HİKMET SAHİBİ OLMAK...
İnsan, konuşan ve paylaşan bir varlık olarak yaratılmıştır. Fakat her şeyin fazlası zarar olduğu gibi, fazla konuşmak, fazla açılmak ve fazla güvenmek de insanın kıymetini azaltır. Hayat, aslında bir denge arayışıdır; söylenecek ile saklanacak, güvenilecek ile temkin edilecek, gösterilecek ile gizlenecek şeyleri ayırt edebilme maharetidir. Aksi takdirde, insan farkında olmadan kendi değerini tüketir.
Her halini anlatan değersizleşir. Çünkü insanın gizemi, vakarının ve karakterinin bir parçasıdır. İçini dökmek, paylaşmak bazen rahatlatıcıdır ama her hâlini ortaya sermek, kişiyi sıradanlaştırır. Bir insanın kıymeti, biraz da anlatmadıklarında, sakladıklarında gizlidir. Tüm hâllerini sergileyen kişi, kendisini tüketir, merak uyandırmaz, değeri de gözden düşer.
Her övgüye aldanan kaybeder. İnsan övgüyle şişer, alkışla sarhoş olur ama gerçek ilerleme, hakikatin terazisinde ölçülür. Övgülerin cazibesine kapılan kişi, kendi doğrularını kaybeder, başkasının gözündeki imajına hapsolur. Hâlbuki övgüye de yergiye de aynı mesafeden bakmak gerekir. Çünkü övgünün çoğu, insanın zaaflarını yakalayan bir tuzaktır.
Herkese güvenen yolda kalır. Güven, hayatı kolaylaştıran bir erdemdir fakat ölçüsüz güven, insanı yarı yolda bırakır. Herkese güvenmek, kapıları kilitlemeden evde uyumaya benzer. İnsanın güveni seçici olmalı, akıl ve tecrübe ile yoğrulmalıdır. Körü körüne güven, sadakati değil, ihaneti büyütebilir.
Her sırrını açığa vuran yalnızlaşır. Sır, sahibini ağırlaştıran bir emanettir. İnsan, sırrını anlattığında kendisini çıplak bırakır. Ne kadar çok kişi bilirse, o kadar çok kişi sırrın yükünü taşımaktan kaçar. Sırrını koruyabilen, aslında kendini korur. Sırrını herkese açan ise zamanla yalnız kalır, çünkü insanlar sırrı olanla yol yürümekten çekinir.
Her meziyetini ortaya döken tükenir. İnsan, tüm meziyetlerini sergilemekle kıymet kazanmaz, aksine kıymet tüketir. Bir insanın yeteneklerinin, iyiliklerinin, güzelliklerinin bir kısmı gizli kalmalıdır. Çünkü saklanan güzellik, insana derinlik katar. Her meziyetini ortaya dökenin büyüsü kalmaz, takdir edilmesi gereken şey bile sıradanlaşır.
Her bildiğini söyleyen cahil addedilir. İlim, her yerde ve her zaman söylenmez. Hikmet, yerinde konuşmakla değer bulur. Bilgiyi ölçüsüzce ortaya koyan, kendini bilge zannetse de çoğu zaman cahil muamelesi görür. Çünkü bilgelik, bilgiden çok, bilgiyi nerede ve nasıl kullandığını bilmektir.
İnsanın değeri, her şeyini anlatmasında değil; neyi, kime, ne kadar anlattığında gizlidir. Övgüye kapılmamak, güveni ölçülü kullanmak, sırra sahip çıkmak, meziyetleri yerli yerinde göstermek ve bilgiyi hikmetle dile getirmek; insanın kişiliğini muhafaza etmesinin yollarıdır.
Hayat, çok konuşarak değil; az ama yerinde konuşarak güzelleşir. İnsan, çok göstererek değil; gerektiğinde saklayarak kıymet kazanır. Varlığını, sırlarını ve bilgisini ölçüyle kullanan kişi, hem toplum içinde itibar sahibi olur hem de kendi iç dünyasında huzuru bulur. Fazla suyun toprağı çamur etmesi gibi, fazla söz de insanın değerini kirletir. Asıl meziyet; ölçüyle yaşamak, dengeyi korumak ve hikmeti kaybetmemektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.