Uzmanıyla Zihinsel Detoks yapmaya Ne Dersiniz?

İnsanın kaynaklarını sınırsız ve engelsiz olarak kullanabilmesi önemlidir. Zihindeki sınırlar ne kadar ötelenmişse, kişi kaynaklarını ve yaratıcılığını o kadar kullanabilmektedir. Farkında olarak ve olmadan alınan bilgiler ve yaşanan tecrübeler, kişiyi etkilemekte ve risk alma, macera yaşama ve en önemlisi yaratıcılık engellenmekte, hayat kendisi tarafından yönetilememektedir. Bugün sizlere bütün bunların giderilmesinde çok önemli olan bir anlamda zihinsel arınma olarak kabul edilen NLP'den bahsedecek, NLP'nin en önemli uzmanlarından biri olan Ramadan Balkı ile konuşacağız. Gazetemiz köşe yazarı Şevki Yıldırım sizin için Ramadan Balkı ile bir pazar söyleşisi yaptı.

Ş. Yıldırım: Sayın Ramadan Balkı önce kendinizi tanıtabilir misiniz?

 RAMADAN BALKI:  1980 yılında Samsun'un Çarşamba ilçesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimini Çarşamba'da tamamladım. Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans eğitimini aldım. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Yüksek Lisansını yaptım. 2001 yılından bu yana aktif olarak Kişisel Gelişim alanında araştırmalarını sürdürmekte ve seminerler düzenliyorum. Bunun yanında birçok özel eğitim kurumunda Eğitim danışmanlığı ve öğretmenlik yaptım. Bu çalışmalara devam etmekteyim. Etkili Öğrenme, Motivasyon, Stres-Kaygı konularında eğitim ve seminerler yapmaktayım

Ş. Yıldırım: Sayın Balkı NLP uzmanı olduğunuzu biliyoruz NLP'yi bizimle de paylaşır mısınız?

 RAMADAN BALKI: NLP, 1970'li yılların başında John Grinder (dilbilimci) ve Richard Bandler (matematikci,terapist) tarafından Amerika'da oluşturuldu. NLP,Konusunda yetkin birisiyle mükemmel birisi arasındaki fark nedir?' sorusuna yanıt arama çalışmalarının ürünüdür. Dallarında üstün performans sergileyen bazı kişiler seçilerek (Fritz Perls – Gestalt terapininkurucusu-,Virginia Satir-aile terapisti - ve Milton Erickson – psikiatrist- ) bu kişilerin sözel ve davranışsal yaklaşımları incelendi. Amaç, mükemmelliğe nasıl erişildiğinin belirlenerek bunun herkes tarafından öğrenilebilir-uygulanabilir hale getirilmesi idi (modelleme). Grinder ve Bandler kullandıkları modelleme teknikleri ve kişisel katkılarını beyin-dil-vücut arasındaki ilişkiyi sembolize etmek için 'Nöro-Linguistik Programlama' olarak isimlendirdiler. Günümüzekadar NLP kapsamında,psikoterapi,eğitim,sağlık, iş hayatı, yaratıcılık, yöneticilik, satış,liderlik…gibi cok geniş bir
yelpazeye yönelik çeşitli iletişim – değişim becerileri ve etkin yöntemler geliştirildi ve geliştirilmeye devam ediyor.

Ş.Yıldırım: NLP(NÖRO LİNGUİSTİK PROGRAMLAMA)Nedir ?

 RAMADAN BALKI: NLP, düşünme, dil ve davranış süreçlerini araştırarak, hedeflere ulaşmak için bu unsurlarınen etkin kullanımını öğreten bir çalışma Sahasıdır. Nöro: Yaşamdaki deneyimlerimizin beş duyumuz aracılığı ile algılanması ve işlenmesi.
Linguistik: Sözlü ve sözsüz iletişim ve davranışlarımız aracılığı
ile düşüncelerimizi yansıtmaLarımız. Programlama: Zihnimizin iç programlarını kullanarak düşüncelerimizive iletişimimizi belirlediğimiz ve arzuladığımız hedeflere ulaşacak şekilde düzenlemektir.

Ş. Yıldırım: NLP'nin gelişimi nasıl oldu?
 
 RAMADAN BALKI: yeni uzman ve eğitimcilerin katkılarıyla NLP o kadar büyüdü ki artık, NLP'nin kurucuları Bandler ve Grinder bile bu gelişimde yetersiz ve yeni olan birçok başarı Stratejilerinden habersiz kaldı. NLP'nin bu kadar hızlı ve kontrolsüz büyümesi birçok problemi de yanında getirdi. Birçok işe yarayan başarı stratejilerinin yanında, işe yaramayan stratejiler ve bilgilerde
ortaya çıktı. NLP'yi tam anlamıyla kavrayamayan eğitimcilerin
artmasıyla insanlar, NLP'yi tam anlamıyla tanıyamadılar.

ş. Yıldırım: NLP Ne İşe Yarar ?

 RAMADAN BALKI: Kişisel farkındalığınızı artırmaktan, korkularınızın ötesine geçmeye kadar,seçtiğiniz meslekte mükemmelleşmeye kadar her alanda olduğu düşünülen hedeflerinizi gerçeğe  dönüştürebilmek. Mantıklı, kesin, ulaşabilir, iyi detaylandırılmış hedefler oluşturabilmek, Motivasyon gücü artırılarak iş ve özel yaşamda yüksek performans sergileyebilmek,
Psikolojik pazarlama yeteneği geliştirilerek daha fazla satış yapabilmek ve daha iyi bir ekonomi oluşturabilmek, Düşünce gücü ve karar verebilme yeteneği artırılarak problemlere karşı, hızlı ve yapıcı çözümler üretebilmek. Ahenkli, etkileyici ve stratejik iletişim kurabilme ve güçlü bir ikna yeteneğine sahip olabilmek,
Zamanını daha verimli kullanabilmek ve kısa sürede daha verimli sonuçlar elde edebilmek, İstenmeyen davranışlarını değiştirebilmek, duyguları kontrol edebilmek ve yeni yetenekler kazanabilmek,
Stres enerjisini olumlu yönde kullanabilmek ve stres altında pozitif düşünebilmek, İnsanları ve kendinizi daha iyi tanıyabilmek, insan psikolojisine göre ileri düzey iletişim kurabilmek, Kişisel ve toplumsal liderlik yetenekleri geliştirilerek, etkili yönetim stratejilerini uygulayabilmek, İş yaşamında daha başarılı olabilmek için aile içi ilişkilerini geliştirebilmek, ve hayattan daha fazla zevk alabilmek için,ayrıca daha başarılı olmaya yardımcı olur

Ş.Yıldırım: Zekâya bir katkısı var mı?

 RAMADAN BALKI: Evet, kesinlikle var… İnsan beyni yaklaşık yüz milyar hücreden oluşur ve bunun sadece yine yaklaşık on beş milyarı sinir hücresidir. Bununla birlikte bir insanın zihin kapasitesi (zekâyı böyle kabul edersek) onun beynindeki nöron sayısına değil, nöronlar arasında kurduğu bağlantılara bağlıdır.
Doğduğumuzda milyarlarca nöronun gövdeleri hazır olarak beynimizde mevcuttur. Yeni öğrenmelerimiz ile var olan bu nöronlar arasında yeni bağlantılar oluşur. Gördüğümüz, okuduğumuz, duyduğumuz kısacası beş duyumuzla beynimize gönderdiğimiz her şey, beynimizde yeni bir bağlantı oluşturur. Önce zayıf olarak kurulan bağlantı, aynı uyaran beyne tekrar tekrar gönderildikçe güçlenir. Ve sonunda o bilgiye tahsis edilmiş bir otoban haline gelir. Kişi bu bilgiye her ihtiyaç duyduğunda en hızlı şekilde ona ulaşır. Buradan hareketle bazı öğrencilerin neden daha az ve bazı öğrencilerin neden daha başarılı olduğu ipucu –biyolojik temel üzerine- yakalanmış olur.
İşte NLP, bu bağlantıları güçlendirecek tekrarları daha kısa sürede ve kalıcı bir şekilde gerçekleştirme imkânını sağlar ve gerekli teknikleri sunar. Böylece nöronlar arası bağlantıları çok daha fazla olan birinin daha zeki ve daha başarılı olması kaçınılmazdır.

Bununla birlikte NLP uygulamaları daha çok beynin sağ lobuna yönelik olduğundan beynin o kısmının özelliklerini harekete geçirir. Sol ve sağ lob fonksiyonları birlikte kullanıldığında kişinin zekâsında gözle görülür bir artış ortaya çıkar. Burada söylemek istediğimiz NLP'nin zekâya dışarıdan bir şey kattığı değil, var olan potansiyeli açığa çıkardığı ve bunun için gerekli donanıma sahip olduğudur.

Ş. Yıldırım: Peki Sayın Balkı NLP'nin beyin hücrelerini artırıcı özelliği var mı?

 RAMADAN BALKI: Hayır. Beyin hücrelerini artırıcı bir özelliği yok. Böyle bir özelliğe sahip herhangi bir bilim disiplini de yok. Sadece daha önce de söylediğimiz gibi beyinde sinir hücreleri arasındaki bağlantı sayısının artırılmasında rol oynar.

ş. Yıldırım: Hafızayı  güçlendirir diye duymuştum. Doğru mu? Hafızayı güçlendirmek için neler yapılabilir bu anlamda?

 RAMADAN BALKI: Evet, doğru…  NLP uygulamaları nörolojik temel üzerinde çalıştığı için yeni bağlantılar oluşturarak zihinsel gücünüzü ve verimliliği artırır. Özellikle hafıza ile ilgili problemlerin çözümünde beynimizin sağ lobunu devreye soktuğumuzda, listeleri, isimleri, yüzleri veya sayfalarca dokümanı rahatlıkla hafızamıza alabiliriz. Yapılabilecek şeyleri belirlemek için önce kişinin hafıza verimini nelerin düşürdüğünü  tespit etmek ve bunları gidermek gerekir. Örneğin motivasyon eksikliği, hafızasının zayıf olduğu inancı, zihin dağınıklığı vs. Bu ve benzeri engeller NLP uygulamaları ile ortadan kaldırıldıktan sonra sol ve sağ beyin loblarını birlikte kullanan hafıza teknikleri öğrenilmelidir.

ş.Yıldırım: Hayal gücü  önemli mi NLP'de? Hayalle neler yapılabilir?

 RAMADAN BALKI: Einstein'ın dediği gibi: “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.”  Böyle olunca hayal gücü NLP içinde vaz geçilmez bir enstrüman olur. Bununla birlikte NLP'de hayal gücü dediğimizde, günlük hayatta kurguladığımız silik, puslu hayalleri kast etmeyiz. Öyle bir hayal kuracağız ki beynimiz bunu gerçeğinden ayırt edemeyecek ve bizim istediğimiz tepkiyi verecek. Bunu sağlamak için mümkün olduğunca beş duyumuzu ve duygularımızı işin içine katmalıyız. Kısacası  hayal gücünüz size, istediğiniz şeyi zihninizde canlı bir şekilde deneyimleme imkânı verir. Geleceğinizin nasıl olmasını istiyorsanız tam olarak o şekilde hayal etmenizi sağlar. Gerçekleşmesini istediğiniz bir şeyin açık ve net bir görüntüsünü yaratmak için hayal gücünüzü kullanmalısınız. Bunu bir kez yaptıktan sonra hayal ettiğiniz şey gerçekleşene kadar, yani istediğiniz şeyi elde edene kadar bu görüntülü fikre düzenli olarak odaklanmayı sürdürmelisiniz. Fiziksel, duygusal veya ruhsal düzeyde kendinizle ilgili herhangi bir şeyi hedefleyebilirsiniz. Örneğin kendinizi yeni evinizde veya son model otomobilinizde hayal edebilirsiniz. Belki de hedefiniz yeni ve daha kazançlı bir iş  olabilir. Ya da evlilikle sonuçlandırmayı istediğiniz mutlu bir ilişki hayal edebilirsiniz. Bütün bunların dışında eğer öğrenciyseniz kendinizi harika hafızanız ve öğrenme yeteneğinizle başarıdan başarıya koşarken hayal edebilirsiniz. Ya da ideal kilonuza ulaşmış halinizi hayal edebilirsiniz. Eğer yukarıda söylediğimiz özelliklere uygun hayaller kurabilirseniz bilinçaltınız siz farkında olmasanız bile sizi hedefinize doğru yönlendirecektir. Ve siz, sanki hiçbir şey yapmadan hedefinize ulaşmış hissedeceksiniz. 

Ş.Yıldırım: Dikkat dağınıklığında nasıl bir rol oynar bu sistem?

 RAMADAN BALKI: Bu durum, dikkat dağınıklığı yaşayan kişinin içinde bulunduğu biyolojik, psikolojik ve sosyolojik şartlarla doğrudan ilişkili. NLP özellikle psikolojik ve sosyal şartları yeniden düzenlemede yardımcı olur. Biyolojik şartlar, doğal olarak konuyla ilgili bilim insanının uzmanlığını gerektirir.

ş. Yıldırım: Size gelen kişilerde yüzde 100 başarı sağlandı mı?

 RAMADAN BALKI: Bu soruya yanıtım evet! Başlangıçta garip gelebilir bu, ama neden böyle olduğunu açıklayınca hak verirsiniz sanırım. Gelen kişi ile öncelikle “hedef çalışması” yaparız. Söz konusu çalışma burada anlatamayacağım kadar uzun, bazen üç-dört oturum sürüyor. Bu çalışma sonucunda kabaca 1-kişi bu hedefe ulaşabilmek için hangi kaynaklara sahip ve daha hangi kaynaklara ihtiyacı var? 2- biz bu kaynakları elde etmesinde ve hedef yolculuğunda ona gerçekten yardımcı olabilecek miyiz? Ve üçüncüsü, bu hedefe ulaşmak; kişiye, yakın çevresine ve uzak çevresine ne gibi etkilerde bulunacak? Sorularına yanıt arıyoruz. Ulaştığımız yanıtlar olumlu ise devam ediyoruz ve başarı kaçınılmaz oluyor. Olumsuz ise kişi ile bu sonucu paylaşıyoruz. Gerekli değişiklikleri yapmak konusunda istekli ise devam ediyoruz, değilse bırakıyoruz. NLP kişiye rağmen uygulanacak bir teknik değil, kişiyle birlikte çalışılacak bir tekniktir. Aksi durum, NLP için etik olmayan bir davranıştır.

Ş.Yıldırım: Genelde size gelen kitle nasıl bir kitle? Yaş, meslek olarak…

 RAMADAN BALKI: Burada yelpaze oldukça geniş… Yukarıda NLP'nin uygulama alanlarını saymıştık. O alanlar içerisinde bulunan her yaş ve cinsiyetten insanlar bize gelebiliyor. Buradaki ortak nokta, aslında hemen hepsinin NE istediklerini bilmeleri ama istediklerine Nasıl ulaşacaklarının bilgisine, yöntemine sahip olmayışları. İşte NLP tam da bu nokta da onlara yardımcı oluyor.

ş. Yıldırım: Sayın Balkı NLP konusunda 3 dakikalık bir seminerden söz edilir. Nedir bu? Yani NLP'yi anlatmanın en kestirme yolu mudur?
 
 RAMADAN BALIK: J.O'Connor isimli NLP konusunda alim bir zat, 1989 yılının Ağustos ayında Kaliforniya şehrinde üç yüz kişilik seçkin bir gruba, NLP üzerine, sadece üç dakika süren bir seminer vermişti. "Bayanlar baylar" diye başlamıştı sözlerine, "Yaşam yolculuğunda başarılı olabilmeniz için sadece şu üç Şeyi hatırlamanız yeterlidir: "Tahtaya şu üç terimi yazmıştı : Outcome (Ulaşmak İstediğiniz sonuç), Acuity (Duyusal Keskinlik) ve Flexibility (Esneklik). Sonra dinleyicilere dönerek şu açıklamayı yapmıştı: "İlk olarak ne istediğinizi bilmelisiniz. Her durumda, her koşulda ulaşmak istediğiniz sonuç hakkında açık bir fikriniz olmalı. İkinci olarak duyularımız keskin ve açık olmalı ki, kendinize olanlara dikkat edebilesiniz. Meditasyon yaparak bunu geliştirebilirsiniz. Üçüncü olarak arzu ettiğiniz sonucu elde edene kadar yöntemlerinizi değiştirecek, değişimi sürdürebilecek bir esnekliğe sahip olmalısınız. Hepsi bu. "Sonra kendisini izleyenleri saygıyla selamlayıp seminer salonundan çıkmış, gitmişti.

Ş.Yıldırım: Gerçekten çok güzelmiş. Etkili iletişim becerileri konusunda söyleyecekleriniz neler olacak?

 RAMADAN BALKI: Etkili iletişim becerileri Kısacası iletişim; diğer insanlarla - tesadüfi konuşma, ikna, öğretme, görüşme - her türlü etkileşimi tanımlamada kullanılabilecek bir eylemdir. İletişim en az iki insan tarafından ortaya konan dinamik bir süreçtir.
İletişim sırasında neler olduğuna hiç dikkat ettiniz mi? Bir birey dikkatini bir başkasına verdiğinde karşısındakinin söylediklerini ve yaptıklarını sistemine dahil eder. İnsan kendi içsel düşünceleriyle “harita kavramını hatırlayınız” duygularıyla temas kurar kendi haritasındaki düşünme tarzı ve bireysel bakış açısı ile tepki verir. İletişim söylediğimiz sözcüklerden çok daha fazlasını içerir. Hiçbir şey söylemeden susmak bile bir iletişim yöntemidir. İletişimde asıl etkinin yüzde 55 oranında vücut dili - duruş, el hareketleri, göz teması, vs., yüzde 38 oranında ses tonu ve sadece yüzde 7 oranında söylenen sözcüklerden oluştuğu yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Basit bir cümle kuralım. 'Ahmet'in saçlarını seviyorum'. Vurgulamayı farklı kelimeler üzerine koyarak bu cümleyi bir kaç kez söyleyin. Sesinizin ton, yükseklik ve tınısını değiştirmenin anlamı nasıl  değiştirebileceğini gördünüz mü?  Etkili İletişim İçin Üç Önemli Adım
1. Hedefinizi belirleyin
Öğrencilerinizle, eşinizle, çocuğunuzla yada her hangi bir grupla iletişimde bulunurken ne elde etmek istediğinizi önceden belirlerseniz, kuracağınız iletişimin kalitesi artar, kişi üzerinde olumlu etki kurabilirsiniz. Öncelikle kendinize,  “Kuracağım iletişimden ne bekliyorum, bana ve karşımdaki kişiye faydası nedir”sorusunu sorarak işe başlayabilirsiniz.
2. Duyularınız açık olsun
Belirlediğiniz mesajı aktarıp aktaramadığınızı anlamanın tek yolu karşıdaki kişi tarafından nasıl algılandığının farkına varmaktır. Kişinin içsel düşünme ve duyguları dış davranışlarına yansır. Bireylerin nasıl tepki verdiğini anlamak istiyorsanız vücut duruşlarına, nefes alış verişlerine, deri rengine, göz hareketlerine, el ve ayak hareketlerine, yüz ifadelerine ve seslerinin ton ve kalitesindeki değişikliklere dikkat edin.
3. Esnek olun
Etkili bir ileşim kurmanın püf noktası  iletişimin anlamı, aldığınız tepkidir. İletişim bir devredir. Yaptığınız şeyler karşıdakini etkiler ve onun yaptığı şeyler de sizi etkiler. Unutmayın iletişimde önemli olan, sizin ne söylediğiniz değil,karşınızdakinin bundan ne anladığıdır.  İnsanların tepkilerini izlerken aslında amaçladığınızdan farklı bir mesaj aktarmış olduğunuzu görürseniz, bunu faydalı bir dönüt olarak kabul edin ve istediğiniz tepkiyi alıncaya kadar iletişim şeklinizi değiştirin. Sonunda başardığınızı göreceksiniz.

Ş. Yıldırım: İletişimde uyum ne derece önemlidir?

 RAMADAN BALKI: Yukarıda da bahsettiğimiz gibi iletişim kelimelerden başka şeyleri de içinde barındırmaktadır. Etkili bir iletişim kurabilmek için öncelikle uyum yeteneğine sahip olmak gerekir. Karşıdaki insanın görüşlerine katılmasanızda onun duygu ve düşüncelerine önem verdiğinizi belirtmeniz yani anlaşıldığı duygusunu ona yaşatmanız iletişimdeki en önemli kurallardan bir tanesidir. Karşımızdaki insanın vücut dili ve ses tonu açısından uyum ve aynalama yöntemini kullanarak, onun duygu dünyasının içine girerek uyum yaratmak mümkündür Böylece kendi dünyamız ile onun dünyası arasındaki köprüyü kurar ve karşılıklı güvenin temellerini atmış oluruz.

ş.Yıldırım: Geçtiğimiz günlerde bir Lise için düzenlediğiniz semineri izledim. Orada yanlış anımsamıyorsam Adem ismli bir gencin dokunmadan rahatsızlık duyduğu tikini 3 dakika gibi kısa bir sürede giderdiniz. Bu konuyu anlatır mısınız?

 RAMADAN BALKI: Her şey beyinde başlayıp beyinde bitmektedir. Beynimizi iyi kullanmayı becerebilirsek bütün sıkıntılarımızı hafifletmiş veya tümden gidermiş oluruz. Yalnız bu değil pek çok konuda bu işlemleri yapabiliyoruz. Sigara tiryakisine bir seansta sigara bıraktırabiliyoruz.

Ş.Yıldırım: Şimdi sınav dönemine girmek üzereyiz. Öğrencilerde sınav stresi ve kaygısı doruk noktaya çıkmış durumda neler öneriyorsunuz?

 RAMADAN BALKI: Başarısız öğrenci yoktur. Kendini keşfetmemiş, özgüven eksikliği olan öğrenciler vardır. Sınavları hayatın içerisindeki renkler olarak görmek gerekir. Tabi ki çalışmak, çaba göstermek gerekir. Ama kesinlikle heyecana kapılmamalılar. Yaşanan kaygı çok yoğun ise, kişinin, enerjisini verimli bir biçimde kullanması, dikkatini ve gücünü yapacağı işe yönlendirmesi engellenir. Kişi potansiyelini tümüyle kullanamaz ve istenen performansa erişemez. Kaygımız yükseldiği anda bedenimiz bazı sinyaller gönderir. Kalp atışlarında hızlanma, terleme ya da üşüme, yorgunluk; solunumda güçlük, titreme, mide ağrısı, baş ağrısı bunlardan bazılarıdır. Böyle durumlarda kullanacağımız bazı yöntemler kaygının başa çıkılabilir düzeye inmesi için bize yardımcı olabilir. Sınav ertesi gün, uyku tutmuyorsa, sınav saati ecel gibi yaklaşıyorsa, sınava girerken eliniz ayağınız titreyip soğuk terlemeye başladıysanız, bir de sınavda beyniniz zonkluyor, sınav kâğıdını açmaya cesaret edemiyor ve soruları heyecandan okuyamıyorsanız yoğun bir sınav kaygınız var demektir. Zamanı iyi kullanamama, kötü çalışma alışkanlıkları, beklenti düzeyi, mükemmeliyetçi yaklaşım, görev ve sorumlulukları erteleme, başarısız olma korkusu sınav kaygısının nedenleridir.  Sınavlara bir plan ve program dahilinde hazırlanmak, çalışmaları asla ertelememek, zamanı verimli kullanmak, beklentiyi gerçekçi tutmak, olumsuz duygu, düşünce ve davranışlardan kurtulmak ise Sınav Kaygısını azaltan faktörlerdir

Ş.Yıldırım: Sayın Balkı çok teşekkür ederim bize ayırdığınız zaman için. Size kolaylıklar ve başarılar dilerim.

 RAMADAN BALKI: Asıl, ben teşekkür ederim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Pazar Sohbeti Arşivi
SON YAZILAR