Mehmet Ali Coşkuner

Mehmet Ali Coşkuner

ELEŞTİRİNİN ADRESİ SAMSUN LİMAN BAŞKANLIĞIDIR

Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım “Samsun Limanında Sular Durulmuyor” başlıklı yazım, Samsun kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

Gösterilen ilgiye teşekkür ediyorum.

Ancak yazıya dair bazı çevrelerden gelen yorumlar, bir hususu netleştirmem gerektiğini ortaya koydu.

O yazı, Samsun Limanı’nda yaşanan yönetimsel sorunları ve 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’nda yapılan büyük bir protokol hatasını konu alıyordu.

Ancak “Samsun Limanı” başlığı, bazı okuyucular tarafından yazının limanı işleten özel sektör şirketine bir eleştiriymiş gibi algılanmasına neden oldu.

Bu, hem yazının ruhunu hem de niyetimi yansıtmayan, tamamen yanlış bir yorumdur.

Bu yüzden bugün, hem kamuoyuna hem de sektör temsilcilerine net bir açıklama yapmak zorunluluğu doğmuştur.

Samsun Limanı, özel sektör tarafından başarıyla işletilen, bölgenin ve ülkenin lojistik anlamda yüz akı sayılabilecek nadir limanlardan biridir.

İşletme yönetimi; taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmış, iş disiplini, hizmet kalitesi ve kurumsal iletişimiyle örnek gösterilmektedir.

Bugün Samsun'da deniz ticareti gelişiyorsa, gemiler güvenle yanaşıyor, yükler zamanında elleçleniyor ve limanda faaliyet gösteren firmalar memnunsa; bunda limanı işleten özel sektör şirketinin büyük payı vardır.

Kamuoyuna şu gerçeği açıkça ifade etmek gerekir.
Samsun Limanı işletmesi ile ilgili en küçük bir memnuniyetsizlik, şikâyet ya da eleştiri yoktur.

Tam aksine, bu işletme yönetiminin Samsun için büyük bir şans olduğuna inanılmaktadır.

Eleştirilerimizin muhatabı; limanı işleten özel şirket değil, limanda kamu adına görev yapan Samsun Liman Başkanlığı’nın üst yönetim anlayışıdır.

Özellikle son bir yıldır bu kurumda sergilenen dışlayıcı, iletişimsiz ve kurumsal kültürden uzak yönetim tarzı, denizcilik camiasında ciddi kırılmalara yol açmıştır.

1 Temmuz Kabotaj Bayramı’nda onlarca yıldır bu deniz kültürünü yaşatan STK’ların, balıkçıların ve kayıkçıların törene davet edilmemesi; sadece bir organizasyon kusuru değildir.

Bu, devlet ile halk arasındaki bağı zedeleyen bir tercihtir.

Bu tercihi yapanlar, bugün kamuoyunda oluşan tepkinin gerçek sorumlusudur.

Liman deyince herkesin aklına vinçler, gemiler, konteynerler gelir.

Ama liman, aynı zamanda bir hafızadır.

Bu hafızayı koruyanlar, sadece yönetmelik bilen memurlar değil; o rıhtımda ömrünü geçiren kaptanlar, alın teriyle gemi indiren işçilerdir.

Bu insanları yok saymak, sadece kurumları değil, liman kültürünü de itibarsızlaştırır.

Sözün özü şudur.

Samsun Limanı’ndaki sorunlar, özel sektör eliyle yürütülen işletme yönetiminden kaynaklanmamaktadır.

Sıkıntılar, Liman Başkanlığı’nın mevcut yönetim anlayışıyla ilgilidir.

Bu yanlışın düzeltilmesi, Samsun denizciliğinin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır.

Yazımda da vurgulamıştım.

Denizle kavga edilmez. Çünkü deniz, küserse geri dönmez.

Bugün Samsun Limanı’nda yeniden bir güven ortamı kurulacaksa, bunun yolu halkı kucaklayan, sektörle istişare eden, geçmişe saygılı bir kamu yönetiminden geçer.

Liman, sadece bir ticaret kapısı değil; bu şehrin kalbidir.

O kalbi doğru ellerde atar halde tutmak hepimizin sorumluluğudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ali Coşkuner Arşivi
SON YAZILAR