıyla hazırlanan Çocuk Hakları Sözleşmesi, 191 ülke tarafından kabul edilmiştir.

Her yıl Ekim ayının ilk pazartesi günü kutlanmakta olan çocuklar günü,  bu vesileyle bu yıl 1 Ekim salı günü kutlanmıştır. Resmi protokol gereği, idareciler bu konuyu gündem yapmışlar, çocuk yuvalarına giderek, çocuklarla kucaklamışlardır.

Müslüman toplumlarda böylesi özel günlere ihtiyaç yoktur. Zaten doğuştan çocuklara karşı bireylerin, ailenin, okulun ve toplumun sorumluluğu vardır. Ancak, maalesef bu sorumluluklar değerlerimizin ifade ettiği şekliyle yerine getiril(e)mediği için sorunlar çıkmaktar. Böyle olunca da, küresel dünyanın ihtiyaçtan doğan ve deneme yanılma yöntemiyle bulduğu bu tür çareler müslümanlarca da değerlendirilmektedir.

Batı değerlerinin icat ettiği ve ortaya koyduğu faydalı işler incelendiğinde mutlaka ilahi dinlerin emir ve tavsiyelerinden kaynaklandığı görülmektedir. Bu nedenle, güzel ve faydalı bir hizmet nereden gelirse gelsin, onun uygulanması ve karşılık bulması yanlış olmayacaktır. Çocuklar günü de bunlardan biridir. Yani, çocuklar için bu gün faydalı oluyorsa kutlanmasında hiçbir mahsur olmadığı gibi hayırlı olduğunu söylemek de maksadı aşmayacaktır.

Doğuştan koruma altında olan beş "Değer"den bir tanesi, "Neslin Korunması"dır. Can, mal, din, akıl ve nesil; insan olmanın gereği olarak koruma altındadır. Hiçbir din, inanç ve etnik yapı gözetilmeden bu değerlerin korunması Allah c.c. tarafından va'az edilmiştir. 

Neslin korunması, ahlaklı ve eğitimli çocuklar yetiştirmeyle mümkün olur ancak. Ruhu ve bedeni doyurulmuş, maddi ve manevi açıdan gelişmiş bir nesil korunmuş olacaktır. Neslin korunabilmesi için koruyucu durumda olan okul ve aile de korunmuş olması gerekir.

Neslin korunması fıtratın gereğidir. Günümüz dünyasının olumsuz etkileri  evlatları esir etmektedir. Eğlence, uyuşturucu, alkol, kumar, kısa yoldan zengin olma, şans oyunları gibi bir çok ensturman; gençlerin hayal dünyasını süslemektedir. Ruhu manevi gıdalarla beslenmemiş çocuklar; söz konusu olumsuzlukların kurbanı olurlar.

Televizyonların ve tv dizilerinin büyüme çağında olan çocuklar üzerende etkisi tartışılamaz ölçüdedir. Dizi filmler, çocukları gerçek dünyadan uzaklaştırarak, onları kendi ütopik dünyalarında hayali bir yaşamın içine atmaktadır.  Hayal dünyasında ürettiği hayatı gerçek âlemde bulamayan çocuklar, içine kapanarak toplumdan uzaklaşmakta veya savrulmalar yaşamaktadırlar.

Neslin korunması, sağlıklı bir toplum için şarttır. Ayrıca, ahiret hayatında ve mahşeri sorguda en sorunlu alan neslin yetiştirilmesiyle ilgili sorulardan oluşacaktır. Çocuklardan kaçmak da, onlarla birlikte cennette yaşamak da dünyadaki yaşama ve çocuklara karşı sorumlulukların yerine getirilmesine bağlıdır. 

Bu nedenlerle "Çocuklar Günü"nü önemsiyor, başta yetim çocuklar olmak üzere tüm çocukların bu gününü kutlar, gözlerinden öpüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR